16. bölüm: ona değen dudakların

591 46 107
                                    

"Taehyung."

Kendisine seslenen Seulgi ile gözlerini çiziminden ayırdı Taehyung.

"Efendim?"

Seulgi yanına yaklaşarak masasının ucuna oturdu.

"Bay Jung, seni çağırıyor." dediğinde kaşları merakla havaya kalktı.

"Neden?" diye sordu Taehyung. Hoseok onu neden çağırıyor olabilirdi ki?

"Bilmem, gidip kendin öğrenmelisin." deyip omuz silktiğinde bıkkın bir nefes verdi.

"Tanrım cidden.. bu adamın sorunu ne? Bütün gün bana iş yaptırdığı yetmezmiş gibi.."

Diye mırıldandı. Hoseok geldiğinden beri ona beş dakika bile rahat nefes aldırmamıştı. Hiçbir çizimini beğenmemiş sürekli tekrar tekrar yeni şeyler çizmesi için geri gönderimişti, üstelik bu günlerdir böyle sürüyordu.

"Aslında evet, Bay Jung sana herkesten daha fazla katı davranıyor. Acaba daha önce ona bir şey mi yaptın?"

Seulgi düşünerek konuştuğunda sertçe yutkundu. Nasıl, onu aldattım üstüne de terk ettim diyebilirdi ki? Yüzü kızarırken duymamış gibi yapıp ayağa kalktı.

"Her neyse ben gidiyorum." deyip Hoseok'un odasına doğru ilerledi. Kapıyı yavaşça tıklayarak içeri girdi.

"Buyrun Bay Jung, beni çağırmışsınız." çekingen ve kısık bir sesle konuştu.

Hala saçma oyunları devam ediyordu. Hoseok kendisine sanki onu daha önce hiç görmemiş, tanımamış gibi davranınca Taehyung da ona katılıp bu oyunu devam ettirmişti.

İkili, ortak bir geçmişleri yokmuşçasına yabancıydılar birbirlerine. Dışarıdan gören biri onların eski sevgili olduğuna inanmazdı bile.

Hoseok gözlerini içeri giren bedende gezdirerek dudaklarını ıslattı.

"Evet, seni çağırdım. Beş dakika içinde hazır ol Kim Taehyung, gidiyoruz." dedi sakin sesle. Taehyung kaşlarını çatarak,

"Tam olarak nereye gidiyoruz?" diye sordu.

"Özel bir davete. Anlaşmak üzere olduğumuz HW şirketinin bir defilesine gideceğiz."

Taehyung diğerinin kendisini açıklamasına şaşırmıştı. Şimdiye kadar doğru düzgün uzun bir konuşma içerisine girmemişti. Gerçi birlikte ne konuşabilirlerdi ki?

"Peki ben neden geliyorum?" diye sordu merakla.

"Şirketimizin baş tasarımcısı olarak senin benimle gelmeni doğru buldum. Şimdi daha fazla sorgulama ve hazırlan. Çıkabilirsin." dedi tok sesle.

Ardından önündeki laptopa dönemsi diğerini çıldırtacaktı. İstemiyordu ki Hoseok'la bir yere falan gitmek. Sinirli bir nefes vererek odadan çıktı.

Masasındaki çantasını toplarken gerginlikle dudağını soymaya başladı. Hissediyordu, tuhaf ve sıkıntılı bir günün onu beklediğini biliyordu.

"Ne istiyormuş Bay Jung?"

Yanından gelen Seulgi'nin sesiyle başını ona çevirdi.

"Bir davete katılacakmışız." bir yandan çantasını düzenlerken konuştu.

Takeover, vhopekook ✓Where stories live. Discover now