Bölüm 8

32.4K 2.3K 341
                                    

Keyifli okumalar!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Selim de yanımdan uzaklaşıp kavga eden kalabalığa karıştı. Karanlıkta net bir şekilde göremesem de çok fazla ses ve gürültü olmuştu. Yoldan geçenler ve camdan dışarıyı izleyen büyük bir grup insan vardı.

Karanlıkta zar zor seçebildiğim kadarıyla Batuhan'a biri çok kötü bir şekilde vurmuş yere düşmüştü. Başındaki tekrar tekme atacakken hızla yanına gidip çantamla hınçla vurmaya başladım. Bakışları ağır ağır bana döndü ve çantamı tutup hızla çekti. Elimde kalan sapına üzgünce baktım. Seviyordum bu çantamı. Bana vurmak için haraketlenecekken arkadan gelen Kerem'in müdahalesiyle dikkati dağıldı.

Yere eğilip Batuhan'a baktım. "Senin yaşın kaç burada ne işin var?" dedim sinirle.

Gülümseyerek zar zor ayağa kalktı. "İyiyim ben." dedi. Öksürmeye başladı. Evet mükemmelsin.

Dikkatimi ondan çekip üzgünce yere bakmaya başladım.

"Gerçekten iyiyim üzülme." diyerek kolumu sıvazlayan Batuhan'a baktım.

"Çantam." Yere daldığım yere çevirdi gözlerini. "Cidden mi?" dedi bakışlarını tekrar bana çevirip. Alayla bakıyordu.

"500 liraydı." dedim üzüntüyle. "Çok seviyordum onu."

"Ne?" dedi. Hızla yere eğilip aldı. "Bir çantaya beş yüz lira vermek ne demek. Bu çantanın en etkili silah olması lazımdı, hemen koptu." Üzgünce baktı sağına soluna. "Teyzem dikiş işinden anlar. Eski haline getirebilir."

Elinden yavaşça aldım. "Eskisi gibi olur mu?" diye sordum umutla ona bakarken.

Anlayışla kafasını salladı. "Olur." dedi. Sonra yüzüme dikkatle bakmaya başladı. "O kadar umursamaz duruyorsun ki, bir çantada olsa umrunda olan bir şey görmek rahatlattı."

Ters ters baktım ona. Çanta önemli.

Tekrar kalabalığa baktım diğer taraf kaçmaya başlamıştı. Kalabalıktan polisi aradık ayrılın diyenlerden sonra.

Gökhan yanımıza doğru geldi. Batuhan'a şefkatle baktı. "İyi misin?"

"İyiyim abi." dedi.

Elini yavaşça yüzündeki yaraya götürdü. "Gelme dedim sana." dedi tersce. "Şu yüzünün haline bak." Bakışları kısa bir an bana kaydı ve baştan aşağı süzdü. Bakışları en son yüzüme geldiğinde kaşlarımı çatarak baktım ona. Hızla çekti bakışlarını üzerimden.

"Nasılsın kuzenim canım benim?" diye Melih geldi yanıma. Yüzü en kötü olan kişi oydu. Berbat görünüyordu.

"İyiyim."

"Hadi gidelim bir de polis falan uğraşmayalım." dedi Fırat. "Ben ve Melih yürüyerek geliriz." Bir süre Melih'in yüzüne ve acıyla inleyişine baktı. "Kerem'le biz yürüyelim."

Gökhan kafasını sallayıp arabaya doğru yürüdü. Bende peşinden gittim. Selim öne oturmuştu. Arka tarafa da Batuhan oturmuş, Melih kapının önünde benim girmemi bekliyordu. "Cam kenarına oturmak istiyorum. Önce sen bin." dedim.

Omuz silkti. "Beş dakikalık mesafe zaten hadi." dedi.

Oflayarak açtığı kapıdan girdim. "Nasıl başladı kavga?" diye sordu Gökhan.

"Çocuğun birini dövüyorlardı ayırmak için araya girdiğimden oldu." dedi Selim.

"Bizeneyse." dedim ağzımın içinden.

"Herkes senin gibi sadece kendini düşünmüyor." dedi Gökhan.

"Kendimden daha değerli biri olduğunu görseydim düşünürdüm." dedim.

Karışan HayatımWhere stories live. Discover now