10. BÖLÜM: "YALANLAR VE YAŞANANLAR"

788 47 94
                                    

melekezz 'e ithafen.🤍

On bölümü resmen devirdik, bu çok güzel bir an!

Finali göreceğimiz günlere kavuşmak dileği ile keyifli okumalar diliyorum. Oy ve yorum atmayı unutmayalım.

Sizi bölümle baş başa bırakıyorum...

10. Bölüm: "Yalanlar ve Yaşananlar."⛈️

Tercihler ve zamanla bazı anlar için çok önemlidir. Zamanlamayı iyi ayarlarsanız her şey sizin için daha kolay olur ve yapacağınız tercih, sizi doğru kapıya ulaştırabilir.

Bende şuan ne yapacağımı düşünüyorum. Yalın normal bir şeymiş gibi Barış'ı gemiden sarkıtıyor ve Barış'ın adamları Yalın'a silah çekiyor.

Nereye düştüm ya! Nasıl bir durumun içindeyim ben!

"Yalın, bırak Barış'ı." dedim düşünmeden.

Yalın'ın bakışları bana doğru çevrildiğinde bir şey demedi. Sadece sustu ve denize doğru sarkıttığı Barış'ı çekip gemiye bıraktı. Bunu yapmayı istemediği her halinden belliydi. Ben istediğim için yapmıştı. Barış ayağa kalkıp hiç bir şey olmamış gibi üzerindeki gömleği düzelttikten sonra Yalın'a ters ters bakmaya başlamıştı. Yalın ise hiç birimize bakmıyordu. Acilen durumu toparlamam, bir yol bulmam lazımdı.

Aklıma bir fikir gelmişti. Bu fikiri ne kadar istemesem ve içime sinmese de yapacak bir şey yoktu. Aklıma başka bir çözüm yolu gelmiyordu ve bu yoldan başka etkili bir çözümün de olacağını pek sanmıyordum.

Barış'a dönüp bakışlarımızın buluşmasını sağladım ve konuşmaya başladım.

Ne kadar istemesem de.

Ne kadar buna mecbur kalsam da.

"Bize bir gemi ver, bir daha da bize bulaşma." dedim ve Yalın'ın elini tuttuktan sonra devam ettim. "Özellikle de sevgilime."

Yalın tuttuğum eline tebessüm ederek baktığında Barış'ın da ellerimize baktığını gördüm ve sonra devam ettim.

"Karşılığında da seninle bir akşam yemeği yerim. Sadece bir yemek, fazlası yok." dediğimde Yalın'ın elimi daha sıkı tuttuğunu hissedip ona baktım.

Dediğimden hiç memnun olmamış gibi bana bakarken bende istemiyorum dedim içimden. Bende istemiyordum ama Barış'ın kabul edip bizi serbest bırakacağını biliyordum.

Barış gülümseyip "Olur." dediğinde Yalın kadar güzel gülümseyemediğini fark ettim.

Kimse onun kadar içten gülümseyemiyordu.

Tekrar Yalın'a baktığımda elini elimden çıkarmış Barış'a sertçe bakıyordu. Barış ise durumdan oldukça memnundu. Telefonunu çıkartıp birini aramış, gemi istemişti. Gemi gelene kadar ayakta beklememek için ikisini de umursamadan ahşap sandalyelerden birine oturdum ve denizi izlemeye başladım. Deniz ciddi anlamda çok güzel gözüküyordu. Olduğumuz durum oldukça saçma olmasa, hiç düşünmeden atlardım. Fakat ne yeri, ne de zamanıydı.

Gemi geldiğinde ilk önce ben, sonra da Yalın arkamdan binmişti. Yalın kaptan köşküne geçip gemiyi sürmeye başladığında bende yanındaki sandalyede oturmuş onu izliyordum. Barışların gemisinden uzaklaşana kadar ağzımı açmamıştım. Zaten Yalın da bana sinirli gözüküyordu. Ortamın yumuşaması adına aklıma gelen ilk soruyu sordum.

GÜNDEM SEBEBİM (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now