20| Bu gece kalkan bütün kadehler kusursuzluğuna

2.1K 200 66
                                    

selamm, uzun bir bölümle geldim ve ben birazcık yorum istiyorum bunun için ><

•••

Fırının içindeki kurabiyelerin pişmesini beklerken oldukça sabırsızdım.

Dakika başı fırına eğiliyor, kurabiyeleri kontrol ediyor ve mutfağın içinde turluyordum. Gece boyunca heyecandan uyuyamamış ve Taehyung'u da uyutmamıştım. Bu yüzden şu an, ben mutlu bir şekilde onun için kurabiye yapmışken, o bunu bilmeden işine odaklıydı mutsuz bir şekilde.

Uyuyamadığı için oldukça huzursuzdu ve sürekli gözlerini ovuşturup duruyordu. Buna rağmen bana kızmamıştı fakat benimle konuşmamıştı da. Sabaha kadar yatakta vakit geçirmiştik ve o işlerini halletmesi gerektiğini söyleyerek yanımdan ayrılmıştı.

Şimdi ise diğerleriyle birlikte bahçedeydi ve hepsi haraketli bir şekilde konuşuyorlardı.

Yıl dönümümüzü kutlayacak kadar vaktimiz yoktu anladığım kadarıyla çünkü saatlerdir işine odaklanmış bir haldeydi. Bunu sorun etmezdim çünkü normal zamanlarımızda da kutlayamadığımız anlar çok olmuştu. Üstelik kutlama şart bile değildi. Sadece her yaptığımda bayılarak yediği bu kurabiyeleri tatmasını istiyordum.

"Jungkook evi mis gibi kokutmuş!"

Jimin'in uzaktan bağırmasıyla gülümsedim. Diğerleri de merakla onun peşine takıldı ve hepsi kurabiyelerin kokusunu överek mutfağa girdi. Hepsine silinmeyen gülümsememle baktım ve yaş ellerimi üzerimdeki önlüğe sildim.

"Açlıktan öleceğim. Ne zaman kurabiye yiyebiliriz?"

"Hemen olmaz!" dedim panikle. Zaman belirlememiştim tabi ama daha çok erkendi.

"Lan zaten kahvaltı bile yapmadan sizin-"

Hoseok yapmacık bir kahkaha atarak Namjoon'un sözünü kesti ve ensesine sert bir şaplak attı. "Taehyung hemen işe koyulmamızı söylediği için mızmızlanıyor. Takılma sen ona."

Dakikalardır bakmamak için direndiğim eşime çevirdim bakışlarımı. Heyecanımı anlamaması için bakmamaya çalışmıştım ama şu aptal hallerimden bile kolayca anlayabilirdi.

Tek omzunu duvara yaslamış, parlak bakışlarıyla bana bakarken yanağımın içini ısırdım. Göz göze geldiğimizde hafifçe sırıtırken ve parmağını dudağına götürürken bakışlarımı kaçırdım. Elbette anlamıştı.

Kendi kendime panik olarak kurabiyelere döndüm. Bu hallerim onu iyice keyiflendiriyor ve güldürüyordu. Bayılırdı benimle uğraşıp beni utandırmaya. Utandığımda yanaklarım kızarırdı ve aptal aptal gülerdim. Bu halimin küçücük bir bebeği andırdığını söyler ve yanaklarımı ısırarak severdi.

O hallerimiz aklımda canlanırken gülümsedim ve fırını kapatarak kapağını açtım. Koku tüm mutfağı sararken, Namjoon yemek için yalvarmaya başladı fakat izin vermedim. Dolapta bir sürü kahvaltılık vardı. Kurabiyeleri elbette yiyeceklerdi fakat şimdi zamanı değildi işte. Yıl dönümümüzü kutladıktan sonra istedikleri kadar yiyebilirlerdi.

"İşimizin başına dönelim. Birkaç saate yemek yiyeceğiz zaten." dedi Taehyung ve Namjoon'u zorla alarak mutfaktan ayrıldı.

Diğerleri de gittikten sonra mutfağı topladım ve mutlulukla salona geçtim. Başımı koltuğa yaslayıp Taehyung'u izlemeye başladım. İşine odaklıyken ciddi bir ifade takınırdı hep. Fikir alırken karşısındakini gözlerini kırpmadan dinler, arada dudaklarını yalar ve parmaklarını çıtlatırdı. Onu izlemeyi severdim bir işle meşgul olduğunda. Her haline ayrı aşıktım zaten ama ciddi olduğu zamanlar bir başkaydı.

Catastrophe | TaekookKde žijí příběhy. Začni objevovat