ÖB 2 - Her Şey Sen

4.1K 186 136
                                    

  
   Selaaam, ksb ile geldik hoş geldik mi...
   Size iyi okumalar.


Ogeday

Böyle olacağını tahmin etmeliydim.

Hastahane odasında tek başıma oturup sakat dizime bakarken derince iç geçirdim. İyileşmesi nereden baksam bir ayı alacaktı. O da İhsan'ın çok sıkı bir tedavi uygulaması ile mümkün olabilirdi. Tek tesellim bu sakatlığın son turnuvada yaşanmış olmasıydı. Yine de bugün, onlarca kere yaptığım gibi derince iç geçirip etrafa bakındım. İspanya'daydım. Kürek turnuvası için bir hafta önce gelmiştim ve bu bir hafta hayatımın en gergin günlerini kapsamıştı.

Gelmeden iki gün önce Nisa ile yaşadığımız kavga yüzünden tüm sinirlerim gergindi. Üzgündüm. Saçmasapan şeyler yüzünden kavga ettiğimiz olurdu, ilişkiydi bu tabii ki kavga edecektik ama ilk defa birbirimizi anlamayı reddetmiş, birbirimizin gönlünü almadan ayrı kalmıştık. Normalde, kimin hatalı olup olmadığına bakmadan birbirimize sırnaşır, iki tatlılık yapar birbirimizin yüzünü güldürürdük. Fakat bu sefer iş çığırından çıkmış, ikimiz de inada bindirmiştik. Bu durum içime öyle bir sıkıntı olmuştu ki bir haftadır çıktığım hiçbir yarışmada kafamı toplayamamış, beklediğim performansımı gösterememiştim. Nisa'nın da iyi olmadığını biliyordum. Bu durumlar onun da jüri dönemine denk gelmişti ve ne kadar söylemek istemese bile, sesinden kötü geçtiği anlaşılıyordu. Kavgalı olsak bile her gün konuşuyorduk. Onun kokusu olmadan uyumak zaten zordu, sesini de duymazsam kafayı yerdim, tıpkı onun gibi. Gerçi ne zaman görüntülü konuşsak üzerinde benim tişörtümleydi, kokumdan uzak kalmıyordu. Böyleydik işte, ne kadar sinirlensek de birbirimizden gidemezdik. Her şeye rağmen ikimizde aramızdaki gerginliği azaltmak için hiçbir hareket yapmıyorduk ve bu canımı hiç olmadığı kadar sıkıyordu. Bugün ise, artık hem özlemin de gerginliğin vermiş olduğu anlık dikkat dağınıklığı ile yarış anında yanlış bir hareket yapmış, dizimin sakatlanmasına neden olmuştum.

Şimdi de kazanın üstünden bir gün geçmişken tek başıma bir odada yatıyordum. Normalde kimseye haber vermek istemesem de Adnan'a haber vermek zorunda kalmıştım. Biliyordum, apar topar gelmeye kalkıp herkesi ayağa kaldırırdı. Bu yüzden bir ton yemin ettirmiş, Nisa'nın öğrenmesini engellemiştim. Korkmasını istemiyordum. Biliyordum, aklı çıkardı. Ne yaşarsak yaşayalım, o benim sevgilimdi, sırdaşımdı, her şeyden önce arkadaşımdı. İkimizden birine bir şey olsa ilk biz yara alırdık.

Sıkıntı ile yine ofladığım sırada yattığım odanın kapısı hızla açıldığında gözleri ağlamaktan şişmiş Japon'umu görmek, beklediğim ilk şey değildi. Anlık yaşadığım şoku, Nisa'nın "Maviş," diye boynuma atlamasıyla atmıştım. Kollarım otomatik beline dolandı. Mis kokusu burnuma doldu. Çok özlemiştim. Özlem damarlarımdaki kana karışmış kalbimi hakimiyeti altına almıştı. Kollarımın arasındaki minik beden, dizimin ağrısını da kavgamızı da unutturmuş, beni yine dünyanın en mutlu insanı haline getirmişti.

"Güzelim?" Dediğimde kafasını boynumdan kaldırıp minik elleri ile yüzümü sıkıştırdı. Her tarafımı kontrol ediyordu. Gözleri dizime dokunduğunda gözlerinde hazır bekleyen yaşlar güzel yüzünü ıslattı.

"Nasıl oldu bu? Neden dikkat etmiyorsun, Ogeday? Nasıl düzelecek şimdi bu?" Sorularını sıralamış ağlamaya devam ediyordu. Çok tatlıydı. Korkmuş ve beni severken çok tatlıydı. Yüzümü esir alan gülümsemeye engel olamadım. Ellerim göz yaşlarını sildi, baş parmaklarım yanaklarını okşadı. Onu kendime çekip sıkı sıkıya sarıldım. Burnumu saçlarına daldırdım.

"Bir anlık dalgınlık işte, iyiyim şimdi." Sinirle kafasını kaldırdı. Elini yumruk yapıp koluma bir tane geçirdi. Numaradan da olsa acımış gibi yüzümü buruşturmuş, sinirini biraz hafifletmeye çalışmıştım ama kötü oyunculuğum pek de işe yaramamıştı.

Kendimi Sende Buldum - OgnisWhere stories live. Discover now