𓆸

459 45 10
                                    

❝Gerçek dostlar yıldızlar gibidir karanlık çökünce ortaya çıkarlar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❝Gerçek dostlar yıldızlar gibidir karanlık çökünce ortaya çıkarlar..❞

"Bugün size yemeğe gelsem ya hm ?" dedi Jisung çantasını takarken.

"Olur sincabım birlikte yemekleri yapar abimi bekleriz."

"Hyunjin abiyi de çağıralımm."

"Ah iyi düşündün hemen bir mesaj atayım."

Minsun cebinden telefonunu çıkarıp Hyunjin'e mesaj attıktan sonra ikili birlikte yürümeye başladılar. Jisung, Minsun'un tedirgin bir şekilde yürüdüğünü fark etmişti. Abisine söyleyip söylememek arasında gidiyordu. Minsun'a da baban gelmiş diyemezdi çünkü Chan'a söz vermişti.

Yürümeye devam ederken kolunu omzuna attı Minsun'un. En azından kendini daha güvende hissederdi.

"Minsun."

"Hm ?"

"Her zaman yanımda güvendesin biliyorsun dimi ? Benden bir yaş büyük olsanda.."

Minsun'u iki kolunun arasında sıkıştırarak kendi kolunu pat patladı ve devam etti.

"Bu kaslarla seni her daim koruyup sonsuza kadar da sana abilik yapabilirim."

Minsun kocaman gülümserken yürümeyi durdurup Jisung'a döndü. İki elini yanaklarına koyup sıkmaya başladı.

"Yanında her zaman güvende olduğumu biliyorum. Büyüklük konusuna da gelirsek bana abla demen gereken yerde bana abilik mi taslıyorsun sincap hı ?"

Jisung yüzünü buruşturdu.

"İki havaya sokmuyorsun insanı çok kötüsün Minsun. Hem bir kere sana abla dersem beni döveceğini söylemiştinn."

Minsun bu sefer ellerini yukarı çıkarıp saçlarını karıştırdı.

"Aman aman hemen de alınırmış benim Jisung'um. İki abim vardı üçüncüsü de harika olur bence. Ama dikkat et fazla şımarırım."

Jisung'un buruşuk yüzünü kocaman bir gülümseme alırken "Seni kocaman seviyorum."  dedi. Minsun da kıkırdadıktan sonra kocaman sarıldı.

Jisung'la Misnun yemekleri yaptıktan sonra sofrayı kurup Hyunjin ve Minho'yu beklemeye başladılar. Kapı sesini duyunca koşarak kapıya gittiler.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşgeldiniz."

Ayakkabılarını çıkaran ikili onları taklit edip aynı anda konuştular.

"Hoşbulduk."

"Hoşbulduk."

Hep bir ağızdan güldüler. Daha sonra masaya geçip güzelce yemeklerini yemeye başladılar.

Hyunjin ağzını yemekle doldururken konuştu.

"Çok gozol şoylor yopmoşsonoz."

Yani konuşmaya çalıştı.

Jisung'la Misnun gülerken Minho hafiften kafasına vurup konuştu.

"Ağzında yemek varken konuşma hıyar."

Hyunjin ağzındaki lokmayı zorlukla yutarken bir yandan da pis pis Minho'ya baktı.

Jisung'un gülümsemesi yavaş yavaş silinirken yine aklına Minsun'un babası geldi. Abisine söyleyip söylememek arasında kaldı. Minsun'un istemediği bir şeyi yapmak istemiyordu ama eğer yapmazsa Minsun güvende olmayabilirdi. Stresle bacağını sallamaya başladı. Bu sırada ona seslenen Minho, dalgınlığından dolayı cevap alamamıştı. Elini iki kere önünde salladı.

"Jisung ?"

Jisung kafasını salladıktan sonra Minho'ya baktı.

"He efendim ?"

"Oğlum nereye daldın öyle ?"

"Hiiiç !"

Ordan Hyunjin de atladı.

"Hiç gibi durmuyor sanki bir şey söyleyecek gibisin."

"Şey.. aslında söyleyeceğim.."

'Hayır jisung şimdi hiç olmaz.' içinden bunları geçirirken aklına daha mantıklı bir çözüm geldi.

"İzniniz olursa bir süre burada kalmak istiyorum. Yani maddi olarak yardımcı olmak şartıyla."

Minsun kaşlarını hafiften çatarak kolunu tuttu ve fısıldadı.

"Annenlerle bir sıkıntı mı var jisung ?"

Aynı şekilde kısık sesle cevap verdi.

"Ha yok yok gayet iyiyiz."

Minholara dönüp ekledi.

"Ben biraz farklılık olsun istiyorum. Tabi sizin için bir sıkıntı olmayacaksa."

Minho gülümseyip saçlarına uzandı Jisung'un. Saçlarını karıştırdıktan sonra konuştu.

"Ne kadar istersen kalabilirsin Jisung burası senin de evin sayılır. Hem okula birlikte gidip gelirsiniz Minsun'la, ders çalışırsınız falan bence gayet güzel olur."

Minsun da heyecanla başını sallayıp konuştu.

"Ay çok güzel olur gerçekten."

Jisung kendi kendine zafer kazanmış gibi gülümsedi. Hem Minsun'u koruyacaktı hem de sanki öz kardeşlermiş gibi birlikte kalacaklardı.

[BÖLÜM SONU]

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanWhere stories live. Discover now