Bölüm17 Yeni Bir Hayat

2.1K 216 30
                                    

Başkentten uzaklaşmak bana çok iyi geldi.

Buraya ilk geldiğimde şöyle hissettim. 'evet sanırım düşündüğüm kadar kolay olmayacak'

Bir sürü hizmetçi ile güne başlayıp bitiren ben şimdi sadece Betty ile birlikteydim.

Sonra yapacağım işin ayrıntıları var.

Nerede kalmıştım. Ev çok büyük ya da küçük değildi. Kontun evine kıyasla hayli küçük olsa da benim için çok bile.

Temizlik işini sadece Betty'e bırakmak istemedim. Param var ama sadece hayata dair daha çok şey öğrenmek istedim.

Şunu farkettim ki aslında yaşamadığım bir sürü ayrıntı var ve denemek istiyorum. İyi ya da kötü.

Betty ile vakit geçirdikçe o kadarda soğuk olmadığını anladım.

Ve sonra dışarı çıkıp gezdik. Hava çok güzeldi.

Benim içinse o kadar parlaktıki. Gökyüzü üç yaşam uzunluğu boyunca hiç böyle görünmemişti.

Sadece... Bu sanırım özgürlük denen şey. Özgürüm ve özgür olmak iyi hissettiriyor.

Kafeste sonsuza dek onlar için şarkı söylemeye zorlanan bir kuş değilim artık kendimim ve istediğimi yapabilirim.

Dışarı çıkarken Adrian oldum evdeyken ise Aisha idim ama aslında o değildim.

Aslında en başında bile kendim değildim. Aisha hep başkası oldu benim için.

Aisha başkalarının yarattığı bir kuklaydı ve o rolü oynadı. Kukla kendi iplerini koparıp da sahneden atlayınca o zaman ancak anladı gerçeği ve gizlenenleri.

O yüzden ben ne tam olarak Aisha ne de Adrian'ım.

Gece Betty ile pazara çıktık. Ev için gerekli şeyleri alacaktık ve dışarıda yediğim bir öğün dışında açtım.

Markete adım attığımda çok değişik hissettim. Bir ruh iken sadece izleyebilirdim ama şimdi bunu gerçekten hissediyordum.

Koşan çocuklar ve gülümseyen yetişkinler.

Çok sıcak hissettirdi.

-Vay canına o da ne!?

Betty her şeyi bana sıkılmadan anlattı.

-Leydim bu bir tür oyun. Eğer kazanırsanız oradaki ödüllerden alabilirsiniz.

Bu şeyi ilk kez görüyorum!

-Biraz daha açıkla.

-Oradaki adam bardaklarsan birinin altına bir top saklayacak ve siz de o karıştırdıktan sonra hangisinde olduğunu bulmaya çalışacaksınız.

-Heh bu çok basit.

-Leydim önce izlemeye ne dersiniz?

İnsanları izledim. Onlar oynuyor ve eğleniyordu.

Tam oynamak için gidecektim ki iki şövalye bu tarafa doğru yürürken konuştuklarını duydum.

-Sence neden evlilik ertelendi ? İmparatoriçe gerçekten hasta mı?

-Başka bir neden göremiyorum... Sadece bu konuları bırakmalıyız.

Demek imparatoriçeyi bahane ettiler.

Derin bir iç çektim ve aslında düşününce... Hey bu onların tamamen çaresiz olduğunu göstermez mi?

İmparatoriçe bahanesi sadece kısa sürecektir ve gelecekte başları belada olacak.

Er ya da geç bana gelen mektuplar ve davetler büyüyecek.

Çok sosyal olan ben sosyal ortamlarda olamayınca dedikodu başlayacak. Sonunda mevburen ailem itibarını kaybedecek.

Annem ve babam neyse ama kardeşimi kurtaracağım o zaman.

Tabi bunun için daha fazla güce yani paraya ihtiyacım var.

Saçma geliyor olabilir ve ne kadar inkâr etsek de bu bir gerçek para olmadığı zaman bir insan insan gibi yaşayamıyor bile.

Yani aslında bizi insan olarak tutan en önemli şeylerden biri de para değil mi?

Hatırladığım kadarıyla kendilerine bir şey diyorlardı ve...hmm garipti ibirayi yediklerini hatırlıyorum. Yani böyle diyorlardı ona. Ne olduğunu bilmiyorum.

Her neyse bu önemli değil onlar da paranın önemli olmadığını ve birlikte yaşamamız gerektiğini savunuyordu.

Sonuçta insan doğası gereği bu imkansız sürekli biri diğerinin üstüne çıkmak ister ve çok uzun zamandır kölelik denen şey var.

Bu benim fikrim bu yüzden daha fazla para istiyorum. Üste çıkmak ve güç kazanmak için.

Belki de onların dedikleri gerçek olsa dünya da huzurlu olurdu. Veliaht ve ben olmazdık ve böyle ölmeme gerek kalmazdı.

Yine de buradayım.

Bu yüzden onların düşüncelerini destekleyemem. Çünkü ben çoktan yaşayacağımı yaşadım.

Betty ile iki şövalyenin konuşmasını duyduktan sonra daha hızlı hareket ettik. Yiyecekleri aldık ve döndük.

Bir süre daha sessiz yaşamaya karar verdim. Böylece zamanı geldiğinde benim güzel geleceğime vesile olacak adamı bulabilirim.

*****Bir Kaç Gün Sonra İmparatorluk Sarayında Süper Dörtlü

(Not Ariel şuan orada değil)

-Tek Bir iz bile yok! Nasıl olabilir!? (C)

-Onu bulamayacağız demiştim. (R)

-Yardımcı olmuyorsun! (C)

Bağıran veliahta karşı Khan bir tezat oluşturuyordu. Daha çok kederli ve kederliydi.

Sonra kısık bir sesle konuştu.

Ama alaycı tonu bu kısık sesle bile gizlenemedi.

-Kendine yeni bir bahane bulsan iyi olur.

Veliahtın bunu yakalaması uzun sürmedi.

-Madem o kadar biliyorsun sen bul bir tanesini!

-Neden? Senin yerinde olsam çoktan kendimi asardım. Düğün günü eşini kaçırdı. Mükemmel veliaht aslında kötü biri mi? Eşi neden kaçtı? Manşetleri görebiliyorum.

-Ölmek mi istiyorsun?

-Majesteleri yanlış bir şey mi dedim? Çok üzgünüm.

-... Aramayı hızlandırcam. Gidebileceği her köşeye bakacağım. Tüm imparatorluğun altını üstüne getirmem gerekse de onu bulacağım!

Sormak gerekirse hayır... Hayır yine bulamadı.

________
Yazar: Villainesssss

Hiç bir düşünceye karşı kötü niyetle yazı yazmıyorum. Yanlış anlamalar oluyor diye belirtmek istedim.

Gerçek Sahip Geri Döndü Where stories live. Discover now