84 17 4
                                    

ғʟᴀsʜʙᴀᴄᴋ

"Bebeğim, hadi kalk geç kalıyoruz"

Jisung gözleri yavaş bir şekilde açarken sevgilisi ona bakıyordu. Minho'nun kolu Jisung'un başının altındaydı.

Küçük olan açtığı gözlerini geri kapatıp kolunu Minho'ya sarıp uyumaya devam etti. "Hadi ama bak geç kalıyoruz" Jisung söylenen söze omuz silkti. "Kalkacak halim yok ama~" Minho kıkırdadığında Jisung onu karnına vurmuştu.

"Dün beni geç saate kadar ders yapmaya zorlarsan sabah kalkamam tabi."

"Ama o projeyi bitirmeliydin yoksa sıfır alıyordun." Jisung yine omuz silkti. "Gece gece bir de hocaya proje gönderdik iyi mi"

Kendini zorlayarak yağı kalktı. "Okul denen şey niye var ki? Kim çıkarmış bunu" Kaşlarını çatarak ayağı kalktı. Aynı zamanda söyleniyordu. Minho arkasından kahkahalar atarak duşa giren sevgilisinin arkasından baktı.

Jisung odaya geri döndüğünde Minho'yu bulamamıştı. Telefonunu eline alıp alt katta kahvaltı hazırladığını düşündüğü sevgilisinin yanına indi.

Minho'yu mutfakta göremeyince oturma odasına ilerledi ve koltukta telefonla oynadığı gördü ellerini beline koyup ona doğru bakmaya başlayıp kendisini fark etmesini bekledi. Minho ona döndüğünde Jisung'un haline bakıp suç işlemiş ama bilmiyormuş gibi sırıttı.

"Napıyorsun?" Diye sordu kaşlarını çatarak karşısındaki elindeki telefonu kaldırmıştı. "Oyun oynuyordum bebeğim. Sen?"

"Kahvaltıyı neden hazırlamaya başlamadın canım?" Jisung gülümsediğinde Minho ayağı kalktı. "Birlikte yapalım diye hayatım." Jisung anında yumuşarken kollarını ayaktaki Minho'nun boynuna dolayıp yanağına bir öpücük bıraktı ve ayrıldı. Üzerindeki azıcık yukarı çıkmış bornozu düzeltti. "Tamam o zaman sen hazırlamaya başla ben üzerimi giyip geleyim."

Minho ayağı kalkıp mutfağa ilerlerken Jisung üst kata çıkıyordu.

Minho kahvaltıyı hazırlamayı bitirdiğinde Jisung'un neden hala gelmediği merak etti. Adımlarını yukarı yönlendirip odaya girdiğinde Jisung'un telefona baktığını gördü.

"Jisung hani geliyordun. Yemek soğuyor." Jisung gülerek elindeki telefonu komidine bıraktı ve kollarını Minho'ya dolayıp dudağına küçük bir öpücük bıraktı. Ardından Minho'nun elini tutup alt kata sürükledi. Masaya oturduklarında güzelce kahvaltılarını yaptılar ve birlikte mutfağı topladılar. Sohbetleri bu süre boyunca bitmek bilmemişti.

ғʟᴀsʜʙᴀᴄᴋ ᴇɴᴅ

Yine ben, yine yalnızlık, yine kantin ve yine onu izliyorum. Dakikaların nasıl geçtiğini bilmeden gözlerim onda, onu izliyordum. Kendimi durdurmak zordu. Yapamıyordum. Onsuz olmak canımı yakıyorken, izlememek daha kötü yapıyordu beni.

Berbat bir haldeydim. Ne yapacağımı bilmiyordum. O, Yeji ile sarılıp kahkahalar atarken ben uzaktan sadece onları izliyordum. Canım yanıyor, kalbim dayanamıyordu.

Bana baktığında gözlerimi ondan çekmem için çok geçti beni fark etmişti. Nefreti gözlerinde okunuyordu. Bana önceden çok güzel bakardı. Şimdi ise o bakışların böyle bir nefrete dönüşmesi daha da kavurdu beni.

Yine ben çektim bakışlarımı ondan. Ellerime indirdim. Yutkunamıyordum. Gözlerim dolmuştu. Ellerim titremeye başlamıştı yine. Nefret ediyordum bundan.

I was alone | MinSungWhere stories live. Discover now