15| Bir yanım devlet devirir, diğer yanım sana yenilir

2.6K 267 58
                                    

Banyoda küvetin içindeyken, beni özenle yıkayan Taehyung'u izliyordum.

Eve geldiğimizden beri konuşmamıştı. Sadece arkadaşlarına bizi rahatsız etmemeleri gerektiğini söylemiş ve kıyafetlerimi çıkararak beni küvete yerleştirmişti. Konuşmak istediğini görebiliyordum fakat ben istemiyordum. Onunla konuşmak için hazır değildim.

Sağ kolumu yavaşça kaldırdı ve bolca duş jeli sıktığı lifi kolumda gezdirdi. Öyle yavaş ve dikkatliydi ki hareketleri, sanki yeni doğum yapmış bebeğini yıkıyor gibiydi.

Bana bakmamasını fırsat bilerek güzel yüzünde gezdirdim bakışlarımı. Uykusuzluktan morarmış göz altlarına, ısırmaktan yara olmuş dudaklarına, yorgunca açıp kapattığı gözlerine baktım. Benim yüzümden bu hale geldiği için kendimi suçladım. Öyle emindim ki ben yokken kendine asla dikkat etmediğine..

Sağ kolumu bırakıp sol kolumu kaldırdığında derin bir iç çekti, tutuşu titredi. Bileğimdeki kesik izlerini inceledi ve dolu gözleriyle temizledi kolumu. Canım yanmasın diye dirseğimden aşağısına dokunmadı. Şimdi daha dikkatliydi hareketleri.

İşini bitirdiğinde kesik izlerine bastırdı yara olmuş dudaklarını ve ben nefes bile alamadım.

Pütürlü dudakları kesiklerimin üzerinde zarifçe dolaşırken ve Taehyung'un gözyaşlarını hissederken içim gitti, ağlamamak için kendimi sıktım. Dakikalarca öptü bileğimi, defalarca iç geçirdim hep öptüğünde.

"Burayı saralım sonra." diye mırıldandı kendi kendine ve kolumu indirdi. Başımı sallayarak onayladım sadece.

Avucuna şampuan döküp saçlarıma sürdüğünde gözlerimi yumdum. Tek kelime etmiyor, saçlarımı okşayarak yıkıyordu. Parmaklarının hafifliğine gülümsedim ve keyfini çıkardım bir süre. Saçlarımı çok severdi. Banyoya her girdiğimizde saçlarımı o yıkardı özenle, o kuruturdu. Sonra da yatağa geçer yumuşacık yaptığı saçlarımın keyfini çıkarırdı.

Eski günlerimizi çok özlüyordum. Tek sorunumun Taehyung'u görememem olduğu, onu yanımda gördüğümde mutluluktan havalara uçtuğum günleri özlemiştim. O zamanlar daha az görüşüyorduk tabii ama en azından normal hayatlar yaşıyorduk.

"Şampuan gözlerine gelmiyor, değil mi?" dediğinde başımı sağa sola salladım.

Saçlarım yeterince temizlenmişti fakat parmaklarını çekmedi. Uzun bir süre parmaklarıyla saçlarımı okşadı. Narin ama titrek dokunuşları benim de içimi titretiyordu.

Saçlarımı güzelce kuruladıktan sonra burnunu yaklaştırdı ve derin bir nefes çekti içine. Dudaklarını da ıslak saçlarıma bastırdığında gözlerimi açtım. O pislik adamın dokunuşlarının izlerini siliyordu kendince ve böyle yapması beni mahvediyordu.

"Aşkım," diye mırıldandığında bakışlarımı ona çevirdim ve biz sonunda göz göze geldik. Evlilik yüzüklerimizin takılı olduğu ellerimizi birleştirdi ve gülümsedi buruk bir şekilde. "Bak sonunda yine benimsin. Hala benim eşimsin."

Dudakları dudaklarıma kaydığında gülüşü kayboldu. Baktığı nokta, gözlerimi kaçırmama sebep oldu. O herifin öptüğü yere bakması beni kendimden bir kez daha iğrendirdi. Taehyung'dan başka kimseyi arzulamadığım, ondan başkasının dokunmasına izin vermediğim bedenim kirlenmiş gibi hissettim.

Küvetten kalkmak isteğimde, omuzlarımdan tutarak beni engelledi. O kadar çok utandım ki kendimden, başımı eğerek ağladım. Taehyung ise buna dayanamaz gibi yüzümü avuçladı ve bakışlarımızın buluşmasını sağladı.

"Sakın o herifin sana yaptıklarından dolayı utanma. Gözlerini benden kaçırma, kendinden nefret etme." dedi ve dudaklarını o noktaya bastırdı düşünmeden. "Bak, o piçin izlerini silebilirim kolayca. İğrendiğin bedenini öpüp sevebilirim sen durmak isteyene kadar. O piçin ölüsünü önüne koyabilirim, benden dilediğin ne varsa yapabilirim Jungkook." Ellerini dudaklarıma getirdi ve dudaklarımın kenarlarını yukarı kaldırdı. "Sen yeter ki gülümse, yeter ki mutlu ol. Bakışlarındaki ışıltılar yok Jungkook ve ben sana yardım edemediğim için delireceğim."

Catastrophe | TaekookWhere stories live. Discover now