24. BÖLÜM: "NİKAHIMIZ VAR!"

298 19 46
                                    

Hooopppaalaaa ben geldimm!

Bölüm adını görünce biraz şaşırabilirsiniz, hatta bence kesinlikle şaşırdınız. Şaşırın diye yaptım zaten, neyse. Okuyunca anlayacaksınız diye düşünüyorum.

Vee bu aradaa!

Sizi seviyorum.

Unutmayın.

Keyifli okumalar çiçeklerim!✨

24. Bölüm: "Nikahımız var!"

Telefon melodisini duyarak gözlerimi araladığımda görüş alanıma önce yanımda uzanan Yalın, daha sonra da ikimizin üzerine örttüğü ince örtü girdi. Dün film izlerken burada uyumuştuk. Dün yan yana, sarılarak uyumuştuk. Kendi kendime sırıtıp gülümsediğimde telefonun hâlâ çaldığını hatırlayıp elime aldım. Gizem arıyordu. Umarım sabah sabah, tam şu anda, Yalın ile yan yana uyanmışken arayacak mantıklı bir sebebi olmalıydı. Aksi takdirde bir tık sinirlenebilirdim.

Sadece bir tık! Çok az!

Aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma yasladım ve Yalın'ı uyandırmamaya çalışarak yattığım yerden doğruldum. Ben belimin ağrısını hissederken Gizem'in sesi kulağımda yankılanmıştı.

"Alo, günaydın, iyi günler ve müjdeler! Duyduk duymadık kalmasın! Nikahımız var!"

Şaşkınlıkla ağzımı araladım ve konuştum. "Neyimiz var neyimiz?" dedim sesimi kısık tutmaya çalışarak. Yanımda dünyalar tatlısı sevgilim uyuyorken bağıramazdım.

"Nikahımız var!"

"Kimin?" dedim ve Gizem'in görmeyeceğini bile bile kaşlarımı çattım. Sabah sabah ne diyordu bu kız?

"Sen telefonu ver bana," diyen Ali'nin sesini duydum. "Alo." dediğinde telefon artık onun elindeydi. "Günaydın biricik dostumun biricik sevgilisi, canım arkadaşım, sevgilimin arkadaşı, arkadaşın ve ben bugün resmi olarak evleniyoruz. Evet yanlış duymadın, hayır bunlar bir rüya değil. Bizim bugün nikahımız var!"

"NE?"

Kendime hakim olamayarak bağırmış, Yalın'ı uyandırmıştım. Yalın yerinden sıçrayarak uyandığında kısık duran, uykulu gözleriyle bana bakıyordu. Zavallım, bana bir şey oldu sanmıştı.

"Dilan, noldu, niye bağırdın?" dediğinde kaşlarımın hâlâ çatık durduğuna yemin edebilirdim.

"Yalın, nikahımız var!"

Al işte, ne demiştim ben? Adam şuan bana öyle bir bakıyordu ki sanki bir çocuğa 'bak, sana dondurma aldım' demiştim.

"Ne? Nasıl... Nasıl nikahımız var? Şimdi mi? Ne zaman? Nasıl yani?" dediğinde gözlerimi devirdim ve Ali'nin bizi dinlediğini hatırladım.

"Ya bizim değil, Ali ve Gizem'in." dediğimde dondurma aldığım çocuk gitmiş, yerine dondurması yere düşmüş çocuk gelmişti. Aynısı.

Az önceki yattığı hâline geri döndüğünde bu umursamaz halinin bile ne kadar tatlı olduğunu düşündüm.

Ama şu anki konumuz bu değildi dimi? Arkadaşım evleniyordu.

"Nasıl ya? Nasıl bugün nikahınız var?" dedim sorgularcasına. Bizim niye haber vermemişlerdi? Niye önceden haberimiz olmamıştı?

GÜNDEM SEBEBİM (TAMAMLANDI)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt