9. bölüm: aynı çatı altında

553 47 45
                                    

"Cha Eunwoo!"

Hoseok karanlık ve rutubetli depoya girerken yüksek sesle bağırdı. Bir yandan yüzü havasız ortama karşın buruşurken diğer yandan kısılan gözleriyle eski dostunu arıyordu.

Adımlarını hızlandırıp deponun küçük ancak daha ferah olan odacığına doğru ilerledi. Ellerini kapı kulpuna değdirmeden tekmeleyerek açtı demir kapıyı. Beklediği gibi oradaydı Eunwoo.

"Oo sen hiç gelir miydin buralara, Hoseok-ah." deyip sırıtan bedene yumruk atma isteğini arka plana atarak,

"Boş yapma Eunwoo." dedi.

Koltukta yayılan eski dostunun karşısına geçerken diğerinin sesi kulaklarına doldu.

"Yine ne bok yedi Jeongguk salağı?" sakin sesine karşın kaşlarını havaya kaldırdı Hoseok.

"Ne demek istiyorsun?" dediğinde diğeri alayla sırıttı.

"Hadi ama Hoseok-ah durup dururken beni ziyarete gelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz. Belli ki Jeongguk veledi kızdırmış yine seni."

Değişmişti Eunwoo, Hoseok'un eski dostu olan Eunwoo gibi değildi artık. Gerek konuşma tarzı gerekse tavırları onu tanınmayacak kadar değiştirmişti. İçinde bir şeylerin kırıldığını hissetti Hoseok.

Evet araları bozuktu ama ne olursa olsun Eunwoo onun çocukluk arkadaşıydı, onu böyle görmek içinden bir şeyleri söküp çıkarmıştı sanki. Yine de düşüncelerini belli etmeyerek,

"Öyleyse konuş, bana bildiklerini anlat Eunwoo." dedi, sesi hislerini gizleyecek kadar sert ve netti.

"Bu kadar saf olman ne üzücü Hoseok," dudaklarını yalancı bir üzüntüyle aşağı sarkıttı.

"Bazenleri sana cidden acıyorum, bu kadar kör olman.. kötü." yüzündeki acıyan ifadeyle başını sağa sola salladı Eunwoo.

"Sizin derdiniz ne? Beni delirtmek mi tanrı aşkına? Sen ve Jeongguk benden ne istiyorsunuz?" sesi yükselmişti Hoseok'un. Delirmek üzereymiş gibi hissediyordu, aklı karman çorman olmuştu.

"Ortalıkta dönen bir şeyler var ve tek bilmeyen benim. Sürekli bana kör ya da başka şeyler diyorsunuz ama hiçbir şey anlatmıyorsunuz." sinirden kasılan çenesini zorlukla serbest bıraktı, dişleri kırılacakmış gibiydi.

"Hiç sormadın ki Hoseok-ah, sen sormazsan ben nasıl anlatırım sana?" sabırla başını havaya kaldırıp gözlerini sıkı sıkıya kapattı Hoseok, diğeri onu delirmek için çabalıyordu

"Lütfen konuşma, sus. Sadece bildiklerini anlat." Eunwoo oturduğu koltukta biraz öne doğru eğildi.

"Pekala, anlatacağım. Ama bu işten kârım ne olacak?" sesi pişkindi.

"Para?" Hoseok, Eunwoo'nun bu teklife asla hayır diyemeyeceğini biliyordu.

"Güzel.. tamam! Arkana yaslan ve beni dinle Hoseok. Seni biraz geçmişe götüreceğim." dediği gibi arkasına yaslandı.

"Annen ve baban, neden kavga etmişlerdi?" bu soru hiç beklemediği bir soruydu. Aklına gelen hatıralar göz bebeklerini kararttı, parmaklarını incelerken,

"Benim yüzünden." zorlukla yanıtladı Hoseok. İçi yanıyordu.

"İşte ilk yanlışın ve ilk kandırılışın Hoseok. Evet baban her türlü şerefsizliği içinde barındıran bir adamdı ama asla homofobik değildi. Zaten kendisi de erkek sikmeyi pek severdi." son cümlesi sessiz olmak üzere konuştu.

Takeover, vhopekook ✓Where stories live. Discover now