1.2

1.5K 100 135
                                    

-Flashback / 2018-

"Neden Yun?"

Felix, arkadaşı Hyunjin'in ona sormuş olduğu soru ile çattı kaşlarını. Böyle bir soruyu neden sordu ki, diye geçirdi içinden.

"Ne neden, Hyunjin?" diye sordu şaşkın ve anlayamayan bir ifadeyle.

Hyunjin etrafına göz gezdirip yeniden Felix'e döndü, ve tekrar sordu.

"Neden Yun, Lix?"

Felix derin bir nefes aldı gözlerini kapatarak. Hyunjin öyle garip davranıyordu ki son zamanlarda, anlayamıyordu Felix. Derdi neydi?

Neden böyleydi?

"Hyunjin, seni gerçekten anlamıyorum. Ne demek neden Yun? Olamaz mı?" diye yakındı yakın arkadaşı, dostu olan Hyunjin'e karşı.

"Neyin derdindesin, Jin?"

Hyunjin yutkundu, kaçırdı gözlerini. O sessiz kalırken, Felix devam etti konuşmaya.

"Üstelik, neden ilgilendiriyor seni bu konu? Senin sevgilin yok mu? Ne sorunun var Soo-Yun'la?"

"Bir derdim yok.." dedi Hyunjin, kısık bir sesle.

Felix kaşlarını çattı, anlamazca salladı başını. Tam anlamıyla, delirmek üzereydi!

"O zaman, neden? Neden böyle davranıyorsun Jin? Derdin ne?!" diye bağırdı Felix en sonunda dayanamayarak.

İşte o zaman, koptu tüm kayışlar.

"Çünkü onu seviyorum!"

Duraksadı Felix, birkaç saniyeliğine. Kırpıştırdı gözlerini anlamazca, kavramaya çalıştı. Ne demişti o az önce?

"Ne demek..seviyorsun?" diye sordu, afallamış şekilde.

"Duydun işte, seviyorum." dedi Hyunjin, oldukça ciddi bir tonda.

Artık bıkmış, usanmıştı tüm bu durumdan. Sessiz kalmaktan, içine atıp durmaktan, acı çekmekten; çok yorulmuştu artık.

Daha fazla kaldıramıyordu Hyunjin, sırtladığı yük ezmeye başlamıştı onu.
Dayanacak gücü kalmamıştı artık, tak etmişti.

"Seviyorum onu, Felix. İçimi yakıp kavuruyor, dayanamıyorum.."

Daha fazla dayanamıyorum, Yun.

Sensizliğe, senden uzak durmaya dayanamıyorum..

-Flashback Ended / Now-

"Seni kaybetmekten korktum..Yun."

Hyunjin'in karşımda acı dolu gözlerle söylemiş olduğu şeyler, nefesimin kesilmesine ve gözlerimden yaşların akmasına sebep olmuştu.

Gerçek miydi..bu söyledikleri?

Gözlerimden yaşlar durmadan akarken, elini kaldırdı ve yanağıma götürdü. Baş parmağı ile gözyaşlarımı silerken, gözlerimin içine baktı.

"Ağlama.." dedi titrek bir sesle.

"Ağlama, Yun. Seni böyle görmeye dayanamıyorum.."

Şaşkın bakışlarımla dinledim, her sözünde daha da kesildi nefesim. Kalbim..yerinden çıkacak gibiydi sanki. Yutkundum sertçe, kendimde konuşacak enerji aradım içimde. Zorla da olsa, denedim.

The Land Of Blood | Hwang Hyunjin Where stories live. Discover now