24. bölüm: iki velet

627 45 32
                                    

Oturduğu sandalyeyi masadan uzaklaştırarak kendisini daraltan gömleğin birkaç düğmesini çözdü Hoseok. Hoş, onu asıl daraltan gömleği de değildi, beyninde dönüp dolaşan düşüncelerdi.

Çok uzun zamandır düşünüyordu, sanki Jeongguk'un sözleri beynine kazınmıştı da bir ömür onları düşünmeye mahkum kılınmıştı.

Düşünüyordu, yoruluyordu, kaçıyordu. Evet düşünmekten kaçıyordu. Beyni o sözleri düşünmekten vazgeçsin diye kendisini dağ başındaki evine kilitlemişti. Kısmen başarılı da olmuştu, işi onu oyalamıştı ancak en ufak boşluğunda onu ensesinden yakalıyordu hisleri.

Karma karışıktı, düğüm düğüm olmuş beyni bulanmıştı. Her şeyi düşünüyor ama bir sonuca varamıyordı.

Ne yapacağını bilmiyordu. İki seçenek vardı önünde; ya hislerini dinleyip kendini çıkmaz ve karanlık bir yola atacaktı ya da mantığını seçip bir ömür pişman yaşayacaktı. Hangisi daha iyiydi?

Jeongguk, kendisine üçlü bir ilişkiyi açıkça teklif etmişti. Bu ne kadar mantıklıydı?

Ne olursa olsun çıkacağı kişilerden biri daha yeni yeni tanımaya başladığı, eskiden kendisinden nefret eden Jeongguk'ken diğer tarafta ise kendisini aldatan, hala affedemediği, affetmeye yüreğinin el vermediği Taehyung vardı.

Onlarla birlikte olmanın tek bir mantıklı yanı yoktu. Üstelik sevgilerinden emin bile değildi. Kendisini kandırmayacaklarını nereden bilebilirdi?

Öte yandan ise kalbinde yeşeren bazı duygular vardı.

Yaptığı hatalara rağmen yine de etkileniyordu Jeongguk'tan hatta bu uzun düşüncelerinin arasında sadece etkilenmekle kalmadığını da anlamış oldu. Ondan sadece etkilenmiyordu, ondan hoşlanıyordu belki de seviyordu. Emin değildi.

Taehyung ise.. onu asla kalbinden atamazdı. Ondan nefret ediyordu, bu nefreti zamanında Jeongguk'a karşı beslediğinden bile daha büyüktü, ama yine de onu unutamazdı.

O annesinden sonraki aşkıydı. İlk ve en güçlü aşkı oyken onu nasıl silebilirdi?

Hoseok ona sinirliydi.

Jeongguk'un bu kararı kendi başına vermediği barizdi, yani Taehyung da bu ilişkiye onay vermişti. Bu demek oluyordu ki Taehyung aldatırken bile hala ona aşık mıydı? Bunu neden zamanında söylememişti?

Kızgındı, eğer son kez yüz yüze geldiklerinde bundan bahsetseydi her şey daha farklı olabilirdi. Ne değişirdi diye sorsalar o da bilmezdi oysa.

Şimdi iki hafta olmuştu ikisini görmeyeli. Uzun zamandır ne şirkete uğruyor ne de telefonlarını açıyordu, onlarla yan yana gelmemek için işlerini evden hallediyordu.

Biraz ama sadece biraz özlediğini hissetmişti..

Özlemişti işte odasında çalışırken pencereden kendisine bakan, onu daha fazla görmek için bilerek çizimlerinde ufak hatalar yapan bedeni. Kabul etmek istemese de özlemişti Kim Taehyung'u ama bu onu affettiği anlamına gelmezdi değil mi?

Fazla mı duygusal davranıyordu? Belki de Jeongguk'un tüm söyledikleri doğruydu? Belki de artık eskiyi bir kenara bırakıp sadece hislerini yaşamalıydı?

Takeover, vhopekook ✓Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum