6

12.9K 618 45
                                    

22.01.2023

Ne varsa buğusu genzi yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ah ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştüm

Kulağımdaki şarkının sesi dışarıdan gelen sesleri bastırıyordu ancak kafamın içinde dolaşan sesleri bastırmıyordu.

Sağ elim göğsümüm sol tarafında kalbimin üzerinde duruyordu.

İçinde bulunduğum araba beni öz ailemin evine değilde, bir çıkmaza götürüyor gibiydi sanki.

Şoför koltuğunda Korhan Arıkan, yanında ise Pınar Arıkan vardı. Arka koltukta sağ tarafta ise ben oturuyordum.

Neden şoför kullanmadıklarını ben de çözememiştim.

Her hareketimi inceliyorlardı, dikkat etmem gerekiyordu. Zordu, genel olarak fevri bir karakterim vardı ve kendi iplerimi kendim sıkı tutmaya çalışıyordum.

Hiçbir zaman beni bu kadar geren bir ortamda veya bu kadar tanımadığım insanlarla aynı yerde olmamıştım.

Beni aileye alıcaklarına ya da aileden göreceklerine inancım yoktu.

Köklü ailelere sonradan giren bir çocuk olurdu, o çocuğu çok seviyorlarmış gibi sosyeteye takdim ederlerdi sonrasında ise o çocuk ailenin piyonu olurdu. Bir yerde aileden biri harcanması gerekiyorsa aileye sonradan geleni harcarlardı, bu hep böyleydi.

Doğan Karaslan aileye sonradan girmememe rağmen beni harcamıştı. Burada kim bilir ne olurdu?

Kendimi harcatmazdım bu sefer.

Önyargılı mıydım? Hayır bu önyargı değildi, bu gerçekleri yüzüme çarparak beklentiye girmemi engellemek için olan bir şeydi.

Ben de insandım olur olmaz şeyler için beklentiye girebiliyor, umuda kapılabiliyordum.

Hakkımdaki her şeyi biliyor olduklarının farkındaydım öylesine araştırmadan evlerine sokmazlardı, okuduğum okuldan, sicilime, hastane raporlarıma kadar hepsi ellerindeydi şuan büyük ihtimalle.

O da saçmalıktı öğrendikleri, gördükleri çoğu şeye rağmen bu arabadaydım. Gerçi eve vardığımızda beni ne beklediğinin, neler olacağını bilmiyordum.

Her ne olucaksa ona hazır mıydım? Orası muammaydı işte.

Her türlü riski almıştım, hazırdım ama şefkate veya sevgiye hazır değildim.

Herkesi kandırırdım, dolandırıcı bir kişiliğim vardı ama kendimi asla kandırmaya çalışmazdım.

Neysem, oydum.

&&

"Abilerin salondalar, çok şaşıracaklar buna eminim ama ne tepki vereceklerini pek bilemiyorum. Hiçbirinin haberi yok sürpriz olucak onlara." Diye beni içerideki manzaraya alıştırmaya çalışan Pınar Arıkan'ı kafamı sallayarak onayladım.

"O zaman evine hoşgeldin kızım." Duyduğum cümle bir anlık kalakalmamı sağlamıştı.

Evine.

Kızım.

Gözlerimi sıkıca yumup bir süre bekledikten sonra açtım.

Önünde beklediğimiz kapı açıldığında taş duvarlardan göremediğimiz büyük ev gözler önüne serilmişti.

Üç ya da dört katlıydı arabadan tam belli olmuyordu. Bahçe çok büyüktü gördüğüm kadarıyla.

Gergindim.

LuziaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin