24.BÖLÜM

245 8 6
                                    

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen. Hepsi benim için çok kıymetli.

-

Yeşil gözlü kadın yüreğindeki heyecan, aynı zamanda korkuyla arabadan indi. Barlas'a çok değer veriyor ve onu kaybetmek istemiyordu. O gün söyledikleri için çok pişmandı. Sadece sinirliyken söylenmiş sözlerdi. İki kuzen sinirlenince gözleri bir şey görmezdi, tabi Lara'nın siniri çok daha farklıydı.

Barlas yanındaki kadının gözlerine baktı. Çok heyecanlıydı. Onu çok seviyor, çok değer veriyordu. Meral onun bu çileli hayatının bir incisi gibiydi. Hani bir istiridye, incisini saklardı ya. O da yanındaki sevdiğini işte öyle saklıyordu. Şu zamana kadar atamadığı bütün adımlar onu korumak içindi. Bugün güzel şeyler olacaktı.

Tedirgin gözlerle ona bakan kadına baktı. "Meral lütfen gevşe biraz." dedi gülümseyerek. Ardından kolunu kadına uzattı ve kol kola girerek boğaz manzaralı restorana doğru yürümeye başladılar. Meral tedirgince dudaklarını dişledi. Kalbi ağzında atıyordu resmen. Barlas ile birçok kez yemeğe çıkmalarına rağmen nedense bugün farklı hissediyordu.

Restorana girdiklerinde rezervasyonu olduğu masaya oturmuşlardı. Tam deniz kenarındaki masanın yanında bir buket kırmızı gül vardı. Yeşil gözlü adam kadına buketi uzattığında Meral heyecanla buketi eline alıp kokladı. Barlas onun bu hareketine gülümsedi. "Her aldığımda heyecanla kokluyorsun." dedi. "Klasik bir şey ama biliyorum ki çok seviyorsun, bu yüzden senin için aldım."

"Çok güzel kokuyorlar. Teşekkür ederim." dedi Meral heyecanla. Gül buketini yanına koydu. Yeşil gözlerini denize çevirdi. Onca olan şeyden sonra bu kaçamak gerçekten iyi gelmişti. Garson masaya yemekleri koyduğunda Meral masaya çevirdi gözlerini. Yemek yemeyi çok seviyordu ve her şey çok lezzetli görünüyordu.

İki beden yemeklerini yemeye başladılar. Meral iyi pişmiş bonfileyi keserken yanındaki salatadan da yemeyi ihmal etmiyordu. Barlas ise bir yemeğe bir Meral'e kaçamak bakışlar atarak makarnasından yiyordu.

Meral Barlas'ın yemeğine gözlerini dikmeye başladı. "Dayanamıyorum ya alacağım." diyerek çatalını Barlas'ın makarnasına sapladı ve ağzına attı. Barlas sesli bir şekilde gülerken yeşil gözlü kadın burun kıvırdı. "Kuzenim daha güzel yapıyor." dedi.

"Lara'ya söyleme ama bence buranın makarnası da güzel."

Meral Barlas'ın sözüyle gözlerini kısarak baktı ona. "Kesinlikle söyleyeceğim." dedi. Barlas kahkaha atarken "Yengemle arama girme." dedi. Meral' de gülmeye başladı. Bir süre gülerek birbirlerini izlediler. Barlas'ın gülmekten kısılmış gözlerine bakarken aklına gelenlerle gülüşü soldu Meral'in. Konuşmak istiyordu. Boğazını temizledi ve söze girdi.

"Özür dilerim." dedi. "Yalan dolu hayatımın arasında tek varlığına güvendiğim erkek sensin. Sinirlenince radarım tutmuyor işte biliyorsun. Bir anda ağzımdan çıktılar, gerçekten doğruluk payları yoktu Barlas, ben senden eminim."

Barlas anlayışla gülümsedi. Masanın üstünden uzanıp kızın esmer ellerini tuttu. Meral, Barlas'ın avucundaki ellerine bakıyordu. "Bana bunları anlatmana gerek yok yeşil gözlüm. Ben senin nelerle mücadele ettiğini çok iyi biliyorum. Senelerdir her şeyi görüyorum." Meral gülümserken Barlas derin bir nefes aldı.

"Şimdi söyleyeceğim şeyleri bu zamana kadar söylemememin tek sebebi seni korumak içindi. Kendimden bile korumak için." dedi. Barlas'ın da kalbi çarpmaya başlamıştı. Söyleyeceği şeyler onu da heyecanlandırıyordu.

"Seni ilk gördüğüm anı hatırlıyor musun?" Meral gülümserken kafasını hızla salladı. "Devrim'e senin küçük olduğunu ve bu işi beceremeyebileceğini söylemiştim." Meral kaşlarını kaldırdı. "O kadar çocuksu ve güzel duruyordun ki, aslında bu işlere bulaşmaman için öyle söylemiştim." Barlas'ın sözleriyle Meral'in gözleri dolmaya başlamıştı.

KİM BİLİR?Where stories live. Discover now