26.BÖLÜM

162 10 169
                                    

Lütfen oy ve yorumları unutmayın. Keyifli okumalar.

"Devrim." dedi Meral sorar gibi.
"Devrim nereye gidiyorsun?"

Hırsla locaya gelen mavi gözlü adam Meral'in sorularına cevap vermeden arabanın anahtarını aldı. Gördüklerinin doğru olmamasını istiyordu, kırgın ve kızgın hissediyordu. Hisleri karmakarışıktı.

"Barlas ben bugün şirkette kalacağım, az önce aradılar çok iş birikmiş." Sert sesiyle konuşarak hızlı hareketlerine devam etti ve barın çıkış kapısına doğru ilerledi.

Barlas ve Meral çatık kaşlarla birbirlerine baktılar. Ne olduğunu tam olarak anlayamasalar da bir şey olduğu belliydi.

"Bir şey olmuş." dedi Barlas.
"Evet. Lara nerede?" Etrafa bakmaya başladı Meral. Yeşil gözleriyle barı tarasa da kalabalıktan göremiyordu.

-

Lara son bir hızla kendini adamdan ayırmaya çalıştı ve bu sefer başarılı oldu. Adamı iterek sol elini kaldırdı ve yüzüklü eliyle adamın yanağına sesli ve kendine göre sert bir şekilde tokat yapıştırdı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? İzinim olmadan nasıl dokunursun bana adi şerefsiz." diye bağırdı Lara. Açık kahve gözleri sinirle dolmuştu adeta.

"Bir daha yakınımda gezme." diyerek aşağılayıcı bir şekilde baktı ve arkasına dönüp adamın tersine doğru ilerlemeye başladı.

Okan elini yanağına koydu ve sinsice güldü. Devrim'in sinirle gittiğini görmüştü ve ona göre bu bir zaferdi.

Lara hızlı adımlarıyla barın yerlerini yaracakmış gibi yürüyerek locaya adımladı. Onu gören Meral ve Barlas tedirgin bir şekilde baktı.

Meral bir süre kuzenini inceledi. Bir şey olduğu belliydi. "Lara bir şey mi oldu?" dedi tedirgin sesiyle.

"Hayır bir şey yok." diyip etrafa baktı Lara. "Devrim nerede?"

"Gitti."
Meral'in söylediği şeyle kaşlarını çattı Lara. Şaşırmış gibiydi.

"Ne demek gitti? Neden gitti?"

"Şirketten aramışlar, bir süredir gidemediğimiz için çok iş birikmiş. Orada kalacağını söyledi." dedi Barlas.

Lara önündeki sudan bir yudum aldı. Elini bakır saçlarına atıp geriye doğru taradı. "Bana haber verirdi." dedi. Ardından telefonunu çıkarıp Devrim'i aradı. Sonuna kadar çaldırmasına rağmen telefon açılmadı. Tedirgin gözlerle telefonu bıraktı Lara.

Az önce olanları şimdi anlatmak istememişti. Zaten sinirleri tepesine çıkmıştı ve kendi de sindirmeye çalışıyordu. Ona böyle şeyler yaşatan adamı, terkedildikten sonra ilk defa görmüştü. Üstüne bu adam, hiçbir şey olmamış gibi pişkince davranmıştı.

"Bensiz uyuyamaz ki." dedi Lara yeri izlerken. Kafasındaki düşünceleri tartıyordu. Kendi kendine söylemiş gibiydi bu cümleyi.

"Hadi gidelim artık." dedi Meral. Barlas' da kafasını salladı. "Gidelim, ben de şirkete Devrim'in yanına geçeceğim."

Üç beden bardan çıktılar ve arabaya bindiler. Yol boyunca Lara camdan bakarak düşündü sadece.

Bir zamanlar uğruna canını vereceği adam hiç beklemediği bir anda karşısına çıkmıştı. Şaşkınlıktan tüyleri ürperse de, onu gördüğü an kaçıp gitmek istemişti. Bir zamanlar gözlerini ayırmadığı gözlerine bakmamıştı. Kokusundan bir zerre dahi çekmemişti. Ve Lara şunu anladı bir kez daha; Bir zamanlar çok sevdiğin insana olan sevgin, bir hareketiyle bitebilirdi. İnsanlar göreceği değerleri kendileri belirlerdi. Artık onun için hiçbir değeri yoktu. Onu görmek istemiyordu. Tek hissettiği şey rahatsız oluşuydu. Zaman geçer ve izler silinirdi.

KİM BİLİR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin