23. BÖLÜM

284 12 1
                                    

Mavi gözlü adam vurulmuş adamın nabzını kontrol ederken gözlerini sinirle kapatıp açtı. Eğildiği yerden kalktı ve Ayhan Büyüksoy'a doğru adımlamaya başladı.

Barlas ve Lara yerde oturmuş Meral' e sarılıyorlardı. Meral ağlamıyor, sadece donmuş gibi babasına bakıyordu.

"Henüz ölmemiş ama nabzı çok yavaş." dedi Devrim. Ayhan Büyüksoy' a doğru eğilmiş kısık sesle konuşuyordu. Meral duymasın istiyordu. "Eğer 10 dakika daha beklersen, burada ölebilir."

Ayhan Büyüksoy vurulmuş kolunu tutarken sinirle Devrim' e bakıyordu. "Beni ne diye vurdun sen?" dedi sinirli sesiyle. Devrim histerik bir şekilde gülümsedi. "Karımın yanına yaklaşma diye."

Eğildiği adamın yanından kalktı ve üç bedenin yanına doğru ilerledi. "Haydi, gidiyoruz." dedi. Barlas Meral'i kolundan kaldırmaya çalışırken Lara' da ayağa kalktı. Aynı otoparkta vurulan kişi şimdi de Necattı. "Ölmüş mü?" dedi Meral donmuş sesiyle. Devrim sinirle nefes verdi. "Maalesef ki hayır." Meral kafasını salladı. Dört kişi arabaya bindi. Arabada büyük bir sessizlik vardı. Herkes için zor bir geceydi.

-

Necat'ın vurulduğu günün üstünden tam 3 gün geçmişti. Meral biraz daha iyi hissediyordu. Babasını vurmak istemiş ve vurmuştu. Sanki üstünden bir yük kalkmış gibiydi. Çünkü ölmesini istememiş, sadece canını acıtmak istemişti ve öyle de olmuştu.

Barlas ve Meral yan yana, Lara ve Devrim' de yan yana otururken masada kahvaltı ediyorlardı. Dün öğrendikleri bilgiyle, eğer mermi 2 cm daha aşağı, yani Necat'ın kalbine isabet etseydi hiçbir şekilde kurtaramazlardı ama şimdi durumu iyiye gidiyordu. Normal odaya bile almışlardı.

Lara başını elini başına götürmüş sıvazlarken kaşlarını çattı. Bu sırada Devrim bal ve kaymak sürdüğü ekmeği Lara' nın tabağına bıraktı. Bakır saçlı kız gülümsemeye başladı. Ekmeği eline alıp bir ısırık aldı ve lezzetli gibi bir ses çıkarıp mavi gözlü adamın yanağına öpücük kondurdu.

Meral Lara' nın ağrısını farketmiş gibi söze girdi. "Lara ne zamandır şeker ilaçlarını kullanmıyorsun?" Bakır saçlı kız kuzenine baktı. "Buraya geldiğimden beri, yani 5 ay oluyor." Meral sıkıntılı bir nefes verdi. "Bu çok tehlikeli." dedi. Lara kafa salladı, biliyordu. "Tahlil yaptıralım, belki de yükseldi." Lara tekrardan kafasını salladı.

Devrim tedirgin gözlerle Lara' ya baktı. "İyi misin? Kötü hissediyorsan hemen gidelim güzelim." Lara gülümsedi. Mavi gözler onu inceliyordu. "Sinüzitim de tutmuş olabilir, arada oluyor öyle geçer şimdi." dedi. "Yarın yaptıralım tahlillerini." Devrim'in sözleriyle Lara kafa salladı.

Barlas kolundaki kaslara bakarak konuşmaya başladı. "Bugün spora gidelim, yine boşladık." Devrim gözlerini devirdi. "Senin kasların hemen eriyorsa ne yapayım? Benimkilere bak." diyerek kolunu gösterdi. Meral ve Lara gülümsüyordu. "Süper olur, biz de geliriz." dedi Lara. Uzun zamandır spora gidemediği için kötü hissediyordu. Gitse iyi olurdu.

"Emrin olur yengem." dedi Barlas göz kırparak. Meral ile hala geçen günki kavgalarını konuşmamışlardı ama Barlas soğuk yapmıyordu. Çünkü Meral' e kırılmamıştı, yürekten söylemediğini biliyordu. Birbirlerine ihtiyaçları vardı. Masadaki herkes gülümserken Meral ayaklandı. "Hadi biz giyinelim, sofra da size kaldı." diyerek içeri koşturmaya başladı. Lara' da masadaki iki adama omuz silkerek Meral' e yetişmeye çalıştı.

"Lan bize kaldı masa." dedi Barlas. Devrim sandalyede yayıldı. "Ne bize kalması oğlum? Sana kaldı." dedi ve çayından bir yudum aldı. Barlas gözlerini kıstı. "Şerefsiz, kalk da beraber toplayalım." Devrim gözlerini etrafta gezdirip atacak bir şey aradı ama bulamayınca arkasına yaslanıp vazgeçti. "Çay içiyorum." dedi sert sesiyle.

KİM BİLİR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin