Tanıtım - Epilog

12.1K 186 49
                                    

    "Nisa, sakın sosyal medyaya girme."

   Gelen mesajla sabahtan beri içimde olan sıkıntı nüksetmiş, boğazıma sarılmıştı. Korku içimi sarmış, beynim başıma gelecek felaketleri senaryolar halinde önüme sürmeye başlamıştı.

   Makbule'nin uyarılarını göz ardı ederek sosyal medyaya girdim. İlk başta her şey normalmiş gibi görünüyordu fakat sonra korka korka sessize aldığım o hesaba girdim. Hikaye paylaşmıştı. Hikayenin üstüne bastığımda gördüğüm şeyle gözlerimin dolması eş zamanlı oldu. Soru – cevap hikayesinde "Yengemiz nerede?" sorusuna çocuk oyuncularla çekildiğim fotoğrafı paylaşıp "Sette çalışıyor. " demişti. Hala kabullenemiyordu. Ayrıldığımızı, onu sevmediğimi, kavgalarımızı, bana yaptıklarını... Onun için her şey kısa bir aradan ibaretken ben içimde boğuştuğum, yenik düştüğüm, duygularla başa çıkmak için sakinleştirici ilaçlar kullanmak zorunda kalıyordum.

   Baş ağrımın nüksettiğini hissediyordum. Etraf bulanıklaşmıştı. Bunun sebebinin dolan gözlerim mi yoksa baş gösteren panik atağım mı olduğundan emin olamıyordum ama sette kriz geçirip rezil olmamak için hemen oturduğum yerden kalkıp ilacımı almak için karavana doğru yürüdüm. İçeride kimin olduğunu önemsemeden, kimin ilaç içtiğimi fark edeceğine bakmadan çantamı aramaya başladım fakat ellerim o kadar titriyordu ki çantamı bile zor elime geçirmiştim. Çantamı açtığımda içindeki ilacı bir türlü bulamamam yüzünden göz yaşlarım dökülmeye, ağzımdan hafif hıçkırıklar çıkmaya başladı. Nefes alamıyordum. Korku tüm vücudumu öyle bir sarmalıyordu ki nefesim kesiliyordu. Tam her şeyden vazgeçip karavanın içinde kıvrılıp krizimi geçirmeye göz yummuştum ki derinden gelen o sesi duydum. Karavanda yalnız değildim.

  "Nisa, iyi misin?" Hayır.

  "Nisa, ne oldu?" Çok şey.

  "Nisa, bana cevap verir misin? Korkuyorum." Bende.

  "Nisa! Kendine gel, nefes al!" Alamıyorum.

  "Ne yapayım senin için? Bana bak."

  Yüzümü kocaman nasırlı ellerinin arasına aldı. Göz yaşlarımı silerken sakinleşmem için masmavi gözleriyle bana bakıyor, adeta yalvarıyordu. Nefes almam için benimle birlikte nefes egzersizi yapıyordu. Konuşamıyordum. Konuşsaydım, ilacımı isteseydim, onu bu kadar korkutur muydum? Bilmiyorum. Gözlerime o kadar derin bakıyordu ki kafamı başka hiçbir yere çeviremiyordum. O kadar endişeli, o kadar korkmuştu ki bir an önce masmavi olan gözlerinde şimdi koyu yeşillikler vardı. Gözlerindeki korku, nasırlı elleri, kokusu... o kadar odaklandığım şeyi vardı ki, panik atağım yavaşça beni terk ederken bedenimin gevşediğini bile fark edememiştim. Fakat o fark etmişti. Düşmemem için beni kendine çekti. Başım göğsüne yaslanırken göz yaşlarım bu sefer daha hızlı bir şekilde akıp onun tişörtünü ıslattı. O sustu, ben ağladım. O saçımı okşadı, ben ağladım. Ben sakinleşene kadar hiçbir şey yapmadı. Sadece sakinleşmemi bekledi. Ne kadar süre geçti, bilmiyorum. Kimse bizim yokluğumuzu fark etmedi mi, bilmiyorum. O an sadece o, kokusu, elleri, sıcaklığı vardı.

  "Ogeday," dedim, kısık ve çatallı sesimle.

  Kafamı hafifçe kaldırdı, gözleri yine endişeli fakat bir o kadar da rahatlamış halde gözlerime baktı. Ne diyeceğimi merak ediyordu. Ağzımdan çıkan iki kelime, o an onun da benim de beklemediğim bir şeydi. Tamamen kalbimden kopan, beynimin süzgecinden geçmeden, mantığımın engeline takılamadan öylece çıkıvermişti.

  "Teşekkür ederim."

  Ve ben o gün aylar sonra ilk defa panik atağımı ilaçsız bir şekilde bastırdım.

  Selaam, ilham perilerim ve ben buralara bir uğramak istedik. Hikaye nasıl ilerler, neler Survivor ile paralel gider, ne sıklıkla bölüm atarım, kitap iyi mi biter kötü mü biter bilmiyorum. Sadece kendimce yaptığım kurgu ile buralarda biraz takılmaya geldim. Yazdığım olayların gerçekliğine de takılmayalım. Sadece biraz kafa dağıtmaya gelelim buraya, olur mu? Sizin de yorumlarınızı, isteklerinizi merak ediyorum. Şimdilik tanıtımla buralardayım. Size iyi okumalarr...

Kendimi Sende Buldum - OgnisNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ