24. Bölüm

608 78 2
                                    

Gün iyice ağarmış vakit geceyi bulmuştu. Gamze günün yorgunluğuyla bir kaç dakika şu bazanın üzerinde gözlerimi dinlendiriyim düşüncesiyle bazanın üzerine oturmuştu. Daha sonra biraz da uzanıyım, diye düşünüp ayaklarını uzatmıştı. Ardından derin bir uykuya dalmıştı. Henüz çok erken bir saate uyumuştu. Vakit gece 12'yi bulunca Ateş konağa dönmüştü. Şimdi annesi olsaydı 'nerdeydin oğlum?' diye sorardı. Artık hesap vericek kimsesi yoktu. Bekleyeni de yoktu. Gamze de artık yoktu. Şirketten sonra en yakın dostu Mert ile dertleşmişti. Bir Mert anlatıyor, Ateş dinliyordu. Bir de Ateş anlatıyor Mert dinliyordu. Her ikisinde dertleri bir türlü bitmemişti. Ateş kimse ile karşılaşmadan odasına çıkmayı başarmıştı. Kapıyı açtığında ışıkları açmadan uzun siyah kaşesini üzerinden çıkartıp, gömleğinin düğmelerini açtı. Gardıroptan çıkardığı eşofmanlarını giydikten sonra bedenini uyuyacağı yatağa çevirdi. Gördüğü manzarayla birden irkildi. Gamze gitmemiş miydi? Genç adam bu sefer karısının sahiden gittiğini sanmıştı. İstmesizce gülümsedi. Gitmemiş olması onun yüzünde koca bir tebessüme mâl olmuştu. Kim bilir ne oldu da gitmekten vazgeçi, diye düşünürken gözleri karısının üzerine kaydı. Kirlilikten elbisesinin rengi resmen gözükmüyordu. Çay lekesi miydi o? Genç adam karısını ilk defa bu kadar bakımsız görmüştü. Saçları bile dağınıktı karısının. Ama yine de çok güzel görünüyordu. Peki ya şimdi genç adam n'apıcaktı, nerede uyuyacaktı? Şirkette zaten gün boyu döner koltuktaydı. Şimdi rahtça ayaklarını uzatıp uyumak istiyordu. Şuracıkta kıvrılırım düşüncesiyle bazanın sağ tarafına geçti. Elini yastığın altına koyup, dizlerini hafiften kırdı. Sabit uyurum düşüncesiyle soluksuz derin bir uykuya daldı.

Sabahın ilk ışıklarında daha güneş yeni yeni doğarken, Gamze bu yeni güne gözlerini açtı. Göz kapakları ağır ağır yukarıya kalkarken gördüğü manzarayla birden ayıklandı. Boynuna dolanan bu kaslı kollar sevdiceğinin kolları mıydı? Peki ya nefesinde hissettiği bu nefes sevdiceğinin nefesi miydi? Bacağının tekinde hissettiği agırlık o da yine sevdiğinin bacağıydı. Mutluluğu ve şaşkınlığı bir olup koca bir çığlık atmamak için sağ eliyle ağzını kocaman kapattı. Kalp ritim seslerini adeta kulaklarında hissediyordu. Yoksa, yoksa kocası artık onu affetmiş miydi? Çok şükür dercesine her iki elini yüzüne sürdü.

Ardından üzerine baktı. Koca bir çığlık atmamak için tekrardan eliyle ağzını sıkıca kapattı. Gerçekten kirli, çay lekesi, yemek lekesi olan kıyafetlerle mi yatmıştı? Bu kadar şapşal mı davranmıştı? Tabi bu kıyafetle daha fazla uzanmayacaktı. Bir an önce bu kıyafetlerden kurtulması gerekiyordu. Yavaşça sevdiğinin kolunu boynundan çekti. Çekerken o kolu öpmüştü. Ayağınıda yavaşça kendine doğru çektiğinde bazadan inip banyoya girmişti. Banyoya girmeden önce yastığın altından telefonunu getirmişti. Derya'yı arayıp, bedenine göre bir kaç elbise almasını istedi. Bu Derya'nın Ürgüp'te olmasının bu kadar işine yarayacağını hiç düşünmezdi. Biraz kocasının uyuyuşunu seyrettikten sonra hızla mutfağa indi. Derya elinde alışveriş poşetleriyle mutfağın öteki kapısında bekliyordu. Gamze basamakları indiği için soluk soluğaydı.

"Aldın değil mi sana söylediklerimi?" Diye sorduğunda Derya poşetleri uzattı. Gamze derin bir soluk alıp poşete sarıldı. "Kaç gündür bu kirli elbiselerle yatıp kalkıyorum. Hem dün Ateş beni bu halimle gördü."

"Ateş'te kim? "

Gamze, Ateş'te kim sorusuna gülümsedi. Kim miydi Ateş? Her şeyi olmuştu Gamze'nin.

"Herşeyim." Diyerek Gamze elinde sakladığı parayı Derya'ya uzattı. Derya başta istemem dercesine elini uzatmadı ama Gamze parayı zorla eline sıkıştırdı. Eee elbiseler ucuz elbiseler değildi. Derya dışarıya çıkan kapıdan çıkarken, Gamze ise konağa giren kapıdan girmişti. Bu kapı çok işine yaramıştı. Şimdi kimsenin görmemesi için poşeti elbisenin altına koymuştu. Gamze elbiseleri Zümrüt'ün gördüğü anda elinden alıp yeniden yakıcağına yemin edebilirdi. Bu sebeple çok iyi bir yere saklayacaktı. Şaka gibiydi ya elbise saklamakta neydi. Bunların hesabını Gamze tek tek her ikisinden de soracaktı. Tüm bu olanlara sadece ve sadece sevdiği kocası için katlanıyordu. Kapıya varınca sesizce kulpu aşağı indirip içeri girdi. Neyseki kocası hâlâ uyanmamıştı. Şimdi genç kadının aklında olan tek şey şuydu ki; Hemen ufaktan bir banyo edip, yeni aldığı kıyafetlerden birini giyip kocasının yanında sesizce girip sarılabilmekti. Kısa bir duştan sonra yeni aldığı elbiseyi giydi. Elbise tam üzerine oturmuştu. Âdeta sanki onun üzerine dikilmişti. Elbise koyu yeşil tonlarındaydı. Aralarında ise hafiften duman baskısı vardı. Belinde sıkan bir kemeri vardı. Saçlarını uzun zaman sonra ilk defa taradı. Bu Zümrüt vicdansızı tarağıda kırmıştı. Kesin Sinem'in fikriydi. Sinem'in Gamze'yi kıskandığı belliydi. Bunu Gamze çok rahat kavrayabilmişti. Kıskanç!

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now