"KARMAŞA"

50 59 6
                                    

Tam olarak ne diyeceğini bilemedi. Bakışındaki sonu göremiyor bir buğu gözlerine kalın bir mil çekmişti. Aslında yaşadığı herşeyden bahseder gibi olmak istiyor fakat tam olarak bahsedemiyordu. Yarım yamalak akına gelen fikirleri yokladı. Belli ki kalbi ve aklı arasında bocalıyordu.. Artık kalbi her neyin esiriyse aklındaki fikirleri de onun esiriydi.

Karmaşının içinde kalmış bir kalp yığını ve fikirler bulamacından temizlenmek istedi. Yeni birşeyler yapma isteği yavaş yavaş içine doğdu. Kaldığı dört gözlü evin uzun ve dar balkonuna çıktı. Evin içinde bir başına kendine yakın duvarı görmektense dışarda geniş ve genişleyen şeyler görmek istedi. Bu genişlik isteğini ancak genişleyen bir evren yanıtlardı. O da gökyüzüne gözünü çevirdi. Yıldızların kimi sönük kimisiyse olabildiğince canlı parıltılar veriyordu. Hayranlıkla yıldızları izledi. Bir süre sonraysa boynu yoruldu. Eliye uzun boynunu sıvazladı, sonraysa tekrar bir hamleyle başını göğe çevirdi. Bu sefer farklı ayrıntıları keşfediyordu. Bazı cisimler inci gibi parlarken bunların yıldız olamayacağını olsa olsa bir gezegen yahut bir uydu olabileceğini varsaydı. Bunca karmaşanın içerisinde bu gezegenlerin ve yıldızların gökyüzünde asılı kalmalarının bir anlamı olmalıydı onun için. Bunlar nasıl bir düzen içinde hareket ediyorlardı? Belki de buradan hikmetli bir cevap çıkaracaktı. Tüm bunlar boşa yaratılmadı diye geçirdi içinden. Çok geçmedi bu sefer gözleri yoruldu fakat zihni açılmıştı. Buğulanan gözleri yıldızların keskin parıltılarıyla açıldı. Ağzındaysa tiksinti verici bir koku ve çekilmez bir ekşilik tadı vardı. Dün bir paket sigarayı devirmişti. Bugünse onu bırakmayı kararlaştırdı. Arzuları da sevip ve terketmek üzerine kuruluydu. Aslında vücudundaki sinirleri dahi ya hep ya hiç kuralıyla çalıştığının farkında değildi fakat sinir sistemiyle paralel cevaplar veriyordu. Bu arzuları özleyiş ve yaşayıp terk ediş ardındaki kararlar onu yıpratıyordu. Peki ya evren bunca patlamalar ve büzülmere karşı nasıl oluyorsa bir düzen içinde hareket ediyordu. Gökteki Merih yada Zühreye baktı. Bunlardan bir cevap almak isterken diğer yandan kainatın dilini öğrenmek istiyordu. Yeni sorular karşısında uzun bir menzilin olduğunu çok geçmeden kavradı. Evin balkonundan içeri geçti. Yüreğinde acziyet ve kurbiyet duyguları taşmaya başladı. Bir süre yalnız ibadet etmek istedi. Kendini yalnız hisseder gibiydi fakat tam da öyle değildi. Evin ücra köşesinde karanlıkta dalmışken ansızın evin zili çaldı. Kapıdaki eski dostunu görünce şaşırdı ve içeriye buyur etti. Dostu isteğini reddedip: "Olmaz hadi dışarı çıkalım biraz gezelim" dedi.

Dostunun gelmesine şaşıran adam bu isteğiyle karşılaşınca daha fazla direnemedi ve isteğini kabul etti. Koşar adımlarla dışarı çıktılar. Güzel yeni kırmızı arabaya binip rastgele bir yol seçtiler. Adamın dostu biraz halinden bahsettikten sonra meraklı bir edayla:

"Sen ne yapıyorsun, halin keyfin nasıl?" dedi.

Adam bu soru karşısında biraz bekledi. Aradan biraz zaman geçince tek kelime ederek:

"İyilik," dedi.

Halbuki yalnızlık endişesi ve anlaşılmamaktan korkar bir hal içindeydi. Bu yalnızlıktan kurtulabilmek için bir şeyler yapmıştı fakat daha yeni tanıştığı bayanın ona kendisini iyice tanıtabilme fırsatı verememişti. Kızın ayrılık üzerine son sözlerini bir başkasının ağzından işitmişti.. Aslında kızın adam hakkındaki son sözleri bir başka ağızdan duyulması adamın kıza olan uzaklığının bir nişanesiydi. Belki de kendine olan güvenemeyişin dış dünyalar arasına çektiği bir setti. Adam bir şekilde kendince cevaplar buluyordu fakat hatıraların yanında getirdiği his bulutcukları yüreğine toplanmış ve dışardan gelen karşı durulmaz bir rüzgarla bir yön tutuyorlardı. Çok geçmedi adamın dostu:

"Seni düşünceli gördüm" dedi. Adam dostunun yanında halini saklayamarak:

"Evlenmek için ailemle bir kız görmeye gittik, başta iyi anlaşıp ısındık ve bir kaç gün sonraysa anlaştık fakat ardından kız evlenmekten vazgeçti." Dedi. Dostu duyduklarıma bir an sevinip neşesi yerine gelecekken duyduğu son kelimeler onu da sarsmıştı biraz kısık bir ses tonuyla:

Mükemmel HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin