•Kaderin Oyunu•

2.1K 90 16
                                    

•Kaderin Oyunu•
-Bölüm 4-

Açıkçası o kadının kaderim olduğuna inanmaya başlamıştım. Ama onu bir daha görmedim. Aynı zamanda da aklımda o gizemli kadın da var. Gerçekten şerefsiz miyim ben? Aynı anda iki kadını düşünmekte ne?

Eflin'i hasta olarak bir daha çağırsam. Sadece hasta olarak. Görüşecek şeyler olduğunu söylesem? Ne konuşacaksın acaba, Rüzgar? Kadın her bilgiyi biliyor. Acaba yan meslek olarak doktorluk mu yapıyor? Aynen Rüzgar, o kadar işi gücü yok dokturlukta yapıyor. Babasından falan öğrenmiştir herhalde. Açıkçası Âgah Çağıran, hayran olduğum profesörlerden birisi. Üniversitedeyken bizim için onun olduğu bir konferans düzenlenmişti. Kapımın çalmasıyla düşüncelerimi bir rafa kaldırdım.

"Gel." diye seslendim.

"Hocam, sizi aradım ama duymadınız sanırım. Ameliyat olacak hasta geldi. Yanınıza gönderiyim mi?"

"Olur, Didem."

☁️

Ameliyat bitmişti. Gayet güzel bir şekilde atlatmıştım. Ameliyatta olduğum sıra da yemek molasına çıkamamıştım. O yüzden şimdi yemek yemeye gelmiştim. Hastanenin yakınlarında bir kafe var. Gerçekten güzel yemekleri var. Sanırım ben kahve içeceğim ve salata yiyeceğim.

Yemeğimi sipariş etmek için garson ararken onu gördüm. Eflin'i. Sanırım diyordum ya, bu kadın kesinlikle kaderim. Bu kaderden başka bir şey olamaz. Bize kaderin bir cilvesi. Yemek yemeyi boş verip onun yanına gitmeye karar verdim. Avuç içlerim terlemeye başlamıştı.

Masasına gidince bana o orman gözlerini dikti. Gözleri orman çünkü ağaçları anımsatan yeşilleri, toprağı anımsatan kahveleri var. "Asil Bey? Bu ne güzel bir tesadüf böyle." dedi ve gülümsemesi yüzüne yayıldı. O güzel gülümsemesine karşılık gülümsememek imkansızdı. O yüzden bende ona gülümsedim.

"Yemek molasına çıkmıştım. Sizi görünce bir selam vermek istedim." dedim

"Yemek molasına aslında 3 saat önce çıkmanız gerekiyordu." diyince ona şaşırarak baktım. Sonra hemen toparlamaya çalıştı. "Yani babamdan biliyorum. Benim babamda doktor da. O da 12 gibi çıkardı yemek molasına."

"Anladım." dedim. Öylece birbirimize bakıyorduk. Ben diyecek bir şey bulamamıştım. Sadece gözlerine bakıyordum.

Bir anda aydınlanma gelmiş gibi, "Şey kusura bakmayın kabalık ettim. Oturmaz mısınız?" diye sordu.

"Oturayım mı?"

"Oturun." dedi. Dünden meraklı bir şekilde hemen oturdum. "Siz yemeğinizi söyleyin lütfen. Acıkmışsınızdır."

"Aslında acıkmadım. Sadece kahve içeceğim. Size de ısmarlayayım isterseniz?"

"Benim masam, o yüzden ben ısmarlayayım. Başka bir zamanda siz ısmarlarsınız." bu çıkma teklifi mi? Yani bir daha mı kahve içelim diyor?

"Olur o zaman." garsonu çağırdı ve 1 sade ve 1 orta şekerli kahve söyledi. O da sade içiyor demek ki. "Sade içtiğimi nereden bildiniz? Güzel bir tespit."

Yüzü bir anda kas katı kesildi ve kızarmaya başladı. "Yani. Şey. Hani. Siz fitsiniz ya. Şeker kullanmıyorsunuzdur diye düşündüm. Söyledim o yüzden hemen." Didem'de aynı şeyi söylemişti. Her fit insan sade kahve mi içiyor ya? Hem de beni fit buluyor. Kahvelerimiz gelince sessiz sessiz içtik. "Bu arada adımı söylememiştim size. Adım Afrodit." dedi ve elini uzattı.

Başta afalladım. Afrodit? Sonra bozuntuya vermemek için elini sıktım ve "Asil." dedim. Genellikle insanlar bana Rüzgar der. Ama onun ismi "a" ile başlıyor. Uyumlu olsun diye Asil dedim. Hem o da bana Asil diyor. Elini tutuncaki olan o kıvılcım... o kıvılcımın aramızda yükseldiğini hissettim. Ellerimiz ayrılınca kıvılcım söndü.

"Şaşırmış gibi görünüyorsunuz. Yoksa bu ismi duymayı beklemiyor muydunuz?" yüzünde bir gülümseme vardı. Sinsice gibi görünüyordu ama asla o masum gülümsemeye sinsice diyemem.

"Açıkçası evet, adınızın Eflin olduğunu sanıyordum." dedim. Duymak istediği buymuş gibi gülümsemesi arttı.

"Yani beni araştırdınız? Ne buldunuz hakkımda Doktor Bey?"

"Yani şimdi ona araştırmak demeyelim de," diyince bana hadi der gibi baktı. Bu kadın çok zeki. "Tamam tamam. Model olduğunu, babanın Âgah Çağıran olduğunu, boyunu, doğum gününü falan her şeyini öğrendim." annesinden bahsetmedim. Bazı konularda sadece susulur ve bilmemiş gibi yaparsın.

"Birisi fazla stalker çıktı. Size kesinlikle Google'a giriş yasaklanmalı. Sizin aksinize ben sizin hakkınızda Google'a bir şey yazınca her bilgiyi alamıyorum. Bazılarımız şanssız. O yüzden durumu eşitlemeliyiz. Sizde bana benim hakkımda öğrendiğiniz bilgiler kadarını söyleyin."

"Beni siz tanıyın. Benim söylememe ihtiyaç duymadan. Eminim ki Google'dan öğrenme şansınız olsaydı oradan öğreneceğinizden daha fazlasını öğreneceksiniz."

"Kabul." yani bu demek oluyor ki onu daha çok göreceğim. Telefon çalmaya başlayınca duymuyormuş gibi yaptım. "Asil Bey, telefonunuz çalıyor. Açmayacak mısınız?"

"Açmalı mıyım?"

"Kesinlikle." kendimi ona itaat etmek zorunda gibi hissettim ve telefonumu açtım.

R📞 -Efendim?

..

R📞 -Ben hemen geliyorum. Siz ameliyathaneyi hazırlayın. Yakınlardayım zaten.

Dedim ve telefonu kapadım. "Acil bir ameliyata yetişmem gerekiyor. Kusura bakmayın cidden. Ama telafisi olacak." dedim.

"Git ve hastanı kurtar, Doktor."

-Bölüm Sonu-

Afrodit?

Bölüm hakkında düşünceleriniz.

Afrodit'in gözleri temsili;

Afrodit'in gözleri temsili;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mükemmel shop yeteneğim 😄

Sosyal medya hesaplarım:

•Twitter: okyanusesleri

•Tiktok: .starashes

•Instagram: _starashes

Sana DairWhere stories live. Discover now