28. Bölüm

606 57 3
                                    


28. BÖLÜM

Bunların burada ne işi vardı? Bu hayatta tek serveti, o kadar zenginliğin içerisinde sahip olduğu tek şey kızının nerde olduğunu öğrenen Kemal Bey sabahın ilk ışıklarında Nevşehir’e gitmişti. Kemal Bey'e annesi ve biricik kızına eş olarak seçtiği Erkan eşlik etmişti. Yolculuk boyunca Gamze’nin neden Nevşehir’de olduğu hakkında bir sürü soruyla aklı karışmıştı Kemal Bey'in. Sonunda uçak Nevşehir’e indiğinde sora sora Köksan konağını bulmuş ve kapıya dayanmışlardı. Şimdi sorgulama sırası Gamze’ye gelmişti. Genç kız babası, babaannesi ve onu aldatan eski nişanlısını karşısında görmeyi beklemiyordu bu karşılaşma Gamze de büyük bir şaşkınlığa sebep oldu. Gamze’nin şaşkınlığını dışardan da görmek mümkündü çünkü ağzı bir miktar açılmış, göz bebekleri büyümüştü. Aynı şaşırma Ateş’te de mevcuttu onu eskiden sevdiği kadınla aldatan can dostu tam karşısındaydı.

Bu şaşkınlık Ateş ve Gamze’nin ellerinin iyice kenetlenmesine sebep oldu. Bu kenetlenme Erkan'ın dikkatini çekti. En yakın arkadaşı ve sevdiği kadın el eleydi. Konak adeta sessizliğe bürünmüştü oluşan sessizliği rahatsız olduğunda değilde sırf merakından bozan Zümrüt oldu.

“Hayırdır sizlerde kimsiniz?” Zümrüt anlamıştı bu iyi giyinimli, kültürlü insanların buralı olmadığını. Zümrüt’ün sorusu konakta adeta boşluğa gitti kimse Zümrüt’ün sorusunu kâle almamıştı. Öyle ki Kemal Bey güzel kızının burda olduğunu öğrendiği andan beri aklında dolaşan soruyu dile getirdi. “Gamze kızım senin burada ne işin var? Hem şu anda elini tuttuğun adamda kim?” Demek ki bu detay bir tek Erkan'ın değil Kemal beyinde dikkatini çekmiş ki Ateş’e öfkeyle bakıyordu. Kemal Bey'in öfkeli bakışlarının bir kez daha şaşkınlıkla açılmasına Gamze’nin “Baba bu Ateş. Ben onu çok seviyorum” cümlesi olmuştu. Hayır hayır bu kesinlikle bir yanlış anlaşılmaydı çünkü Kemal bey de Erkan da kafayı yiyeceklerdi. Erkan gözleri kocaman açılmış bir vaziyette “Ya-yalan söylüyorsun sen Ateş’i sevmiş olamazsın.” kekeleyerek şaşkınlığını sürdürdü. Aklından düğünde terk edilme sebebinin bu olduğunu düşünerek hâlâ Ateş’in elini tutmakta olan nişanlısına baktı. Ateş’in de bakışları ellerine kaydı. Tam o esnada Gamze ellerini ayırdı ve büyük bir özlemle babasına sarıldı. Ardından babaannesine sarıldı. Sorduğu soru bile dikkate alınmayan Zümrüt ve kızı Sinem bu olaylara avlunun sedirinde oturup fısır fısır konuşarak şahit olmuşlardı. İkisininde aklında Gamze’yi almaya gelmiş olmaları dönüp duruyor ‘Kim ki bunlar acaba şu lanet kızı almaya mı?’ geldiler deyip duruyorlardı. En az halası kadar meraklı olan Taha abisine yaklaşıp gelenlerin kim olduğu hakkında soru sordu fakat sorusuna abisinden bir cevap alamadı. Ateş hâlâ dik duruyor sevdiği kadın ve babasına bakıyordu.

Kemal bey kızının kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı "Senin burda daha fazla kalmana izin veremem kızım. Bizimle İstanbul’a evine ve işinin başına dönüyorsun. Şirketin sana ihtiyacı var. Hem biz seni çok özledik." dedi. Gamze kolunu yavaşça babasının elinden kurtarıp bedenini siyah gözlerinde eşsiz güzelliği bulduğu kocasına çevirdi manidar bir gülümseme gönderip "baba ben Ateş ile evlendim. O benim kocam." Kendinden emin olarak söylediği bu sözler karşısındakileri şaşkınlığa uğratmıştı. Kocaman konakta düşük sayılamayacak derecede yüksek bir sesle ’Neee!’ nidası yükseldi. Öyle ki Gamze’yi büyüten annesinin yokluğunu hiç aratmayan evladı Kemal'den sonra Gamze'yi kendi evladı yerine koyan ve Gamze’nin istikbali için bir nebze dahi umursamamazlık göstermeyen yaşlı kadın sarsıldı bu sarsılma onu düşecek gibi yaptı fakat oğlu onu kolundan yakalayıp metanetli olması olayın aslını astarını öğrenene kadar sağlam durması için birkaç cümle söyledi. Söyledi fakat bu sözler sanki annesine değilde kendine söylemiş gibiydi çünkü kızına sonsuz güveni olan Kemal beyide şaşkınlığa, hayal kırıklığına uğratmıştı bu sözler.

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Where stories live. Discover now