17| Bana kıyamadığın için çok kıymışlar sana

1.9K 215 24
                                    

Taehyung karşımda ağlamaktan helak olmuş haliyle bana bakarken, yaslandığım duvarda sigara içiyordum.

Sigara kullanan biri değildim fakat, konuşacak ve ağlayacak çok vaktimiz var gibi duruyordu. İlk defa Taehyung bile bana iyi gelmemişti ve ben de sigara paketini almıştım. Elimdeki sigaraya ters bir bakış attım. Eşim bile bana iyi gelmiyorken bu zehir mi gelecekti?

Omuz silkerek dumanı içime çektim ve bakışlarımı Taehyung'a çevirdim. Diğerleri sadece ikimizin konuşması gerektiğini söylemiş ve bizi odamıza kilitlemişlerdi. Yaklaşık bir saat kadar buradaydık ve daha konuşmamıştık. Sadece arada bakışlarımız kesişiyor, ikimizden birinin gözlerini kaçırıyordu.

Konuşmaktan kaçtığım yoktu. Aksine en çok ben istiyordum konuşmak, sinirimi atmak. Fakat sabırla bekliyordum. Konuşmayı Taehyung'un başlatmasını, kendisini açıklamasını bekliyordum sabırla. Geceye kadar sessizliğimizle durabilirdik, sorun değildi.

Hayal kırıklığıyla ve sinirle dolu olsam da kendimi olabildiğince tutacak, kalbini kırmamaya çalışacaktım. Kesinlikle benden saklamaması gereken bir şeydi çünkü güvenimi zedelemişti bana yalan söyleyerek fakat, bir açıklaması olduğuna inanıyordum.

Üstelik daha biz konuşmaya başlamamıştık fakat o, şimdiden perişan haldeydi. Suçluluk duygusundan o kadar çok ağlamıştı ki, gözleri ve burnu kıpkırmızıydı. Beni kaybetme korkusundan yanıp tutuşuyordu.

Derin nefesler almaya başladığında gözlerimi yumdum. Öyle içli içli ağlamıştı ki yanımda, aldığı nefesler kesikti şimdi. Yine de dönüp sarılamadım ona. Dolu gözlerimle boş duvarı izlemeye devam ettim.

"Babam bizi bu işe soktuğunda çok sinirli ve çaresizdim." diyerek söze başladığında yutkundum. Titreyen sesi konuşmasına engel oluyordu fakat devam etti. "Babam küçüklüğümden beri pis işlerin içindedir, kardeşimi de döverek öldürmüştü zaten biliyorsun. Beni de kendine dönüştürmek istediğinde şaşırmadım. Sadece tehditlerle getirilmiş olan o 4 adama çok üzüldüm. Biri zaten benim gibiydi."

Arkadaşlarından bahsediyordu. Yoongi, Jimin, Seokjin ve Namjoon.. Düşünüyordum da onların yerinde olsam dayanamazdım sanırım. Hoseok'un arkası sağlamdı zaten. Babası valiydi ve onu tehdit edemiyorlardı. Hoseok'un Yoongi için bu işe karıştığını öğrenmiştim bir keresinde. Kardeş gibi büyümüşlerdi ve Hoseok da gözünü kırpmadan tehlikeye atmıştı kendini.

"Babamı engellemek imkansızdı. Biz de bu yola başvurduk, bu hikayeyi biliyorsun zaten. Jungkook, anlatamazdım. Karşına geçip bu piç herif benim babam diyemezdim. Seni aşağılayan o kadın da annem diyemezdim."

"Neden?" diye sordum gözlerinin içine bakarak. "Yalan söylemen daha mı iyiydi? Bak öğrendim bir şekilde işte."

"Babam bizi bu işe soktuğundan beri seninle tehdit ediyor beni. Sürekli seni öldürmekten bahsediyordu, günlük hayatından fotoğraflarını çekip veriyordu bana. Beni dövdü, yaraladı, sayamayacağın kadar çok işkenceler etti bana." dediğinde gözlerim doldu yeniden.

"Neden hiç fark etmedim? O kadar kötü bir haldeyken ben nasıl anlamam?"

Gözyaşlarının arasından güldü ve hüzünle baktı bana. "Bazen günlerce bir araya gelemediğimiz günler oluyordu ya hani, beni göremediğin için bana çok sinirlendiğin günlerden bahsediyorum." dediğinde başımı sağa sola salladım ve elimle ağzımı kapattım. "İş yüzünden sanıyordun ama o günler hastanede oluyordum. Babamın vücudumda açtığı kesikleri, sayısız iğne deliklerini, morlukları görme diye gelmiyordum eve. Hatta seninle bir ay boyunca sevişmediğimiz zamanlar oluyordu. Tişörtümü kaldırsan için gidecekti, ağlayacaktın. Kıyamadım Jungkook."

Catastrophe | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin