4.BÖLÜM

555 24 4
                                    

-

Havalimanında yürürken ayağındaki siyah renk topuklu ayakkabılarının sesi yankılanıyordu.

Üzerinde siyah askılı düz elbisesi vardı. Kombinine özenle taktığı siyah çantası ve prada gözlükleriyle dışarıdan çok güzel görünüyordu.

Buranın sıcağı onu şuan için yakmıştı. Ağustos ayında Türkiye çok sıcak olabiliyordu. İstanbul'da öyleydi.

Gözlüğünü çıkarttı ve beline kadar gelen koyu kahve saçlarının üstüne taktı. Yeşil gözleri etrafa bakınıyordu. Elinde krem rengi bavuluyla duruyordu.

Karşısındaki siyah porsche'li adamı görünce birbirlerine içtenlikle gülümsediler ve sarıldılar.
"İyi ki geldin, hoşgeldin. Umarım güzel haberlerin vardır." dedi adam yeşil gözlere bakarak.

"Hoşbuldum. Haberlerim iyi, işimde iyiyimdir biliyorsunuz. Sadece kafama taktığım ona bunları nasıl açıklayacağım ve bana inanıp inanmayacağı."dedi kadın ve tereddütle karşısındaki adama baktı.

Adam yeşil gözlere bakarak
"Eminim bir yolunu bulursun, ayrıca onunla beraber büyümüşsün. Sana inanacaktır emin ol."

"Hadi gidelim, çok sıcak burası." diyerek kızın bavulunu alıp bagaja yerleştirdi. Arabaya binip yola çıktılar.

-

Lara adama bir anda yaklaşıp burnunun dibinde bitti.

"Eğer bana bir daha iltifat edip sonuna da sana ait olmadığım halde sahiplik eki koyarsan" dedi ve sustu.

Devrim şaşkınlıkla kızın neden ona bu kadar yaklaştığına bakıyordu. Bu kız normalde böyle hamleler yapıcak kız değildi. Dikkati dağılmıştı.

Lara, adamın dağılan dikkatinden faydalanıp belindeki silahını hızlıca eline aldı ve iki eliyle tutarak adamdan uzaklaştı.

Devrim şokla ona bakıyordu. Silahını almıştı üstelik kız yarı çıplak sayılırdı. Üstünde sadece siyah dantelli braleti vardı.

"Seni vururum." dedi Lara.

Gözleri öfkeyle parıldıyordu. Başı dönüyordu. Açtı ve şekeri de düşmüş olabilirdi. İnatla yemek yememişti. Adamın kalbine doğru nişan almaya çalıştı ve tabi ki daha önce silah tutmamıştı!

"Elindekini bırak. Beni vurmayacağını bilecek kadar gözlemledim seni."

"Beni bilecek kadar gözlemleseydin, kafama koyduğumu yaptığımı ve inadı inat biri olduğumu da bilirdin." "Ve şuan seni uyarıyorum gibi algıla bunu."

Devrim karşısındaki kızın aslında ne kadar inatçı biri olduğunu tabiki biliyordu. Dışarıdaki insanlarla hiç ilgilenmeyen hatta bakmayan biriydi. Ama bu kız ne zaman bir kedi görse nerede olursa olsun yere eğilir başını okşar, kimseye gülmediği gibi o kediye gülerdi.

Ne zaman küçük bir çocuk önüne çıksa ona gülümserdi ve ne zaman bir kafeye gitse nezaketten karşısındaki garsonun neredeyse beline sarılırdı. Bunları görmüştü. Bu kızın bir insanı vurabileceğine inanmıyordu. Onu hiç öyle görmemişti. Sanki insanlara ilgisi yok gibiydi bu kadar.

Devrim kaşlarını kaldırdı ve "Beni uyarıyorsun öyle mi?" diyerek kıza adımlamaya başladı.

Lara'nın elindeki silah titriyordu çünkü şuan elleri titriyordu. Korktuğundan değil, sinirindendi. Onun sinirini yatıştırıcak hiçbir şey yoktu şuan etrafında.

"Evet." "Yaklaşma." dedi sakin kalmaya çalışarak. Karşısındaki mavi gözlere yine bakmıyordu.

"Sana ne dersem beni vuracaktın?" düşünür gibi elini yüzüne koydu. "Ha iltifat ve sahiplik eki koyarsam. Doğru." dedi ve aklına gelmiş gibi hareket yaptı. Ellerini cebine koydu. Devrim bir silahtan korkacak biri tabi ki değildi.

KİM BİLİR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin