•Aşkın Zayıflığı•

1.4K 56 24
                                    

•Aşkın Zayıflığı•
-Bölüm 7-

Erkenden kalktım ve odamdan sessizce kıyafetlerimi alıp banyoda üstümü giyindim. Afrodit, için churchill hazırladım. Genellikle ertesi gün için lazım olur. Baş ağrısını hafifletmek için ya da diğer bazı şeyler için. Churchill'i dolaba koydum ve sofra hazırlamaya başladım. Büyük ihtimalle Afrodit model olduğu için öyle zararlı şeyler yemez. Yani genellikle yasak olur. O yüzden onun yiyebileceği şey olarak yumurta haşlayabilirim. Yanına da kahvaltılık koyarım. Aklıma başka bir şey gelmiyor ona yapabileceğim.

••

Sofrayı hazırladım ve Afrodit'i kaldırmak için odaya girdim. Hâlâ uyuyordu. Ben şimdi onu nasıl uyandıracağım? Uyandırmaya yeltenecektim ki kendimi durdurdum. Kendisinin uyanmasını beklemeliyim sanırım. Kolumdaki saate baktım. Siktir! Saat on olmuş. Hastam gelecekti. Ne yapsam? Ne yapsam? Afrodit'i tek başına bırakıp gidemem. Uyandırmak zorundayım. Ama uyandırmadan önce ona bu kelimeleri fısıldadım. "Olurum, Afrodit. Ben senin son değil. Tüm umutların olurum." dedim ve saçlarından öptüm. "Afrodit, kahvaltı hazır. Artık kalkmalısın."

Gözlerini açmadan oturur pozisyona geçti ve "Sadece bir güncük uyku daha." dedi, geri yattı.

Dizlerimin üstüne çömeldim saçlarını okşadım. "Afrodit, hadi bebeğim."

Bir anda kalktı, "Bebeğim mi?" diye sordu. Ne diyeceğim şimdi? "Yani soru değildi aslında. Boş ver."

"Kahvaltı hazırladım senin için."

"Benim için?" anlamaz bir şekilde ona baktığımda düzellti. "Yine yanlış konuştum. Teşekkür ederim."

"Şu an başın çatlıyordur. Sana karışım hazırladım o baş ağrını azaltır. Üstünü değişmek istersen kendiminkilerden bir şey verebilirim? Büyük gelir ama idare eder yani."

"Sen bana şimdilik sadece bir kazak versen yeter. Tabii, oversize olanlardan. Slim olan büyük ihtimalle çok şey durur. Neyse anladın sen." etrafına baktı, sonra bana baktı. Yüzündeki şaşkınlıkla yorganı kaldırdı ve kıyafetlerine baktı. "Biz... Bir şey yapmadık değil mi? Kıyafetlerim duruyor ama senin üstünde bir şey yok. Asil, senin nasıl bu kadar güzel vücudun var?" dediğinde şaşkın bir şekilde ona baktım. "Yani öyle demek istemedim. Vücudun güzel ama bu uygunsuz oldu. Neyse emin olmak istediğim için sordum."

"Hiçte uygunsuz değildi. Ama hayır, tabii ki de. Tabii ki de derken; Sarhoş bir kadından yararlanacak değilim. Ben salonda yattım zaten."

"Tamam..."

"O zaman ben kazağı bırakayım buraya, sen gelirsin." dedim ve kazağı yatağın üstüne bıraktım odadan çıktım. Rüzgar, kendine gel oğlum. Sen ne zaman bir kadın için işini ihmal ettin? Hiçbir zaman. Sürekli ders çalışmak için reddederdin. Tamam, ama bu kadın farklı. Hem de çok farklı. Afrodit, odadan çıktığında düşüncelerime son verdim. Ona verdiğim kazak kalçasının biraz altında bitiyordu. Bacak boyu uzun olduğu için onda kısa durmuştu baya. Sofraya oturunca ikimizden de ses çıkmadı. Sessizce kahvaltı yapıyorduk. Afrodit, önündeki çileğe hiç dokunmamıştı. Acaba sevmiyor mu? Çilek genellikle insanların hep favorisi olur. Mesela benim öyle.

Çileğine baktığımı görünce konuşma ihtiyacı hissetmiş olacak ki, "Ben yiyemiyorum çilek. Alerjim var yani ondan." dedi. Bildiğin gözlerimle zorladım onu yemeye. Alerjisi varmış kızın. Önünden çilek tabağını aldım ve buzdolabına koydum.

"Kusura bakma gerçekten. Bilmiyordum."

"Google'da bu yazmıyor muydu?" dediğinde ikimizde güldük. "Ayrıca sen doktorsun. Hem de çok iyi bir doktor. Yapacak bir şey bulurdun değil mi?"

Sana DairWhere stories live. Discover now