22. bölüm: şekerli çilek tadında

641 41 66
                                    

"Ev-vet yemek hazır! Uyan bakalım uykucu sincap, çorba zamanı."

Hoseok duyduğu sesle kapalı olan gözlerini açtı, üstündeki battaniyeye daha çok sarınırken esnedi. Diğerinin çorbayı bu kadar kısa sürede yapmasına şaşırmıştı, bir saat falan bekleyeceğini düşünüyordu.

Gözlerini karşısındaki bedene çevirdi. Dağılmış siyah saçları hafif terliydi, ütündeki siyah tişört geniş göğsüne yapışmış, omzuna attığı mutfak beziyle çok ateşli görünüyordu.

Hoseok sertçe yutkunurken başını sağa sola salladı. Hep hastalandığı için doluyordu aklına kirli düşünceler yoksa Jeongguk'tan etkilendiği falan yoktu, kendini böyle şeylerle avutmaya çalışsa da gerçeklerin pek ala farkındaydı.

"Hadi! Ne bekliyorsun otursana."

Jeongguk'un sesiyle kendine gelerek uzandığı koltukta oturur pozisyona geçti. Tepsiye uzanacakken yanına oturan bedenle kaskatı kesildi. Yakındı, gereğinden çok fazla yakın. Daha önce hiç olmadığı kadar yakın

Kokusunu net bir şekilde işittiği bedenden kayarak biraz olsun uzaklaşmaya çalıştı, zira çoktan soğuk terler dökmeye başlamıştı bile.

"Aç ağzını." kendisine uzatılan kaşığa bakarak,

"Sen mi yedireceksin? Saçmalama, kendim yiyebilirim." diyerek kaşığa uzandı.

"Hayır, seni ben kendi ellerimle beslemek istiyorum." Hoseok normalde uzatmak istese de şimdi onunla tartışacak gücü yoktu. Omuz silkerken,

"Keyfin bilir." dedi.

Jeongguk gülümseyerek kaşığı yavaş hareketlerle dudağına yaklaştırdı. Hoseok ağzını açarak çorbayı ağzına aldı. Ancak sıcak çorba ağzını feci halde yakmıştı.

"Ahh, sıcak." inlerken elini sallayarak ağzını yelledi. Jeongguk telaşla tepsiyi yan tarafına koyarak endişeyle,

"Tanrım.. üzgünüm çok üzgünüm. Lütfen al bu suyu iç" Hoseok kendisine uzatılan bardaktan koca bir yudum alarak acısını dindirmeye çalıştı.

"İyi misin?"

"E-evet, sanırım."

Jeongguk aldığı onayla rahat bir nefes vererek tepsiyi tekrardan kucağına aldı. Tekrar aynı hataya düşmemek için çorba dolu kaşığı uzun süre üfledi. Şimdi gözleri tek bir noktadaydı Hoseok'un; büzülen pembe dudaklar.. Jeongguk'un dudakları hep böyle parlak mıydı? Görünüşü şeker kaplamalı bir çileği andırıyordu peki ya tadı..

"Şimdi daha iyi." kendisine dönen bedenle gözlerini kaçırdı. Bu hastalık ona hiç yaramamıştı.

Uzatılan çorbadan içerken yanakları kızardı çünkü diğerinin koca gözlerini yüzünün her tarafında hissediyordu. Belki o da kendi dudaklarına bakıyordur?

Aklından geçen düşünceler bedenini yakarken başını kaldırdı. Bu hissettiği şey her neyse acilen aklından uçup gitmeliydi. Bu hastalıklı düşünceyi aklından yok etmeye çalışarak,

"Çok güzel olmuş, ellerine sağlık." dedi lezzetli mırıldanmalar çıkarırken.

Lezzetliydi ama bir olayı yoktu, sıradan basit bir çorbaydı ancak diğerinin aniden gülen yüzünü görmeye değerdi bu sözleri söylemek.

Takeover, vhopekook ✓Where stories live. Discover now