¹³

87 14 14
                                    

ғʟᴀsʜʙᴀᴄᴋ

"Ya Minho yapmasanaa"

Sevgilisinin sürekli gıdıklamasına karşı konuşmuştu. Ama Minho onun dediğine karşılık daha çok gıdıkdadığında Jisung kahkaha atmaya başlamıştı. En sonunda beline sıkıca sarılıp yanağına art arda öpücükler bırakmaya başladı.

"Çok kötüsün" büyüğünün omzuna hafif bir yumruk attı. Minho onun dediğine pek de kulak asmamıştı. Bu sefer öpücüklerini Jisung'un boynuna sıralıyordu.

"Benim seni böyle uyandırdığımı gördün mü hiç. Uyandırılır mı böyle."

"Nasıl uyanırsam uyanayım sen uyandırdığın zaman hiç bir sorunum olmaz." Küçük olanın yanakları hızla kızarırken dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemişti. Minho onun utandığını anladığında yerinde doğruldu. Üzerine gidip daha da utandırmak istememişti.

"Hadi kalkalım tatilin ilk gününü yatakta geçirip mahvetmek istemiyorum."

Onun peşinden Jisung da doğruldu. "Ne yapalım."

"Bana kurabiye sözün var onu yapabilirsin. Bende seni izlerim ardından birlikte film izleriz." Kafa salladı yavaşça. "Hadi kalk bakalım" dedi ve küçük olanın kısa şort giydiği için çıplak olan bacağına vurdu. Ardından kendi yataktan kalktı.

Lavaboya girmeden önce duş havlusunu aldı. Odada ki lavabonun kapısı kapandığında Jisung yatağa geri uzandı. Kendi telefonunu almak için komidine baktığında dün salonda uyuya kaldığını ve orada unuttuğunu anladı. Minho onu odaya taşımıştı.

Ardından Minho'nun telefonunu aldı ve oyalanmaya başladı. Instagram da bir kaç reelse baktıktan sonra sıkıldı ve oyun oynamak için telefonun ana ekranına girdi.

Kendi resmini gördüğü zaman gülümsemeden edemiyordu.

Oyun bulamadığında Minho'nun ne kadar sıkıcı olduğu hakkında bir kaç bir şey mırıldanıp WhatsAppa girdi. İlk sırada sabitlenmiş bir şekilde beyaz kalp ve elmas emojileriyle kayıtlı kişi dikkatini çekti ve profil fotoğrafından onun kendisi olduğunu anladığında gülümsedi.

Diğer kişilere bakmaya başladı. Çok fazla kişi yoktu okuldan bir kaç kişi ve arkadaşlarıydı.

Elindeki telefon çalmaya başlayınca hafif irkildi. Minho'nun annesinin aradığını görünce heyecanlanmış, eli ayağına dolaşmıştı. Anında yatakta oturur hale geldi.

'Ya hala benden haberleri yoksa, yanlış bir şey dersem. Açsam mı ki?'

Diye düşünürken telefonu açmaya karar verdi ve açıp kulağına götürdü. "Alo?"

"Minho oğlum. Günaydın." Kadının neşeli sesini duyduğunda dudaklarını dişlemeyi bırakıp konuşmadan önce yutkundu. Kalbi çok hızlıydı.

"Günaydın Bayan Lee. Minho duşa girdi. Imm onun arkadaşıyım ben." Saçmalamamaya çalışırken daha da saçmalamaktan korkuyordu.

"Ahh Merhaba canım. Günaydın. Hangi arkadaşıydın sen?" Kadının sesinde ki samimiyet ve neşe eksilmezken Jisung hala gergindi.

I was alone | MinSungOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz