21

9.3K 822 410
                                    

Tik tak, tik tak, tik tak...

Soğumuş kahvemden bir yudum daha alarak önümdeki bakışlarımı çerçevesi altın varaklarla süslenmiş devasa camdan dışarı çevirdim, randevu saatlerini bekleyen insanların oyalanabilmesi için izlemeye değer bir manzaraya sahip bu odayı seçmişlerdi sanırım. Görüş açımda suyu oldukça berrak bir nehir vardı, üzerindeki yıllanmış tahta köprü her ne kadar çok güvenilir durmasa da yaratılmaya çalışılan otantik ortama uyum sağlamıştı. 

Normal bir zamanda olsak rüzgar estikçe hareketlenen göl sularını dakikalarca sıkılmadan izleyebilirdim fakat şu an damarlarımda gezen tedirginlik ve endişeyi bastırabilecek unsur derinliği birkaç metreden fazla olmayan bir akarsu değildi. 

Jeongguk ortada yoktu. Ben tanıştığımızdan beri ilk defa ondan haber alamıyordum ve meşgule atılan çağrım bunu kasıtlı yaptığının ve onu merak ettiğimin farkında olduğunun habercisiydi. 

Düğünümüzde giyeceğimiz kıyafetlerin son provalarını alıyorduk ve bugün de randevumuz vardı. Jeongguk'un okula uğraması gerektiğinden sabah beni zor da olsa bırakmıştı ve şehrin merkezindeki bu büyük terzide buluşmak için sözleşmiştik. Yalnızca birkaç dakika sonra deneme için prova odasına geçmemiz gerekiyordu ama ben hala tek başımaydım. Endişeliydim çünkü bu asla onluk bir davranış değildi.

Telefonun ekranındaki ismine bir kez daha dokundum, birkaç uzun çalıştan sonra cevaplanmadığı için düşen çağrımla derin bir nefes aldım, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. 

"Bay Kim? Hoş geldiniz efendim. Buyurun, alayım sizi içeri." Tereddüt dolu gözlerimle beyaz gömlekli kadına baktığımda yüzüne yerleşmiş resmi tebessüm beni daha çok gerdi. Kafamda bu kadar soru işareti varken tabii ki de gidip gömleğimin yakasına dikilecek incilerin konumunu konuşmayacaktım. 

"Randevu günümüzün değişmesini rica edebilir miyim? Hesap edemediğim birtakım problemler çıktı da." Araştırmacı gözleri elimdeki telefona, ardından da boş koltuğa kaydığında kaşlarını kaldırarak kafasını salladı. Tanrım, bazı insanlar gerçekten de başkalarının hayatlarıyla fazla ilgileniyordu. 

"Elbette, sizi ofisimize yönlendireyim, sizinle ilgilensinler." Zoraki bir tebessümle gösterdiği yoldan ilerlemeye başladığımda bir adım arkamdan takip ediyordu beni. Panik kalp atışlarımı hızlandırırken kendimi telkin etmeye çalıştım. Hiçbir sorun yoktu, yalnızca şu an verdiği sözü unutacak kadar meşguldü.

Arkamdaki kadın yolun sonundaki kapıyı benim için açtığında teşekkür ederek ağır bir parfüm kokan odaya girdim. İçerideki üç kişi bir bilgisayar ekranına kilitlenmiş, hararetle tartışıyorlardı. Birinin kapı sesiyle yükselen aceleci bakışları bana takıldığında anlık yaşadığı şaşkınlığı anlam veremediğim bir kine büründü. 

"Kim Taehyung, küpelerin Cartier mi? Hangimizin vergisiyle alındı dersiniz?" Kaşlarımı çatarak neler olduğunu kavramaya çalıştım. Alayla bükülen dudaklar bana istediğimi vermezken duyduğum birkaç kıkırtı halihazırda tedirgin hisseden bedenimi daha da büyük çıkmaza sürükledi. 

"Küpeleri bilmem ama elindeki Prada çantayı benim arabamın vergisiyle aldığına eminim, benim zevkime benziyor da." Sapları yumruklarımın arasında kalmış çantaya nefret dolu bir bakış attığında midemin bulandığını hissettim. Bu saçma sapan olaya devam edilmemesi için tepki vermem gerekiyordu.

"Ne demek istediğinizi de beni neyle itham ettiğinizi de anlamıyorum. Lütfen kurduğunuz cümlelerin gittiği yere dikkat edin." Titreyen dudaklarımı zapt etmeye çalışırken kendimi ne kadar ifade edebildiğimi bilmiyordum.

"Ah, doğru. Artık gerçekten de sahip olduklarımızın gittiği yere dikkat etmeliyiz. Yoksa bileğimizin hakkıyla kazanıp bize hizmet olarak dönmesi için birilerine emanet ettiğimiz paralar ancak onların gömleklerini süsleyen inci olur." Uzun tırnaklarıyla masada ritim tutan omega, zafer kazanmış bir sırıtışla cümlesini tamamladığında ortada dönen olaylardan asla haberim olmadığı için ne demem gerektiğini bilemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

to begin again | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin