Bölüm 25

19.5K 1.9K 276
                                    

Keyifli okumalar.

Arabadan çıkmak için kapı koluna uzandım. "Benim de gelmemi ister misin?" diyen Selim'le arkamı döndüm. Şüpheyle bana bakıyordu.

"Gerek yok."

"Hiç güvenmiyorum onlara."

"On sekiz yıl birlikte yaşadık. Havlasalarda ısırmazlar merak etme."

"Burada bekleyim o zaman."

"İnan hiç gerek yok." Gülümsedim. "Git sen."

Yanıma yaklaşıp yanağımı öptü. "Dikkat et yinede. Bir sıkıntı olursa da ara."

Bir sıkıntı olursa birilerini aramaya alışkın değildim. Çoğu zaman kendi sorunlarımı kendim çözerdim. Aramazdım alışkanlıktan belki ama yinede söylemesi mutlu etmişti.

Kafamı gülümseyerek aşağı yukarı salladım. Arkamı dönüp arabadan indim. Verdiği adres lüks kesim bir yerde bulunan bir kafeydi. Aksini beklemiyordum zaten.

Kapıdan girmeden önce derin bir nefes çektim içime. Ne olursa olsun kendimi üzmeyecektim. Onlar için yeterince acı sığıdırmıştım zaten ömrüme. Daha fazlasına gerek yoktu.

Kapıdan içeri girip sağ sola bakındım. Karşı taraftan bana el sallıyordu. Yutkundum. Her zamanki gibi soğuk olacaktım sadece.

Yavaş adımlarla yürüyüp karşısındaki sandalyeye oturdum. Yeşil gözlerinden bir anlam çıkarmaya çalışsam da anlamıyordum. Her zaman olduğu gibi üstten bakmıyordu sanki. Beni inceliyordu.

"Değişmiş duruyorsun." diye mırıldandı üzerime bakarken.

Bende ona baktım. Beyaz tişört ve siyah pantolan giymişti. Sarı saçları düzenli bir şekilde taranmıştı. Her zaman olduğu kadar özenli duruyordu. Yakışıklı bir yüzü olmasada, kendince bir karizması vardı.

"Ne diyeceksin?" dedim soğukça.

"Yeni ailenle nasıl gidiyor alışabildin mi?"

Kafe o kadar sakindi ki. Çantamı yanımdaki sandalyeye koymam bile büyük bir gürültü oluşturdu sanki.

Omuzlarımı dikleştirip yüzüne baktım. "Bunu sormaya gelmedin heralde."

Dalga mı geçmek istiyordu? Oluşturdukları enkaz sonucunda kimseye sıcak davranamıyor, güvenmiyordum. Duymak istediği şeyler bunlar mıydı?

Tam bu sırada garson gelip, ne isteğimizi sordu.

"Su." diye mırıldandım.

"Tatlı alabilirsin. Çok güzel sufle yapıyorlar. Sen seversin."

Yutkundum. Karşımdaki çocuk, ilk doğduğu andan beri yanında olduğum,  birlikte büyüdüğüm kişiydi. Neye alerjisi var, neye nasıl tepki verir biliyordum. Bilmediğim şey onun benim hakkımda bir şeyleri bilmesiydi. "Kalsın."

Garson gittikten sonra bir süre diyeceklerini tarttı. Sakince bekledim.

Dayanamayıp konuştum en sonunda. "Sizin nasıl gidiyor..." İsmini düşündüm ama aklıma gelmedi. "Yeni kardeşinizle."

Bunu sormamı bekliyor gibi yerinde dikleşti ve konuşmaya başladı. "O yeni bir aile istemiyor."

"Niye istesin ki?" Ailesiyle arası iyiydi. Onu iyi bir şekilde aile sevgisiyle büyütmüşlerdi. Selim de istemezdi mesela. Zaten aileleri vardı. Ben de istemiyordum. Ama o kadar farklıydı ki benim sebebim. Can sıkıcıydı.

Kafasını salladı. "Haklısın. Baştaki ilgimiz hoşuna gidiyordu sanırım sadece."

"Konu nereye bağlanacak çok merak ediyorum." Arkama yaslanıp yüzüne dikkatle bakmaya başladım.

Karışan HayatımWhere stories live. Discover now