𓆸

515 52 29
                                    

❝Bakışlarındaki yoğunluk, ben yazarken kalemimi yakıyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❝Bakışlarındaki yoğunluk, ben yazarken kalemimi yakıyor.❞

Minsun çoktan eve gelmiş biraz ders çalıştıktan sonra kendisi ve abisi için yemek yapmıştı. Sofrayı hazırlayıp abisini bekledi. Biraz geçtikten sonra kapı sesi geldi. Minsun içeri geçip gelen abisine kocaman sarıldı.

"Hoşgeldin abicim."

"Hoşbuldum canım."

"Hadi yemekler soğuyacak, çabucak elini yıka gel."

Minsun mutfağa geri döndü. Minho da elini yıkayıp hemen mutfağa geçti. Kokuyu içine çekip 'mm' gibisinden bir ses çıkardı. Sofraya oturdu ve Minsun'a baktı.

"Yine harika şeyler pişirmişsin."

Minsun gülümseyip tabakları doldurdu.

Güzelce yemeklerini yediler.

"Ellerine sağlıkk."

"Afiyet olsun abicim."

İkili masayı topladıktan sonra bulaşıkları da yerleştirip içeri geçtiler.

Minsun aklına gelen şeyle güldü.

"Hayret bugün Hyunjin abi gelmedi."

Bu lafı üzerine Minho da güldü.

Oluşan sessizliğin ardından Minho kardeşine biraz yaklaştı.

"Bu aralar sanki canın bir şeye sıkkın gibi, abine anlatmak ister misin Min ?"

"İyi olduğumu söylersem yalan söylemiş olurum... Ama belli bir şey de yok, arada gelen sıkıntı gibi, içim bunalıyor."

Tabiki abisine Chan'ı anlatamazdı. Ama morali iyimiş gibi davranmakta istemiyordu.

Minho elini tuttu ve güven veren gülüşünü sundu.

"Zor zamanlardan geçtin Minsun.. ama çok güçlü olduğun için hepsinin üstesinden tek tek geldin. Bazen kendini böyle hissedebilirsin bu çok normal. Ne olursa olsun her zaman ben senin yanındayım ve olmaya devam edeceğim. Lütfen sende canını en ufak bir şey sıksa bile bana gelip söyle olur mu ?"

Minsun dolan gözleriyle kafasını aşağı yukarı salladı. Sonrada abisine kocaman sarıldı.

Birlikte filmi izledikten sonra uyumak için ikisi de odasına çekildi.

--

Minsun ve Jisung okulun kafeteryasında bir şeyler yerken karşılarında oturan San alayla Minsun'a bakıp arkadaşına bir şeyler söylüyordu.

Gerçekten takmıştı kıza.

"Zoru oynuyor ama emin ol bana hayır diyecek kız tanımıyorum."

"Pek seninle ilgileniyor gibi durmuyor San, güldürme beni."

"Bilirim ben böyle kızları iki üç gün naz sonra hop odanda-"

Cümlesini bitiremeden oturduğu masadan kaldırılıp duvara yaslandı San. Neye uğradığını şaşırmıştı.

Bütün konuşmaya şahit olan Chan kendini tutamayıp yapmıştı bu hareketleri. Şuan iki elide yakasındaydı San'ın.

Minsun hakkında nasıl böyle konuşurdu. Tek bir problem vardı Minsun'u korumak ona mı düşmüştü ?

"Laflarına dikkat et şerefsiz !!"

San, hâlâ alay dolu gülüşlerini yüzünden silmiyordu.

Bu Chan'ı daha çok sinirlendiriyordu.

Felix Chan'ı ayırmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Chan kendini kaybetmiş gibiydi.

Tüm kafeterya dehşetle ikiliyi izlerken Minsun koşarak yanlarına geldi.

"Chan ne yaptığını zannediyorsun, çek ellerini çocuğun üstünden !"

Chan tuttuğu yakaları sarsıp konuştu.

"Senin hakkında neler dediğini duysan onu korumazdın Minsun !"

Sesi fazlasıyla sertti.

"Bu seni neden ilgilendiyor ki bu kadar ?"

San utanmadan hala konuşuyordu.

Daha da duvara doğru bastırdı Chan. Elinde olsa içine sokacaktı.

Minsun omzundan itti Chan'ı. Böyle davranmasına çok sinirlenmişti. Madem onu bu kadar düşünüyordu o zaman hiç bırakmasaydı. Aynen bunlar geçiyordu aklından.

Jisung, Felix, San'ın arkadaşları ve diğer öğrenciler şaşkınlıkla üçlüyü izliyordu.

Minsun San'ın yakasını düzeltti. Sonra da ateş saçan gözlerini Chan'a çevirdi.

Chan saçlarını geriye itip arkasını döndü. Sinirinin geçmesini bekliyordu.

Ama Minsun'un dinmeyen siniri hala yerindeydi. Anlık hamleyle Chan'ın kolundan tutup peşinden sürükledi.

Chan şaşırsa da hiçbir şey demeden ona ayak uydurdu.

Arka bahçeye geldiklerinde sertçe tuttuğu kolunu bıraktı Minsun.

Birkaç adım da üstüne yürüdü.

[BÖLÜM SONU]

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanWhere stories live. Discover now