24| Sana dokunamayacak kadar ürkek kaldım

1.6K 224 67
                                    

Taehyung iki gündür yoktu.

Artık kafayı yiyecek gibi hissediyordum çünkü aklıma iyi şeyler gelmiyordu. Ona bir şey olma düşüncesi içimi kemiriyor, nefesimi kesiyordu. İyi olduğuna inanmak istiyordum fakat içimde fırtınalar kopuyordu.

"Kim bilir neredeler ya, çıkıp arasak da bulamayız ki." dedi Yoongi büyük bir gerginlikle.

Evdeki herkes gergindi ve ufacık şeyden bile tartışma yaratıyorlardı. Nasıl olduğunu öğrensek hepimizin içi rahat edecekti ama ondan ufacık haber bile yoktu.

"Bir geri dönsün nasıl ağzına sıçacağım onun" dedi Namjoon da.

Onların aksine ben, sessizce bekliyordum. Hiçbiriyle ufacık muhabbet etmemiştim ve iletişim kurmak da istemiyordum. İstediğim tek şey Taehyung'un iyi halde eve dönmesi ve bu lanet günlerin çabucak bitmesiydi.

Taehyung'un babasına gideceğinden haberim olsaydı onu engellerdim. O, diğerlerini dinlemezdi fakat ben istesem gitmezdi biliyordum. Bu yüzden içimde büyük bir suçluluk duygusu vardı. Benim yüzümden babasına gitmişti.

Biliyordum onun sinirini de hayal kırıklığını da. Benden başka kimseye acıması yoktu onun ve biliyordum ki, babasına da acımazdı. Sinirini boşaltmadan rahat edemezdi o, babasını bile yerle bir ederdi. Öleceğini bile bilse içini döker, sınırını aşardı.

Korkuyordum bu yüzden. Babasıyla yüzleşip kavga etmesinden deli gibi korkuyordum. İyi şeyler olmadığı açıktı çünkü Taehyung'un çoktan dönmüş olması gerekti.

Gerginlikle yüzümü sıvazladım. Sakin olup iyi düşünmeye çalışsam da işe yaramıyordu. Ne zaman döneceği, hatta dönüp dönmeyeceği bile kesin değildi. Deli gibi korkuyordum kötü haberini alacağım diye. Nasıl yaşardım onsuz?

"Sakinleş lütfen." dedi Jimin yanıma gelip ve elindeki suyu uzattı. Ufak bir teşekkür edip suyu içtim ve ona gülümsemeye çalıştım. Evdeki herkes üzerime gelirken yanımda durduğu için minnettardım çünkü kendimi savunacak halim bile yoktu.

"Kim Taehyung'tan bahsediyoruz, devrilir mi o?"

Başımı eğerek gülümsedim hafifçe. Bir yanım devlet devirir, diğer yanım sana yenilir cümlesi zihnimde yankılanırken gözlerimi yumdum ve titrek bir nefes aldım. Kızgın ve kırgın olduğum adamla delicesine özlediğim adam aynıydı.

Şu an burada olup beni bakışlarının altına hapsetmesinden başka bir şey istemiyordum. Ben ondan kaçtıkça o benden vazgeçmesin, sürekli beni sevdiğini söylesin istiyordum. Kalp kırıklarımı toparlasın, bizi iyileştirsin istiyordum.

Seokjin salona kucağındaki bebekle girdiğinde ilgimi onlara verdim. Seokjin bana doğru yürümeye başladığında anında kollarımı uzattım ve bebeği kucağıma aldım. Huysuz görünen ifadesi yavaşça düzeldi ve bana tatlı tatlı bakmaya başladı.

"Garip bir şekilde sadece senin kucağında sessiz ve tatlı. Bizi sevmiyor sanırım."

Seokjin'in sitemine gülümsedim ve kucağımdaki bebekle ilgilenmeye başladım. İki gündür onunla hiç ilgilenememiştim. Onu özlemiştim ve şu tatlı şebekliklerine bakılırsa o da beni özlemişti. Onunla oldukça iyi anlaşıyorduk.

"Adını hala bilmiyoruz." diye mırıldandım kısıkça.

"O zaman adını sen koy. Bebek nasılsa biz de kalacak." dedi Namjoon gülümseyerek bizi izlerken.

Sırayla hepsine baktığımda yumuşak bir ifadeyle bizi izlediklerini gördüm. Bu hallerine şaşkındım çünkü onlar bana laf sokmadan duramıyordu dünden beri. Taehyung gittiğinden beri doğru düzgün iletişim kurduğumuz ilk andı.

Catastrophe | TaekookWhere stories live. Discover now