Bölüm60 Maskenin Ardındaki

1K 114 30
                                    

Konuşmamız bitince bahçeye çıktım ve yürümeye başladım. İlk planım hemen eve gitmek olsa da Amy ile raporlarında olan tutarsızlıkları konuşmam gerekiyor.

Onu çağırması için bir hizmetçiye haber verdim bir ağacın dibine oturdum.

Ana binaya yakın bir yerdeydi ve oldukça sessiz bir yerdi.

Kafamı ağaca yasladım ve gökyüzüne baktım. Ta ki yan taraftan bir ses duyana kadar. Amy olabilir mi?

Hafif ağlama sesiyle bunun o olmadığını anladım.

Bana doğru gelen kişiyi görmek için kafamı çevirdiğim de beni yeni farketmiş olan Ariel'le karşılaştım.

Ah ne şans ama. Burada ne arıyor? Dur o neden ağlıyor?

Hemen ayağı kalkmaya çalıştığım da ağaca takılmış olan peruk kafamdan kaydı ve gümüş saçlarımı açık bıraktı.

...Dur ne oldu?

Büyük bir sessizlik oldu. Öyle ki bu anı anlatamam.

Ama içim de dışarıyla tezat büyük bir heyecan ve kargaşa vardı. Şunun gibi ehe evet şimdi bittim.

Ama Ariel sadece bana baktı.

-Sen...

Bense aksine kaşlarımı çattım.

-Ne bekliyorsun?

-Huh?

-Beni tehdit mi edeceksin ya da veliahta mı şikayet edeceksin bilmiyorum ama elini çabuk tut.

Bunu dememe rağmen titrediğimi biliyordum.

Yine de kimliğim şimdi açığa çıksa bile Veliaht çoktan başkasıyla nişanlı. Ben ise kendime bakabilirim sadece başımı ağrıtacak.

Beklediğim tepkinin aksine Ariel telaşlandı.

-Bu... Öyle değil. Sana anlatmam gerekenler var! Sadece bilseydin ne zamandır seni arıyorum ve...

Neden bahsediyor?

-Bu yeni bir oyun mu sadece açık ol.

-Hayır. Önce onu geri tak biri gelmeden. Her şeyi anlatacağım. Söz veriyorum ama şimdi değil.

O neden böyle davranıyor? Lanet ağaç. Baktığım da peruk tamamen ağacın kabuğuna geçmiş. Çıkmasına şaşmamalı.

Peruğu taktıktan sonra Ariel'e döndüm.

-Ne istediğini söyleyecek misin?

-Dediğim gibi anlatmam gerekenler var sadece... Sadece dinle. Tanrım seni bulduğuma inanamıyorum. Kuzeye gittiğini dediler ve ne ben gerçekten bastırdığımı sandım..

-Dur dur. Sen delirdin mi?

Bu açık sorunun ardından başka adım sesleri duyuldu. Gelen Amy'ydi.

Önce selam verdi. Ve sonra Ariel tonunu değiştirerek konuştu.

-Bay Adrian sizinle sonra tekrar görüşmek isterim. En son aldığım bilezik gerçekten hoşuma gitti.

Bende role girdim.

-Tabi ki. Ne zaman boşsanız.

Sonra ayrıldı. Ben daha ne olduğunu idrak edemeden Amy başladı.

-Demek Ariel'e yaklaşmaya çalışıyorsun.

Rolü bozmadan devam ettim.

-Düşmana yakın olmak önemli. O neden ağlıyordu bir şey mi oldu?

-İnanamayacaksın ana bina da büyük bir olay oldu.

-Ne oldu?

-Açıkçası her şey çok ani gelişti ve muhtemelen anlık bir sinirle oldu.

-Ne olduğunu açıkla.

Neden kimse doğru düzgün sorularıma cevap vermiyor?

-Dük Khan saraydaydı ve sonra veliaht, dük ve Ariel Ronald'ı ziyarete gittiler. Kendisi yaralı olduğu için.

-Sonra?

-Tam olarak nasıl oldu bilmiyorum ama ben içeri girdiğim de veliaht ve dük bağırıyordu. Sonra dük bir anda şöyle söyledi. 'Senden desteğimi çeksem ne yapabilirsin ki? Taht yarışında hangimizin kazanacağı belli.' ve veliaht çıldırdı. 'Öyle mi düşünüyorsun? Eh ama ne yapacaksın küçük yalancı aşkın benimle kalıyor.'

Sadece kavga etmişler gibi görünüyor.

-Daha bitmedi. Sonra dük aniden taht yarışına gireceğini ilan etti ve veliahta düello teklif etti. Zaman henüz belli değil ama tüm aristokratlar davet edilecek ve ölüm kalım savaşı olacak!

Haha... Şuna bak belki veliaht ölür ne dersin?

Ama ya tam tersi olursa? Dük veliahtı kontrol altına almak için en iyi koz.

-Sana göre dükün tahta geçme ihtimali ne kadar?

-Öldürmesi gereken çok kişi var. Ama imkansız değil. Yine de illaki biri kazanacak olsaydı ben ikisi de değil derdim.

-Bu garip bir cevap.

-Öyle mi? Şöyle düşün veliaht düke bağlı sayılır ve dük olmazsa o da yoktan farksız. Dük ise taht için sıralaması gerçekten altlarda yani önünde hala daha güçlü adaylar olacaktır. Yani ikisi yarıştığı takdirde üçüncü bir taraf kazanacaktır.

-Mantıklı. Ama bence yine de Veliaht kazanacak.

-Neden?

-Çünkü o başrol..

Tsk. Yine şu roman olayı.

-Bu olayı detaylarıyla yaz ve önceki raporlara gelince, sence de yalan söylerken daha dikkatli olman gerekmez mi?

Gülümsedi ve cevapladı.

-Ne yalanı?

Ben de gülümsedim.

-Tekrar olmasın. Ve şimdi aklıma gelmişken. Senin için bir görevim var.

-huh?

Kulağına eğildim ve fısıldadım.

-Yapabilirsin değil mi?

-Tabi ki ama parası...

-Bu sefer az vereceğim böylece raporlara dikkat edersin.

-Peki.

Soğukkanlılıkla ayrıldım ve arabaya bindim.

-Haha sanırım bu bittiğimin habercisidir.

Kimliğim açığa çıktı!?

________
Yazar:Villainesssss


Gerçek Sahip Geri Döndü Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon