•Yağmurun Yaşları•

689 35 0
                                    

•Yağmurun Yaşları•
-Bölüm 11-

Eflin'den*

Üstüme montumu giydim ve evden çıktım. Nefesim sıklaşmıştı çünkü nefesim bana yetmiyordu. Dışarı çıktım ama nereye gideceğim? Nereden bulacağım onu? Telefonunu aradım defalarca ama her seferinde direkt olarak meşgule düşüyordu. Asil, annemle karşılaşmamışsındır değil mi?

Rezidansın girişine oturdum ve onu bekledim. Gittiğimi sanmasın diye bekledim.

Tanrım neden ağlayamıyorum?! Ağlamaya o kadar çok ihtiyacım var ki. İçim bir o kadar boş ama bir o kadar da dolu.

..

Telefonumun çalmasıyla telefonu yanıtladım. Telefonumda kayıtlı olmayan bir numaraydı.

D📞 -Eflin Hanım?

Telefonu kapatmak için hamlede bulunacakken karşı taraf duymak istediğim o kelimeyi söyledi. Rüzgar.

-Ben Rüzgar Hoca'nın çalıştığı hastanede asistanım. Rüzgar Hoca yakınlarına sizi yazdığı için sizi aramak ve bilgilendirmek zorundayım. Rüzgar Hoca, bir kaza geçirmiş. Şu an ameliyatta. Rüzgar Hoca'nın çalıştığı hastaneye gelip durumu hakkında daha fazla bilgi öğrenebilirsiniz. Şimdiden geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

dedi ve telefonu kapattı. Ağzımdan çıkacak çığlığı engellemek için elimi ağzıma kapadım. Asil, yağmur yağıyor şu an. Yağmur kim için yağıyor? Senin için mi? Benim için mi? Yoksa bize mi ağlıyor bulutlar? Telefonumu çıkarıp taksi çağırdım ve taksi gelene kadar oturup bekledim.

🌧

Taksiden inip hastaneye girdim. Magazine kesinlikle yakalanacaktım. Umrumda mı? Hayır. Çalıştığım markayla kavga edeceğim. Bu umrumda mı? Hayır. Tek umrumda olan şey Asil. Lobiye ilerledim ve o kadar sıra olmasına rağmen en öne geçip sekretere "Rüzgar Asil Alıcı. Kaçıncı kat? Kaçıncı ameliyathane?" diye sordum hızlı bir şekilde.

"Sıra var, hanımefendi." dedi.

"Şu an o, dışında hiçbir şeyin ne kadar umrumda olmadığını tahmin bile edemezsin. Sadece bir numara söyleyeceksin, bu kadar zor olmamalı!"

Omzuma bir el dokundu ve beni yanına çekti. "Tamam, ben ilgileneceğim." dedi. Kolumu tutan kişiye baktım. Cemre. "Merhaba Eflin." dediği şeye cevap vermedim. "Pekala, seni Rüzgar'ın yanına götüreceğim. Şu an ameliyatı devam ediyor ama dışarıda bekleyebilirsin." birlikte asansöre bindik ve eksi katlardan birinde indik. Ağlayan birkaç insanlar vardı. Ve yan tarafta da doğumhane vardı. Bebek ağlama sesi bütün katı inletti. Durdum. Yeni bir bebek doğmuştu. Şimdi dışarıda bekleyenler nasıl sevinmiştir? Özellikle anne. Bir annenin doğurduktan sonraki yorgun ama mutlu o göz yaşları... "Eflin, bir sorun mu var? Hadi devam edelim." gözüm arkada kala kala ilerledim. Ameliyathanenin önüne geldiğimizde dondum. Asil, şu an içeride. Benim sevgilimin canı acıyor. Karıncayı bile incitemeyen sevgilimi incitiyorlar. Asil lütfen benimle kal. Ağlamak istiyorum ama olmuyor. Sevgilim ben seni çok seviyorum, ağlamadım diye sevmiyorum zannetme tamam mı?

"Yanına girebiliyor muyum?" sorduğun soruya bak Eflin, tabii ki giremezsin.

"Üzgünüm ama bu şu an mümkün değil normal odaya alındığında görebilirsin." oradaki koltuklardan birine oturdum ve bekledim.

..

Asil, ben seni ömrümün sonuna kadar beklerim ama şu an neden zaman geçmiyor ve seni bekleyemiyorum? Zaman kavramını yitirttiriyorsun bana. Hani sevdiğinleyken zaman dururmuş ya. Yalan. En çok seninle zaman hızlı geçiyor. Sensizken zaman duruyor, kalıyorum öyle. Bu mu aşk? Çünkü eğer bu aşksa ben sana çok kötü aşık olmuşum demektir sevgilim. Ve bu çok kötü bir şey. Bana aşık mısın Asil? Eğer aşıksan bu da kötü. Çünkü çocuğu olmayan bir kadına aşık olmuş olacaksın, Asil. Baba olamayacaksın. Sen daha iyilerine layıksın demek isterdim ama bunu diyemeyecek kadar bencilim. Sana karşı hep bencilim, Asil. Senin hayallerini elinden alıyorum. Beni affet olur mu?

Sana DairWhere stories live. Discover now