Bölüm69 Ariel'in Gerçekleri

850 103 21
                                    

Bu gün Ariel'le buluşacağım. Aynı zamanda kardeşim de saraya uğrayacak onunla da bir köşe de buluşabilirim demek oluyor bu. Ah ve bir de sürekli diyip yapmadığım mektup olayını bugün halletcem artık.

Ayağım alıştı artık saraya girip çıkmaya. Eskisi kadar duygusallaşmıyorum da.

Her neyse Ariel'in yanına gittiğimde küçük sayılabilecek bir odadaydık.

İçeride kimse yoktu. Pencereler kapalı ve perdeler çekilmişti.

Odada dolap ya da başka bir şey de yoktu.

Dinlenmediğimizi göstermek istiyor sanırım.

-Leydi Ariel.

Bardağını bir kenarı bıraktı ve bana baktı.

-Leydi Persilian... Kabalığım için beni bağışlayın ama bir ihtimal geçmişi hatırlıyor musunuz?

Vay bu hızlı oldu.

Geçmişi hatırlıyorsa bu değişimimi böyle yorumlaması normal. Ama geçmişi hatırlıyorsa bana olanları da biliyor olmalı.

-Hatırlayıp hatırlamadığımı çoktan anlamış olmalısınız leydim.

Sonra başını iyice öne eğdi.

-Ben özür dilerim.

Huh?

-Bu geçmişle alakalı size olanlarla... Özür dilerim hepsi benim hatam.

Bu da ne... Özür mü diliyor?

Dik durdum ve ona baktım. Gözlerimi bir an olsun ondan ayırmadım.

-Leydi Ariel. Neden özür diliyorsun?

-Bu...

Sesi titriyordu.

-Benim suçumdu sadece yapabileceğim bir şey yoktu... Sen orada kilitliyken gözüm dönmüştü ve sadece kendi intikamımı düşünebildim.

İntikam kelimesi ilgimi çekse de sinirliydim.

-Yani bunun için özür diliyorsun.

-Evet... Ama size yardım edeceğim. Bu hayatta yanınızda olup intikam almanızda ve ve...

-Dur artık!

Yüksek sesimle irkildi ve kafasını kaldırıp bana baktı.

-Neden yaptığın umurumda mı sanıyorsun? Sence senin amaçların benim hayatımdan önemli mi!? Böyle mi düşünmeliyim? Vicdanını rahatlatmak istiyorsan yanlış yerdesin.

-Hayır bu öyle değil... Anlatmama izin verin lütfen!

-Farkeder mi? İster çok ulu bir amacın olsun yine de bu amaç uğrunda ben...

Benden onun duyguları hakkında düşünmemi istemeyin lütfen. Hiç bir şey soğukta açlık içinde ölmemi normalleştiremez. Onu affedemem.

-Benden özür dilemeni kimse istemedi.

Ondan bir özür istemiyorum evet çünkü geçti. Bir kere canımdan oldum yani özür dilemesi pek de anlamlı değil.

Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım.

Neden özür diledi? Veliahtın sevgisini kaybettiği için sığınak aramaya mı karar verdi?

Sakinleşince sordum.

-Amacın ne?

-Huh?

Sonra panikledi ve anlatmaya başladı.

-Lütfen... Beni affetmenizi beklemeyeceğim ama lütfen bir kez dinleyin.

Sanki başka bir şansım var. Amacını öğrenmem gerek.

Parmaklarımı sıkarken oturdum ve gözlerine baktım.

-Herşey eskiye dayanıyor. Biliyorsunuz geçen sefer siz konuşurken de duymuştum. Şu madenle ilgili.

-Kırsaldaki aileye ait olan mı?

-Evet... O madeni bulan aile aslında benim ailemdi.

-Ne? O zaman nasıl hayattasın?

Gözlerindeki kırgınlığı görebiliyordum.

-Beni sevenler kendilerini feda ettiler ve ben kaçmayı başardım...tsk. Sonra bir şekilde veliahtın yanına girdim ve ona yaklaştım.

-Yani onu sevmiyordun ama o seni sevdi?

-Evet ama amacım size zarar vermek değildi! Sadece veliahttı sonra bir anda olaylar olunca durduramadım.

-...

...

-Siz öldükten sonra gerçekten çok pişman oldum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Veliahta zehir verdikten sonra gözlerinin önünde atladım. Ama şimdi o bunu hatırlıyor gibi duruyor.

-Yani sen veliahtın önünde intihar ettin. Haha...

Şimdi herşey yerine oturuyor.

Eğer böyleyse beklediğimden az geçmiş var.

-Açık konuşacağım. Özrünü kabul etmiyorum. Ama eğer dediklerin doğruysa bana bunları kanıtlamak zorundasın. En azından bu şekilde ortak düşman karşısında birleşebiliriz.

Sarayda bulunan daha fazla müttefik. Hele ki veliahta daha yakın olanlardan biri.

-Nasıl kanıtlayabilrim?

-Mesela... Hmm ateşle aran nasıl?

-Ateş?

-Sanırım bu şimdilik biraz fazla. Eğer ondan nefret ediyorsan elinde ona karşı bir kaç şey olmalı. Neden bana göstermiyorsun?

Gülümsedi ve yanında duran bir kitabı uzattı.

-Burada onun yazısıyla yazılmış bazı belgeler var ve şimdi şuna bakın.

Bir kağıda yazı yazmaya başladı.

-Aynı...

-Evet onun yazısını kopyalayabiliyorum.

Haha bu kız gerçekten...

Ondan nefret ediyorum ama işime yarayacak. Elimdekileri doğru kullanırsam eğer...İlk hamleyi ben de yapabilirim!

Ariel'e döndüm.

-Son bir şey. Amy ve veliaht hakkında bir şeyler biliyor musun?

Amy de bir şeyler peşinde. Belki biliyordur.

-Evet. Bir konuşmaya şahit oldum... Onlar çalışma odasında konuşuyordu ve sevgili gibiydiler...

Dur yani haha gerçek olamaz.

Amy ona geçmişten bahsetti demek. Amy tamamen piyonum değil anlamına da geliyor bu... Mektubu getirdiğim iyi olmuş.

Amy tamamen avucuma düşecek!

_________
Yazar:Villainesssss

Gerçek Sahip Geri Döndü Where stories live. Discover now