Bölüm75 Toplantı

813 92 50
                                    

Kötü planlarım üzerinde düşünürken Chris içeri girdi.

Dağılmış görünüyor.

-Bay... Size bay mı demeliyim?

-... Yani kimliğimi herkese açmak istiyorsan bayan da diyebilirsin.

-Ah evet. Ama demek istediğim şey... Dün gece verdiğiniz plan da ne!?

-Nesi var ki? Bence gayet güzel.

-Güzel mi!? Ölebilirsiniz ve her şey boşa gider.

Gülümsememi kestim ve ellerimi birleştirdim.

-Yani?

-Bay Adrian ölmekten bahsediyoruz! Daha önce hiç bir savaşta bulundunuz mu!? İnanın sahada bulunmuş biri olarak...

Ayağı kalktım ve ona yaklaşıp bıçağımı çıkardım.

-Ne yapıyorsunuz?

Bıçağı ikimizin yüzünün ortasında tuttum.

-Görüyorsun Chris. Bu metal parçası bir can alabilir.

-Bay Adrian...

Bıçağı çevirdim ve pürüzsüz metalden birbirimizi izledik.

-Ölüm bir çok şeyden gelebilir elbet ama bir savaşta önemli olan bunlardır. Ah tabi ki siz bunları benden iyi bilirsiniz.

-Lütfen indirin...

-Amaa, bazen öyle insanlar vardır ki bu gücü hafife alır. Ölüm karşısında tir tır titretecek insanlar başkasının hayatını alırken çekinmezler bile.

Biraz daha yaklaşırken devam ettim.

-Benim içinse biraz farklı.

Ses tonum iyice alçaldı ve neredeyse fısıldıyordum.

-Ben can alamam veya kendimi birebirde savunamam ama ben ölümden korkmuyorum.

Bıçağı boğazına hızla hareket ettirdiğim de o da bıçağını boğazıma dayamıştı.

İkimiz de hareket etmedik. Bir süre beni sınamak istercesine sert bir şekilde baktı.

Sonra ellerimi havaya kaldırıp gülümsedim.

Ve bıçağımla diğerininkini geri ittirdim.

-Uzun lafın kısası önemli olan sonunda ölmem değil, önemli olan karşıdakini öldürmem. Ah ve kim bilir belki sonra başka bir şansım daha olur.

Uzunca bir süredir sürekli bu konular üzerinde düşünüyordum. Bir sürü kişinin öldüğünü gördüm, ben de öldüm.

Korkmadığım bir yalan olsa da ölümü daha sakin karşıladığım kesin.

Şu ana kadar yaptıklarımın boşa gitmesini istemem tabi ama şimdi düşününce bir daha dönsem daha iyisini yapabilirim.

Ahh hayır bu düşüncelere bir son vermeli. Bu hayatta intikam alacağım ve diğerleri için de başka planlar yapılabilir. Tabi öyle bir şey varsa...

Pervasızca hareketlerimden dolayı şoka uğramış olan Chris'e baktım. Aslında oldukça tatlı.

-Ahh bu konuşma biraz baydı. Ben Dükle konuşmalıyım. Bence bir terziye git ve bir şeyler diktir.

-Sakın deme ilk aşama bu kadar yakın bir zamanda mı başlayacak?

-Ne yani sence zamanımız mı var?

-huh?

-Veliaht belli nedenlerden dolayı güzel tahminler yaparak her geçen gün güçleniyor onu hazırlıksız yakalamak en doğrusu.

Bana boş boş baktı.

-Yoksa endişelendin mi?

-Ha? Ne alakası var sadece anlaşmamız iyi para kazandırıyor o kadar.

-Vay canına beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordum.

-Zaten düşünmüyorum!

Kapıdan çıkarken tekrar konuştum.

-Unutturma da sana yeni bir kılıç alalım. Son aşama ölüm kalım savaşı için gerekli olacak. Ah ve bir de eğer sana bahsettiğim Amy gelirse ben gelene kadar beklemesi için bir yere al.

-Hay hay.

Kapıyı kapattım ve dışarı fırladım.

Arabam dışarıda bekliyordu.

Son zamanlarda Rezef ve ekibi oldukça çok çalışıyor siparişler çok arttı.

İyi para kazanıyorum. Aslında yeni bir şube daha açabilirim ama bu para bana şimdilik başka bir şey için lazım.

Bu gün için önceden Dükle haberleştim.

Ariel, ben, Lucius ve dük özel olarak buluşacağız.

Lucius gizlice girecek, Ariel düke ziyarete gelecek ve ben de onlara mücevher satacağım.

Tüm senaryoları kodladım.

Şimdilik beni hayatta tutan tek şey intikamım olduğundan sonrasında yaşamak pek umurumda değil.

Yeniden gözlerimi açtığımda sakin ve mutlu bir yaşam sürerim sandım... Ama nasıl olurda yüreğimde yanan o kıvılcımı saklayabilirim.

Amy bu gün bana gelecektir bunu biliyorum çünkü dün gece bir rapor vermedi.

Aslında ben hayaletken o oldukça zekiydi. Sanırım statü farkı onu devirdi.

Eğer bana gerçekten sadık kalırsa onu öldürmem bile çünkü bana henüz bir zararı dokunmadı.

Ama Ariel için aynı şey geçerli değil.

Kapılara vardığımda beni hemen içeri aldılar ve yol gösterdiler.

Girdiğimiz oda en sakin yerlerden biriydi.

Işık almayan bir köşede küçük sayılabilecek bir oda.

Elimde mücevher çantasıyla odaya girdim. Karşımda üçü sıralanmış oturuyordu.

-Geç kaldığıma inanamıyorum. Ama ben gelene kadar neden sizi topladığımı tartışmış olmalısınız.

Yerime oturdum ve mücevher çantasını açtım.

İçinde olasılıklarla dolu kağıtlar vardı.

-Öncelikle, amacım veliahtı devirmek. Bunu saygıdeğer ikinci prenses için yapıyorum ama kendisi şuan katılamıyor.

Ariel bilse diğer ikisi geçmişi bilmiyor. Bir bahane iyidir.

-Eğer ölümü ya da veliahta karşı gelmeyi göze alamıyorsanız şimdi bu odadan çıkın.

Herkes sessiz kalınca gülümsedim.

-Harika! Öyleyse başlamaya ne dersiniz?

________
Yazar:Villainesssss

Gerçek Sahip Geri Döndü حيث تعيش القصص. اكتشف الآن