Bölüm44 Saray

1.3K 133 24
                                    

Başkent...

Araçtan indiğimde önümde uzanan yola baktım.

Yanımda Betty ve bir koruma vardı. Önümde ise sürekli hareket halinde olan kalabalık bir topluluk.

Hepsi bana doğru geliyormuş gibi hissettirdi. Başkentin havası beni boğdu.

İçeride hapsolmuş gibi. Aslında büyük ve koskocaman bir kafesi andırıyor bana burası.

Herkes burada kısılıp kalmış. Aslında başta olan ve en çok yetkiye sahip olan kişi bile bu kafesin sadece başka bir mahkûmu.

Ama benim için daha farklı. Ben kafesin içinde zincirlenmiş durumdayım. Hareket edemem. Nefes alamam.

Uçamam çünkü ne özgürlüğüm ne de benliğim var. Evet itiraf ediyorum bir çok sefer hatta neredeyse her zaman o gülen maskenin ardında saklanıp kötü şeyler yaptım.

Bir aristokrattım, bir aristokratım. İster iki yüzlü diyin ister başka bir şey ben sadece başka bir insanım, başka bir aristokrat.

Biraz yürüdük ve bir araç kiraladık. Koruma elinde çok pahalı mücevherler bulunan çantayı taşıyordu.

Bizim ise Betty ile elimizde küçük birer bavul vardı.

Arabayla doğruca saraya ilerledik. Mektuplar ben de yani giriş iznim var ve bilgilendirici mektup gönderdim.

Muhtemelen sarayda konaklayacağız. Bundan pek memnun değilim açıkçası.

Her metresini ezbere biliyorum. Burada bir ömür geçirdim. Hayır iki.

Giderken sokağı izledim.

Hiç bir şey değişmedi. Burada olmadığım bu kısa süre boyunca her şey aynı kaldı.

Önceki iki hayatta olduğu gibi.

Biraz sonra araba durdu ve indik.  Önümde büyü duvarlar ve büyük demir bir kapı vardı.

Arabadan indik ve korumalare mektubu gösterdim.

Böylece imparatora haber gitmesi için beklememiz söylendi. Biraz daha bekledik ve saray kapılarından içeri girmemiz söylendi.

Burada araba dışarıda kaldı ve bize başka bir araba getirildi.

Bu şekilde ana binaya doğru ilerledik.
Bizi karşılayan kişi bir asistandı.

-Siz bay Adrian olmalısınız. Ben imparator tarafında size yardımcı olmak için ayarlandım. Lütfen bu taraftan gelin size odanızı göstereyim.

Ziyaretçilerin kaldığı kısmı çoktan bilmeme rağmen arkadan sessizce ilerledim.

Bu koridorlar çok tanıdık ama bir o kadar da uzak. 

Biz koridorda yürürken bir hizmetçi bize doğru geliyordu. Elinde su dolu bir kap vardı ve hızla yürürken yere bakıp söyleniyordu.

Dalmış olacak ki bana çarpacaktı.

Islanmam sıkıntı.

Hemen kenarı kaçtım ve hizmetçi yere düştü.  Üzeri sırılsıklam olmuştu.

...

Bize yol gösteren arkadaş hemen öne çıktı.

-Bunun için özür dileriz. Hizmetçi bir hata yaptı.

Sonra ona döndü.

-Çabuk ayağı kalk ve özür dile.

Kişi ayağı kalktı ve kafası yere bakarken özür diledi.

-Ben üzgünüm.

-Bu sorun değil.

Ben cevaplarken kafasını kaldırdı ve gözlerimiz buluştu. Bana bakarken biraz şaşkınlık gördüm gözlerinde.

Sonra arkadan baş hizmetçi geldi.

Yani Şimdilik sadece bir hizmetçi gelecekte baş hizmetçi olacak. Kendisi veliahtın yakınında olanlardan.

-Amy çabuk ol ve buraya gel. Olanlar için içtenlikle özür diliyorum.

Amy demek.

Gözlerini biraz bile benden ayırmadı.

-Bu gerçekten önemli değil bana bir şey olmadı.

-Ne kadar da cömertsiniz. Lütfen bize müsade edin ve ben her şeyi halledeceğim.

-Bir cezaya lüzum yok sadece bir kaza. Ama üstünü değişse iyi olur hasta olacak.

-Tabi ki teşekkürler efendim.

İkisi hızlı adımlarla giderken biz de devam ettik.

Bize verilen odalar ne büyük ne de küçük. Aslında büyükler ama eskiden kaldıklarımla kıyaslanamaz.

Betty ve koruma başka bir bölüme yerleştiler. Tabi ki çalışanlarla aynı kısımda kalmıyoruz.

Odada yatarken mevcut durum hakkında düşünmek imkansızdı. Kafam karışıktı ve anılar...

Dışarıda her şey daha güzeldi buna karar verdim.

Sonunda oda da boğulduğumu hissettim ve tek başıma bir yürüyüşe çıkmaya karar verdim.

Buradaki her yeri biliyorum ve ziyaretçiler için de özel bahçe var. Burada yürümek sorun olmayacaktır.

Böylece odamdan çıktım ve yürümeye başladım.

Açık bir hava ve güzel bir bahçe. Uzakta küçük görünen ama koskocaman kasvetli bir bina görünüyordu.

O bina benim sırdaşım, dostum ve yanımda kalan tek şey oldu. O benim ölümüm dü, içimi görendi. Tüm sırlarımı barındıran.

Uzunca baktım o binaya. Gözyaşlarımı tutarken kendi kendime fısıldadım. Acınası, acınasıyım.

Bundan sonra hemen arkamı döndüm ve ters yöne ilerledim. Dümdüz gittim.

Ayaklarımın beni nereye götürdüğünü bilmeden yürüdüm.

Ve sonunda kendimi büyük bir ağacın altında buldum.

Altında oturdum ve gözlerimi kapattım.

Buradan nefret ediyorum.

Ne tarafa baksam başka bir anı ve başka bir acı vardı.

Ben de gözlerimi kapattım. Bir şey duymamak için kulaklarımı tuttum.

Dışarıyla bağım kesildiğinde sonunda huzuru tekrar hissettim. Bedenim kısa sürede gevşedi.

Yorgundum uzun bir yolculuktan sonra.

Biraz sonra ise uyuya kaldım.

_________
Yazar:Villainesssss


Gerçek Sahip Geri Döndü Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu