18| Sanki artık evli kalmamızın bir anlamı yokmuş gibi

1.8K 224 115
                                    

askolar ilk bölümün oyu 111 son bölümün 58, neden düştük 🥲 kitap mı sıkıyor yada konusu mu saçma? tabi kalanlarla devam ediyoruz ama merak ettimm

•••

"Sessiz olsanıza! Onu uyandırıp telaşa sokacaksınız."

"Öğrenmesi gerekiyor ama kim söyleyecek?"

"Bilmiyorum. Yeterince kırgın ve bitkin. Bunu öğrenirse iyice çökecek."

Duyduğum fısıltılar ile gözlerimi araladım. Uyandığımı gördükleri gibi susan 3 beden, birden panik yaparak başka yönlere yürüdüler. Bu tavırları kaşlarımı çatmama neden oldu fakat sesimi çıkarmadım ve gözlerimi odanın içinde gezdirdim.

"Taehyung nerede?" diye sordum.

Dünkü konuşmamızın üzerinden sonra evden çıkmıştı ve ben de dönmesini beklemiştim. Onu beklerken uyuyakalmış olmalıydım ve görünüşe göre, Taehyung hala eve gelmemişti.

Bakışlarımı Hoseok'a çevirdiğimde bakışlarını kaçırdı. Hepsinin üzerindeki gerginliği yeni yeni anlamaya başlarken yerimden kalktım. Ters giden bir şeyler vardı ve yine, en son ben öğreniyordum.

"Taehyung'un nerede olduğunu söyleyin bana." dedim sakin kalmaya çalışarak.

"Güvende merak etme. Yoongi ve Namjoon da onun yanında." diyen Jimin'e baktım.

"Neredeler? Neden eve gelmiyorlar?"

Seokjin karşıma geçip elini omzuma koydu. "Tamam, söyleyeceğim ama panik yapmayacaksın tamam mı?"

Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken, ellerini ittirdim ve, "Eşim nerede?!" diye bağırdım.

"Gitti."

Uzunca bir süre konuşamadım. Aklımdan türlü türlü senaryolar geçti, en kötülerini düşünürken gözlerim doldu ama ağzımı açıp nereye gitti diye soramadım. Belki de alacağımdan cevaptan korkmuştum, bilmiyordum.

"Jungkook üzülme, ne olur. Bu sabah meydanda olay çıkardı insanlar ve hala git gide büyümeye devam ediyor. Çıkan kaosu fırsata çevirmek isteyip gitti."

"Sadece onların arasına katılıp gelecek. Hem yalnız değil. Yoongi ve Namjoon da onunla birlikte."

Başımı sallarken "Peki." dedim ve koltuğa geri oturdum. Karşılarında ağlamamak için kendimi sıkarken, evlilik yüzüğümüzle oynamaya başladım.

"Jungkook yapma böyle. İnan çok ani oldu, sen uyurken geldi ve haberi verip gitti hemen."

Hafifçe güldüm. "Size haber vermek için geldi yani? Beni uyandırmadan, bana haber vermeden, bana bir kerecik olsun sarılmadan?"

Bana olan kırgınlığını ve kızgınlığını anlayabilirdim, hatta gönlünü almak için çabalardım da. Ama böyle önemli bir kararı bana nasıl söylemezdi? Bizi öldürmek için fırsat kollayan insanların arasına karışmıştı ve oradan sağ çıkacağı bile belli değilken, nasıl benimle konuşmadan gidebilirdi?

Kendimi ilk defa onun gözünde önemsiz biri olarak hissettim ve bu, gözlerimi doldurdu. Sabaha kadar dönmesini beklemiştim ben onun ve koltukta uyuyakalmıştım. Eve geldiğinde beni görmemiş olmasının imkanı yoktu. Uyandırıp konuşmak çok mu zordu?

"Seni uyandırmak istedik ama Taehyung istemedi. Sadece bir süre seni izledi ve gitti."

Bakışlarımı Hoseok'a çevirdim. "Niye evliyiz ki biz?"

"Jungkook-"

"Belki yaralanacak, belki ölecek orada. Nasıl haberim olmaz? Yanında olup destek olmama izin vermiyor, benimle konuşmuyor, beni görmezden geliyor. Evli olmamızın ne anlamı var bizim?"

Catastrophe | TaekookOnde histórias criam vida. Descubra agora