Bölüm 12

30.6K 2K 188
                                    

Yoğun istek üzerine bölüm Gökhan'dan. Şimdiki zamanı yazmaktan ziyade İrem'le nasıl tanıştığını ve aralarında geçenleri görmeniz açısından geçmişi yazdım. Gökhan'ı böylelikle daha iyi anlarsınız.

Ayrıca aile ortamını da biraz daha iyi görmüş olacağız.

Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Sınır koymuyorum ama ne kadar çok yorum ve oy olursa o kadar motive olur ve erken bölüm yazarımmm :)))

Keyifli okumalar!

Gökhan'ın Ağzından, Sekiz ay öncesi

"Ellerine sağlık. Her şey çok güzel olmuş." dedim ayağa kalkarken.

"Afiyet olsunda çok az yedin. Biraz daha ye." dedi annem.

"İlk günden işe gecikmek istemiyorum." dedim. Kpss'den, atanamayanlar kervanına geçince, özelde bir işe girmiştim.

"İkide değil mi? Saat daha on bir." dedi babam.

"Bir kaç işim var." dedim. "Hadi size afiyet olsun."

Esila ayağa kalkıp yanıma geldi. Eğilerek küçük boyuna yetiştim ve sarıldım. "Hayırlı işler abi." dedi sevimlice.

"Teşekkür ederim güzelim." Çekilip anlına minik bir buse kondurdum. Çok seviyordum.

Fırat, Esila'nın kolundan tutup kendine çekti. "Hani en sevdiğin abin bendim. Hani Gökhan abine sarılmayacaktın." dedi.

"Sarılırım." dedi karşı çıkarak. Bu haline gülümsedim.

"Fırat." dedi annem. "Kaç kez Esila'yı böyle taraf tutmak zorunda bırakmayın dedim size."

En küçük ve tek kız olunca sürekli en çok beni seviyor kavgasına çok tutuşuyorduk. Hepimizi sevsede her zaman favorisi belliydi. Fırat'ın önünden çekilmiş, Batuhan'ın yanında şakalaşarak yemek yemelerine baktım. Batuhan hiç bir zaman bunun için uğraşmazdı bile. Biz üçümüz birbirimizle yarış halinde olsakta.

İki yaşlarındayken kucak açıp birimizi seçmesini beklerdik. Üçümüzden hangimizin vaatleri hoşuna giderse ona sarılırdı. Ama devreye Batuhan girdiğinde sadece gel demesi yeterdi.

"Tarafı belli zaten." dedi Selim. Kötü kötü onlara bakıyordu. "Çocuk uğraşmıyor bile." Haklıydı. Batuhan'a gıcık olmuyor değildim bende bazen.

Batuhan kafasını kaldırıp bize baktı. "Benim kadar tatlı ve sevilesi olmamakta sizin suçunuz ne yapalım." dedi gıcıkca.

Selim önündeki zeytinden alıp yüzüne doğru attı. "Sevimliymiş. Yok daha neler."

"Selim." dedi annem uyarırcasına. "Nimetle oyun olmaz."

"Hadi ben kaçar." Hızla salondan çıktım.

Ayakkabılığın üzerine koyduğum kemanımı ve çantamı aldım. Aynadan son kez aksime baktım. Üzerime lacivert bir kazak, altınada beyaz gömlek giymiştim yakası hoş durmuştu. Altımda da kahverengi bir pantolan vardı. Bunu dün iki saat annemle babama akıl danışarak seçmiştim. Takım elbise çok resmi, sweatshirt de çok rahat olur demişlerdi. Umarım haklılardı, ilk öğrencilerim için ilk imajım iyi olsun istiyordum. Elimle son kez saçımı sağ doğru elimle taradım. Göz kırptım. "İyisin iyi." dedim ağzımın içinden.

Kapıyı açıp dışarı çıktım. Melih tam zile basmak üzereyken durdu. "Ohh şükür daha gitmemişsin." Elindeki büyük gül demedini uzattı.

"Bu ne?" dedim.

"İlk iş günü şeysi. Resmini çekip hikaye at diye." dedi. Kaşlarımı kaldırdım.

Çiçeği elinden aldım. Üzerindeki yazıda; yıl dönümümüz kutlu olsun aşkım yazıyordu.

Karışan HayatımWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu