𓆸

456 43 16
                                    

❝Açığa çıkması gereken doğrular daha fazla o kutuda kilitli kalamaz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❝Açığa çıkması gereken doğrular daha fazla o kutuda kilitli kalamaz..❞

Jisung yaklaşık bir ay boyunca Minsunlarda kalmıştı. Bir saniye bile Misnun'u yalnız bırakmamış nereye gitse bir kuyruk gibi onu takip etmişti. Bunun yanında birlikte oldukça eğlenmişler, geçen hafta biten vizelerine de güzelce çalışmışlardı. Jisung artık babasının o gün tesadüfen Minsun'la karşılaştığına ikna olmuştu.

Jisung'u sürekli Minsun'un yanında gören Chan kendini daha iyi hissediyordu. En azından kendisi yanında olamasa da onu düşünen, koruyup kollayan biri vardı yanında. Kalbine gömdüğü aşkı her gün batıp canını acıtsa da hayatına devam ediyordu. O da geçtiğimiz haftada vizelerine girmiş aynu zamanda da üstünde çalıştığı maket projesine kafa patlatıyordu.

Üstünü giyinen Minsun odasından çıkıp kahvaltı hazırlayan abisinin yanına ilerledi.

"Günaydınn abicim."

"Günaydın güzelim."

Birlikte sofraya oturup yemeye başladılar. Minho birden çatalını bırakıp konuşmaya başladı.

"Kulaklarım resmen Jisung'un sesini arıyor. Dünyanın en enerjik insanı olabilir gerçekten gram düşmüyor enerjisi."

Minsun bu dediğine gülerken abisini onaylayarak konuştu.

"Gerçekten çok alışmışım böyle bir eksik hissettim kendimi. Okula gidip hemen onu görmeliyim."

Tekrardan birlikte gülerken Minsun son lokmasını da ağzına attıktan sonra okula gitmek için ayaklandı.

Minsun gitmeden "Bugün Hyunjin'de kalacağım biraz takılacağız haberin olsun." dedi Minho.

"Tamamdır, size iyi eğlenceler Hyunjin abiye de selam söyle." 

"Tamam söylerim hadi sen de dikkat et."

Minsun hızlıca okula varıp bankta oturan Jisung'un yanına koştu.

"Günaydınn."

"Günaydın sincap bey." 

"Ben seni çok özledim ya, kahvaltı çok sessizdi sensiz."

Jisung'dan minik bir kıkırtı geldi.

"Ben de seni göremeyince günüm aymadı. Alışmışım her gün parıltın eşliğinde kahvaltı etmeye."

Bu sefer kıkırdayan taraf Minsun'du.

İkili birbirine sarıldıktan sonra ders için sınıfa çıktılar.

--

Chan oflayarak kafasını sıraya koydu. İçinde anlam veremediği bir sıkıntı vardı. Belkide yetiştirmeye çalıştığı projedendi. Ya da havalardan, gerçekten bilmiyordu neden olduğunu.

Çantasından o her zamanki defterini çıkarıp karalamaya başladı. Artık sonuna gelmişti defterin. İçini dökmek için başka bir deftere ihtiyacı vardı. Şöyle bir hızlıca sayfalarını çevirdi. Ne günler geçirmişti, hepsi de acı doluydu. İç çekip defterini kapattı, biraz derse odaklanmaya çalıştı. Dersin bitmesiyle eline telefonunu aldı. Felix, Jimin ve Yena'nın olduğu gruptan mesaj gelmişti.

Yena cadısı: Hesaplamalarıma göre tam şuan dersiniz bitti. Eğer on beş dakika içinde bizim kafede olmazsanız kafanız uçar. Jimin'le bekliyoruz hadi öpüldünüz.

Mesajı okuduktan sonra ikili birbirine bakıp güldü.

Chan, "Sen neden bu kadar hanımcısın ben gün geçtikçe daha iyi anlıyorum." dedi Felix'e.

"Ben onun bu hallerini seviyorum oğlum sen ne anlarsın."

"Aman biraz uzakta sev."

Chan defterini çantasının ön gözüne koyduktan sonra ayaklandı. İkili hızlı adımlarla bahçeye çıkarken Minsun biraz uzaklarındaydı. Ama görmüştü ikiliyi.

Hızla hareket eden Chan farkında olmadan defterini düşürmüştü. Hızlı yürüdüğü için hiç anlamamıştı bile.

Chan'ın defterini düşürdüğünü gören Minsun adımlarını hızlandırıp defteri yerden aldı.

"Hey Chann ! Felix !"

Bağırsa da duymamışlardı. Arkada kalan Jisung yanına gelip "At çantana yarın verirsin." dedi. Minsun Jisung'u dinleyip çantasına koydu defteri. Sonra da birlikte yürümeye başladılar. Evin önüne geldiklerinde Jisung'u öpüp eve girdi.

Üstünü değiştirirken aklı çantasındaki defterdeydi Minsun'un. Düz bir okul defterine benzemiyordu çünkü. Saçını topuz yaptıktan sonra çantasını eline aldı. Defteri içinden çıkarıp dışına göz gezdirdi.

"Hayır Minsun özel bir şeye benziyor içini açmamalısın..."

Defteri masasına bırakıp kendi kendine konuşmasına devam etti.

"Evet evet en doğrusu orada kalması."

Masadan kalkıp mutfağa girdi. Kendine güzelce yemek yaptıktan sonra en sevdiği müzik grubunun herhangi bir videosu eşliğinde yemeğini yedi. Bu aralar bu grup onu mutlu eden nadir şeylerdendi.

Bulaşıkları yıkadıktan sonra odasına geri döndü. Gözleri yine defterde takılı kaldı. Başını iki yana sallayıp çantasını eline aldı. Defterini çıkarıp masasına oturdu. Bugün tuttuğu notlara bakarken birkaç saat geçmişti. Ama aklı defterde olduğu için pek odaklanamamıştı. Defteri eline alıp yatağına oturdu. Yanlış bir şey yaptığının farkındaydı ama yine de defterin kapağını açtı. Tüm sayfalarında öyle bir göz gezdirirken günlük gibi bir şey olduğunu anlamıştı. Ama bazı yerleri boş bazı yerleri kısa kısa yazılmıştı.

İlk sayfanın tarihine baktığında dikkatini bir şey çekmişti. Bu tarih Chan'ın kendinden ayrıldığı günün tarihiydi.

24 Mayıs 2018

[BÖLÜM SONU]

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanWhere stories live. Discover now