𓆸

483 48 24
                                    

❝Bu kadar yol katetmişken yine başa dönmek istemiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❝Bu kadar yol katetmişken yine başa dönmek istemiyorum..❞

Chan önündeki bardağı kafasına diktikten sonra geri koydu.

"Chan gerçekten artık konuşman gerekiyor Minsun'la."

"Konuşamam kardeşim konuşamam. Dinlemiyor bile beni. Nefret ediyor benden."

Felix oflayıp saçlarını ileri geri itti.

Chan bir bardak daha koyup kafasına dikti. Bir bardak daha koyacakken Felix elini tuttup şişeyi kenarı koydu.

"İçme artık yeter."

Chan sertçe şişeyi geri alıp bardağını doldurdu. Yine tek seferde kafasına dikti. Kafasını doldurmak istiyordu. Her dakika Minsun'u düşünmekten alamıyordu kendini.

Artık iyice sarhoş olmuştu. Felix'in yardımıyla odasına gitti. Kafasını yastığa koyduğu an uyuya kaldı.

--

Chan ağrıyan başından dolayı ağzına ağrı kesici atıp su içti. Üstüne ceketini de geçirdikten sonra okulun yolunu tuttu. Bugün proje için vakıfın olduğu alana gideceklerdi. Yani bu demek oluyordu ki yine Minsun'u görecekti. Felix'i bahçede görünce yanına adımladı.

"Günaydın."

"Günaydın kardeşim."

Az sonra yanlarına Jisung ve Minsun da gelmişti. Günaydınlaşma dışında ağızlarından tek kelime çıkmadan diğer öğrencileri beklemeye başladılar.

Alana geldiklerinde mimarlık öğrencileri can kulağıyla görevli hocayı dinleyip notlar alıyorlardı, sosyoloji öğrencileri ise yaptıkları kampanyayla ne kadar bütçe elde ettiklerinden ve anket verilerinden falan bahsediyorlardı.

Chan'ın gözü geri geri yürürken Jisung'a elindeki kağıttan bir şeyler anlatmaya çalışan Minsun'daydı. Her an bir şeye takılıp düşecek gibi yürüyordu. Biraz daha yanına yaklaştı. Minsun attığı adımla ayağı kayınca yüksek bir çığlık attı. Düşeceğini hissetmişti resmen Chan, hızla arkasına geçip tuttu.

Minsun korkuyla yere düşmeyi beklerken kendini Chan'ın kollarında buldu. İkili birbirine öylece bakakaldı. Birbirlerine ilk defa bu kadar yakından bakıyorlardı. Minsun gözlerini kırpıştırdıktan sonra yerinde doğruldu.

"Teşekkür ederim tuttuğun için."

"Önemli değil."

Jisung arkadaşının yanına gelip elindeki şişeyi uzattı. Bir yandan da söyleniyordu.

"Kızım dikkatli yürüsene az."

Minsun suyu içerken Chan'ın gözü hâlâ ondaydı.

Alandaki işler bittikten sonra topluca yemek yemek için bir yere oturdular. Minsun, Jisung, Felix, Chan ve San grup oldukları için bir masaya oturdular. San yediği tokattan beri göz ucuyla bile bakmıyordu Minsun'a ama bu hareketi gururuna yediremediği de kesindi.

"Çıtır tavuklarınız nasıl olsun ?"

Herkes sırayla sipariş verirken sıra Minsun'a gelmişti. Chan kendini bir anda tutamayıp lafa atladı.

"Acı tatlı soslu."

Masadaki herkes ona bakarken yaptığını fark edince ensesini kaşıdı.

"Şey önceden öyle yiyordu yani."

İyice kızardığını hissediyordu. Minsun bu hareketine karşı gülmemek için dudaklarını bastırdı. Hala sevdiği tavuğu hatırlıyor olması hoşuna gitmişti.

Minsun ve Jisung yaklaşan sınavlar için tavukçudan çıkıp kütüphaneye gittiler. Birkaç saat ders çalıştıktan sonra Jisung'un annesi arayınca erken ayrıldı. Minsun biraz daha çalıştıktan sonra gitmek için eşyalarını topladı.

Eş zamanlı olarak Chan aldığı bir ödev için araştırma yapmak üzere kütüphaneye geldi.  Arabasını park ettikten sonra indi.

Minsun çantasından telefonunu çıkarmaya çalışırken bir yandan da kütüphanenin bahçesinden çıkmaya çalışıyordu.

"Lee Minsun !"

Gelen sesle irkildi.

Bu sesi hiç duymamayı dilerdi. Kafasını kaldıracak gücü bulamadı kendinde öylece dona kaldı. Gelen sesin sahibine bakmasa bile kim olduğunu çok iyi biliyordu.

Yine başa dönmek istemiyordu..

[BÖLÜM SONU]

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanWhere stories live. Discover now