𓆸

651 66 54
                                    

❝Sen sadece küçük bir kız çocuğuydun, korunması gereken kız çocuğu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen sadece küçük bir kız çocuğuydun, korunması gereken kız çocuğu. Neden içindeki çiçekleri soldurdular ki ?

Minho heyecanla havalimanından çıktı. Son senesini tamamlamak için gittiği Japonya'dan dönüyordu artık. Bir yıldır görmediği kardeşini çok özlemişti. Tezini erken teslim ettiği için erken döndü Kore'ye. Artık mezundu. Güzel bir işe girip hayallerini gerçekleştirecekti.

Taksiye evini tarif ettikten sonra telefonunu eline aldı. Sürpriz yaptığı için evde olup olmadığını kontrol etmek amaçlı kardeşinin ağzını arayacaktı.

"küçük civciiv napıyorsun bakalımm ??"

Mesajı gönderdi. Beklese de geri dönüş alamadı.

Vardığında valiziyle birlikte apartmana girdi. Merdivenlerden çıkarken evin şifresinin hala aynı olması için dua ediyordu.

Şifreyi girdiğinde kapının açılmasıyla sırıttı.

Etrafta gözünü gezdirdi ama kimse yoktu. Kapıda Minsun'un ayakkabısıyla çantasının olması kötü bir hissi beraberinde getirdi.

Telefonunu eline alıp numarasını çevirdi. Holden gelen sesle oraya yöneldi.

"Minsun evde misin ?"

Tek tek odaların kapısını açıp içeriye baktı. En son sıra ıvır zıvır odasına geldi. Kapının kulbunu aşağı yukarı haraket ettirdi ama kapı kitliydi.

Aklına babası geldi. Sonra kafasını iki yana salladı. Kızını odaya kitleyecek kadar kötü olamaz diye düşündü. Ama yine de bu odaya bakmazsa içi rahat etmezdi.

Bir kaç omuz vurmasıyla kapıyı kırmıştı.

Duvar dibinde öylece yatan kardeşini görünce dünyası başına yıkıldı. Sesli bir şekilde adını haykırdı kardeşinin.

"Minsun !!!"

Kardeşinden ses gelmiyordu. Yanına çöküp dolan gözleriyle bedenini kucağına aldı. Kafasını göğsüne koyup nefes alıp almadığını kontrol etti. Neyseki nefes alıyordu.

Bir yandan yanağına küçük tokatlar atıp bir yandan da adını söylemeye başladı.

"Minsun uyan, lütfen uyan."

Minsun zorla da olsa gözlerini araladı. Minho kardeşinin uyandığını görünce gözündeki yaşı silip elini yüzüne koydu.

"Minsun iyi misin konuş benimle lütfen."

Minsun zorla ağzını araladı.

"N..nefes a..alamıyorum."

Minsun'un gözleri tekrardan kapandı. Ne talihsizlik ama. Abisinin gelişini sabırsızlıkla sayarken şimdi geldiğine bile sevinemeyecek durumdaydı.

Minho kardeşini kucağına aldığı gibi evden çıktı. Sokağa indiğinde bağırmaya başladı. Gerçekten acınacak halde duruyordu.

"Biri yardım etsin lütfen, lanet olası sokaktan bir tane araba geçmez mi !!"

Kucağında kardeşiyle caddeye koştu. Gelen taksinin önüne atladı adeta. Hemen taksiye binip hastaneye süremsini söyledi.

"Özür dilerim seni yalnız bıraktığım için, sana bir şey olursa yaşayamam ben. Lütfen abini affet Minsun.."

Göz yaşlarını zorla tutuyordu. Kardeşini hastaneye yetiştirene kadar güçlü olmalıydı. En azından bunu yapmalıyım diye düşündü.

Sonunda Minsun'u doktorlara emanet etmişti. Acilin kapısına çöktü. Etraftaki kimse umrunda olmdan hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Minsun onun için çok değerliydi. Küçücük yaşta büyük travmalar atlatmıştı. Korunması gereken küçük bir kız çocuğuydu Minho'nun gözünde.

Yani Minho, Minsun'un tek sığınaydı. Birbirlerinden başka kimseleri yoktu..

Minsun iki-üç saat müşahede altında tutulduktan sonra odaya alındı. Minho kardeşinin arkasından odaya girdi. Doktorlar odadan çıktıktan sonra yanına oturup elini tuttu. Minsun sadece karşısındaki duvara bakıyordu. Şuurunu kaybetmiş gibiydi. Abisinin seslenmelerine bile cevap vermedi.

"Minsun'um bak ben burdayım, abin burda, konuş benimle lütfen."

Minsun kısa bir süre duvardan çektiği bakışlarını abisine yöneltti. Sonra arkasını dönüp gözlerini kapattı.

Hayatta kaldığı için iyi hissetse de içinde bir yerlerde neden ölmedim düşüncesi vardı. Çünkü öldüğünde her şeyin biteceğine, rahata kavuşacağına emindi. Bugün yaşadığı şeyler aklına geldikçe tuttuğu örtüyü daha da çok sıktı.

Abisi Minsun için fazlasıyla endişeliydi. Ne yaşadıysa onu gerçekten sarstığının farkındaydı. Ne olduğunu bilmese de babasının yaptığı kesin gibiydi. Yumruğunu sıktı asla o eve geri dönmeyecekti. Kardeşini o caninin yanına bile yaklaştırmayacaktı..

[BÖLÜM SONU]

[BÖLÜM SONU]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lee Minho ✓

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin