20. Bölüm ♧Acınası hayat♧

595 73 2
                                    


20. Bölüm

~Acınası hayat~

Ateş'in iç sesi her ne kadar, 'kapıyı aç!' desede Ateş iç sesine kulak asmayıp yukarı kata kadar çıkmıştı. Odaya girip direkt üzerini değiştirmeden yatağa girdi, üstünü örttü. Yatakta daha fazla durmadı. Yatkatan çıkıp pencereye yöneldi. Pencerenin tam altında duruyordu Gamze. Ateş karısını baştan aşağı süzdü. Dakikalarca gözlerini ayırmadan ona bakmıştı ince çizgili tülün arkasından. Karısının güzelliğine nutku tutulmuştu. Ardından kendini silkeledi. Pencereyi araladı. Şimdi Gamze'nin  feryatları duyuluyordu.

"Ateş lütfen aç. Bak biliyorsun ben karanlıktan çok korkuyorum. Hem burası çok soğuk" Diyordu Gamze. Gözlerini kapatmış, bir an olsun açmamıştı. Bu soğuk havada kendini sarmıştı. En çokta kolları üşüyordu. Durmadan kollarını sıvazlıyordu. Tam o anda birde yağmur yağdı. Öyle böyle değil, felaket niteliğinde yağmıştı. Gamze daha fazla tutamadı göz yaşlarını. Gözyaşları yanaklarına kadar düştü. Oradan da yağmur eşliğinde toprağa düştü. Göz yaşları da yağmur gibi sel olmuştu. Tüm bu olanlara perde arkasından şahit olan Ateş yumruğunu öfkeyle sıkmıştı. Karısını o yağmurun altında, o zifiri karanlıkta bırakmamalıydı ama nasıl? Nasıl diye düşündü. Sanki kan gitmiyordu beynine de düşünceleri durmuştu. Nasıl, diye parkeyi yumruklamaya başladı. Şimdi kapıyı o açsa herkesin tavrıyla karşılaşıcaktı ama en önemlisi Gamze yine tuturucaktı, 'beni seviyorsun Ateş. Eğer sevmeseydin kapıyı açmazdın' diye. Seviyor muydu peki, inan bunu Ateş'te bilmiyordu. O an Ateş'in aklına gelen düşünceyle hemen bir alt kata indi. Yavaşça kapıyı açtı. Dilruba birden irkildi. Kâğıt parçasını yastığının altına koyup, gözlerini kapattı. Ateş'in tahmin ettiği gibi kardeşi uyumuyor, resim yapıyordu. Ateş kardeşine yaklaşıp, kardeşinin o ufak burnuna dokundu.

"Benim cimcimem hâlâ neden uyumuyor."

"Yooo uyuyor." Dedi Dilruba gözlerini açmadan. Ateş kardeşini gıdıkladı. Dilruba kahkahalar atarken yeter dercesine elini havada salladı.

"Dışarıda bir kedi gördüm." Dedi Ateş. Dilruba doğrularak abisini pür dikkat dinledi. Dilruba hayvanları en çokta kedileri çok seviyordu.

"Yaaaa, eeee?" diyince Ateş konuşmasına devam etti.

"Dışarıda da yağmur yağıyor. Zavvalı kedicik tir tir titriyordu."

"Abi lütfen yardım edelim." Diyerek Dilruba yerinden sıçradı.

"Tamam. Şimdi sen git iç kapıyı aç, kedicik içeri girer. Ama kimseye benim kapıyı açmanı söylediğimi söyleme olur mu?"

Dilruba tamam manasında başını sallayıp ayaklandı. Dilruba iç kapıyı açmak için kapıya yaklaşırken, Ateş ise hızla üst kata çıkıp, yatağın altına girmişti. Dilruba sesiz sesiz adımlar atıp, kapı kilidini açtı. Şaşırmıştı Dilruba çünkü ilk defa iç kapı kitliydi. Genelde Köksan ailesi iç kapıyı hiç bir zaman kitlemezlerdi. Dilruba açarken de biraz zorlanmıştı. 
Kapı kilidini açtığında kapı kulpunu kendine doğru açtı. Kapıyı açmasıyla çığlık atması bir oldu.

"Aaaa!" Çığlık atan bir tek Dilruba olmamıştı. Yaklaşık yarım saattir dışarıda yağmurun altında bekleyen zavvalı Gamze de korkuyla çığlık atmıştı. Genç kız kapı açılma sesini duyduğunda heyecanla kapıya yaklaşmıştı. Sanmıştı ki kocası dayanamayıp ona kapıyı açmaya gelmişti. Heyecanla kapıya yaklaştıkça yaklaşmıştı. Ama yine hüsrana uğradı. Kapının önünde gördüğü kişi Dilruba idi.

"Dilruba senin burda ne işin var? Yoksa-" Dedi genç kız tir tir titreyen dişleriyle. Boydan aşağı sırılsıklam olmuştu. 'Yoksa abin mi gönderdi seni' diyememişti çünkü Dilruba başlamıştı konuşmaya.

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now