2.BÖLÜM

621 24 8
                                    

Lara arabanın içine çekildiğinde ağzını da kapatmışlardı, zaten o anki şokla bağırmak aklına da gelmemişti.

Gözleri açıldığında ilk görüş alanına giren şey karşısında oturan iri adam ve Lara'nın yanında oturan iki korumaydı.

Karşısında oturan adam, kızı süzerken "Hoşgeldin" dedi alaylı bir şekilde.
"Sonunda lütfedebildin."

Lara, hala ne olduğunu anlamamıştı ve çığlıklar atıyordu, belki biri sesini duyar diye. Ama yok olmuyordu.

Adam alnını sıvazlıyordu, "Bağırma artık" dedi dişlerinin arasından. "Sabrımı sınıyorsun, kimse sesini duyamaz."

Lara, sonunda konuşmaya başlamıştı.  "Seni hıyar ağası" dedi. Dişlerini sıkıyordu. Lara'nın da öfke problemi vardı. "Sen kimsin de böyle işlek bi caddede birini kaçırmaya cürret ediyorsun? Bu araba, bu adamlar ne? Sen kimsin be!!" diye bağırmaya devam ediyordu.

"Kes sesini, ben de seni keyfimden kaçırmadım."  dedi ve kıza bakmaya devam etti. Aylardır takip ediyordu ama onu ilk defa bu kadar yakından görmüştü.

Normalde kızın suratı hep duvar gibi olurdu zaten, bir tek arkadaşlarıylayken onu gülerken görürdü. Ama bu sinirli halini ilk defa görebilmişti. Devrim, karşı çıkılmasına dayanamıyordu. Kızın, onu bilmemesine vermişti bu tavrını. Bilse zaten böyle davranamazdı.

"Bir anlaşma üzerine burdasın."  dedi adam.

Lara, hala anlayamıyordu. Siniri tepesine çıkmıştı. "Sen ne anlaşmasından bahsediyorsun lan mafya bozuntusu."

Lara, adamın mavi gözlerine asla bakmıyordu. Vücuduna doğru bakıp konuşuyordu. O tanımadığı insanların gözlerine doğru bakmazdı. Siyah gömleği ve kumaş pantolonunu giymiş adam, elini ceplerine sokmuş gayet rahat bir tavırla bir bacağını dizinin üstüne koyarak oturuyordu.

"Eğer ben isteğimle burada değilsem, beni zorla alıkoyduysan bu bir anlaşma olamaz. 20 yaşındayım ben! Sen ne dediğini sanıyorsun ne anlaşması!?"

"Sesinin volümünü alçalt. Anlaşma seni değil, beni ilgilendirir. Ama keyfimden dolayı burada olmadığını bil." dedi adam.

Lara çıldırmak üzereydi. O sırada kombinine özenle taktığı beyaz çantasından telefon melodisi gelmeye başladı.

Lara almaya çalışırken karşısındaki adamın çantasını almasıyla şokla ona baktı. Adam, Lara'nın uzun zamandır beklediği ve babasının sürpriz olarak daha yeni aldığı en sevdiği renk olan kırmızı İphone 13'ünü eline aldı ve ekrana baktı. Anlamaz gözlerle bakıyordu. Ekranı Lara'ya çevirdi.

Komagene arıyor...
Komagene Lara, Melisa ve Dilay'ın grubuydu.

Tabi ki grubun adının "Komagene" olmasının bir sebebi vardı. Bir gece Melisaların bahçesinde otururken karınları çok acıkmıştı. Çiğköfte söylemek istediler ve yarım saate karar verdikten sonra siparişlerini verdiler. Gece geç saat olduğundan sipariş süresi uzun görünüyordu.

1 saat görünen sipariş süresini bahçedeki banklara yata yata beklemişlerdi. Melisa açlıktan bayılıyorum diyerek banka yatmıştı.

Dilay, da Lara'nın dizine yatıp " Komagene yoluna le komagene yoluna le" diye ritim tutarak şarkı söylüyordu. Yöresinin türküleri olmadan olmazdı. 3'ü bir yandan kahkaha atıyordu.

En son ayaklanıp beklemeye karar verdiler. Melisa doblocu amcalar gibi elini beline koymuş ileriye doğru bakıyordu.

"Ben yoğursaydım şimdiye tavana atıp testini bile yapmıştık, hatta lavaşa sarıp yiyorduk Dilay'ın türküleri eşliğinde tabi."dedi Lara.

KİM BİLİR?Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang