19. bölüm: annem gibi..

573 44 47
                                    

Hoseok gözlerini açtığında bir süre hareketsizce bekledi. Dün gece yaşananlar birer birer aklına gelirken derin bir nefes aldı.

Ardından gözleri kucağındaki bedene çevirdi. Jeongguk koca bedenine aldırmadan neredeyse üstüne çıkmıştı.

Göğsüne yaslandığı başı ve beline sardığı kollarıyla küçücük olmuştu yanında. Bir süre önüne düşen saçlardan dolayı çok gözükmeyen yüzünü inceledi .

Ne de masum görünüyordu. Beyaz teni, ince kirpikleri ve pembe ince dudakları onu bir oyuncak bebeğe benzetiyordu. Şaşkınlıkla inceledi onu Hoseok. Gündüzleri bir canavara dönüşen bu adamın uyurken bir tavşana benzemesi.. sevimliydi.

Elini siyah tutamlara atarak yüzünü ortaya çıkardı. Elini çekmesi gerekiyordu ama neden bu kadar zordu? Neden ellerini yumuşak saçlardan ayıramıyordu, bilmiyordu.

Sebepsizce okşuyordu saçlarını. Parmakları titrek bir şekilde geziniyordu. Eli gezindikçe, daha çok yayılmıştı ipeklerdeki şeftali kokusu. Evet, çok tuhaf bir şekilde bir şeftali gibi ferah kokuyordu kucağındaki beden. Oysa ondan daha odunsu, erkeksi bir koku duymayı beklerdi.

Jeongguk'un göz kapakları hareket edip, kirpikleri titreşitiğinde korkuyla ellerini çekip gözlerini kapattı. Tek dileği diğerinin hızlanan nefeslerini ve kalp atışlarını duymamasıydı.

Gözlerini kapatıp hareketsiz durmaya çalıştı. Kısa bir süre sonra Jeongguk'un biraz hareket ettiğini hissetti ardından soğuk ve büyük elleri ellerinde. Nefesi kesilirken kendini yutkunmamak için zorladı.

"Uyanık olduğunu biliyorum Seok. Devam et."

Jeongguk bir elini kaldırıp saçlarına geri yerleştirdi. Hoseok yavaşça gözlerini açınca diğerinin gözlerini kapatıp tekrar uyku moduna girdiğini gördü. Ne yapacağını bilemez bir şekilde elleri saçlarında öylece kaldı. Ne yapmalıydı?

"Okşamaya devam et." diğerinin uykulu sesi kulağına dolunca istemsizce tekrar elini gezdirmeye başladı.

Şaşkındı. Şimdiye kadar kendisinden sadece nefret sözleri duyduğu bir adamın saçlarını okşamasını istemesi şaşkınlık vericiydi.

Eli gezinmeye devam ederken gözlerini kapatan beden ufakça gülümsedi.

"Annem gibi." dedi gülüşü büyürken.

"Annem de küçükken saçlarımı böyle okşardı. Onun yanındaymışım gibi hissediyorum." ardından sıcak göğse yanağını sürttü.

"Annem gibi sıcacıksın Seok."

Bu sözlere karşın ne yapacağını şaşırmıştı Hoseok, donakalmıştı. Ne yapmalıydı? Diğeri küçük bir çocuk gibi kucağına sığınırken ne düşünmeliydi?

Elini diğerinin saçlarından anlına indirerek elini anlına yasladı. Yanıyordu.

"Ateşin var Jeongguk, yanıyorsun." ayağa kalkmaya çalışırken endişeyle konuştu. Ancak diğeri ona izin vermedi, kollarını beline daha sıkı dolayarak,

"Gitme, üşüyorum."

Bu masum sese nasıl dayanırdı? Elini diğerinin yanağına koyup okşadı.

"Gitmiyorum Kook. Hemen geri geleceğim." kalması için sızlanmalarını duymazdan gelmeye çalışarak ayağa kalktı.

Kapalı telefonunun açılmasını umut ederek zorlasa da açılmayan telefonunu küfür eşliğinde bıraktı. Karanlık depoda saati bile bilmiyorlardı ancak eğer doğru tahmin ediyorsa sabahın erken saatleri olmalıydı. Büyük ihtimalle şirkette kimse yoktu.

Takeover, vhopekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin