1.3

1.4K 98 140
                                    

-Flashback / 2018-

Öğle arası gelmiş, tüm öğrenciler yemekhaneye akın etmişti.

Bir kişi hariç.

Hyunjin'in canı bugün hiçbir şey yapmak istemiyordu, ne maç atmayı ne de yemek yemeyi. Bu yüzden kısmen boş olan okul koridorunda yürüyordu elleri ceplerinde.

Aklı binbir düşünce ile doluydu, içindeki sıkıntı dinmiyordu.

İç geçirdi Hyunjin, sonra karşısına doğru baktı. İstemsizce geldiği yeri gördü sonra, yutkundu. Ayakları onu Yun'un sınıfına doğru götürmüştü. Etrafına baktı Hyunjin, tek tük birkaç öğrenci vardı sadece; onlar da kendi hallerinde takılıyordu. O an, gidip bir göz atmak istedi.

Sınıfın kapısına geldiğinde, içeriye baktı ve..Yun'u gördü. Burukça tebessüm etti Hyunjin, boş sınıfa girerek Yun'un hemen karşısındaki sıraya oturdu ve arkasına dönüp öylece izledi.

Uyuyordu Yun, kollarını sıraya başını da kollarına yaslamıştı. İç geçirdi Hyunjin derince, kalbi yanıyordu. Önceden davransaydı, aksiliklerin hiçbiri olmasaydı..o zaman yanında olur ve tutabilir miydi elini?

Yun'un pencereden gelen güneşten dolayı çattığını gördü kaşlarını. Elini kaldırdı yavaşça Hyunjin, Yun'un yüzüne doğru götürdü ve ışığın ona gelmesini engelledi. Yun'un çatılan kaşları normale dönerken, tebessüm etti Hyunjin.

O, çok güzeldi..

Sana ulaşmanın hayalini kurdum durmadan, kalbimden istedim.

Bir gün elini tutabileceğimi düşünerek savaştım Yun, senin için ayakta kaldım..

-Flashback Ended / Now-

"Hyung! Yaşıyorsunuz!"

Bize doğru koşarak gelen Jeongin ve Seungmin'e bakarak gülümsedim. İkisinin de yüzünde şaşkınlık ve mutluluk vardı, hele de Jeongin'in. Jeongin'le bu zamana kadar doğru düzgün sohbet edememiştim, ama içten içe sevecen bir çocuk olduğunu görebiliyordum. Yalnızca, olanlar epeyce etkilemişti onu.

Gözlerinde hâlâ dört yıl öncesindeki çocuğun parçalarını görebiliyordum.

"Nerelerdeydiniz hyung? Sizi öyle merak ettik ki!"

Koşarak yanımıza gelmiş heyecanla konuşan Jeongin'i dinledim, şaşkınlığı öyle barizdi ki. Korkmuştu belli, kocaman açılmıştı gözleri.

"Geldik işte, benden kurtulmak öyle kolay mı sandın bilgisayar kurdu?"

Hyunjin gülerek saçlarını karıştırdı Jeongin'in, Jeongin ise yalandan sızlanıp kurtulmaya çalıştı Hyunjin'in elinden. Yüzümdeki tebessüm ile izledim onları, kalbimde bir şeyler sıcacık olmuştu bu manzaraya karşı.

Gözüm Seungmin'e kaydı sonra, bana buruk bir tebessümle bakıyordu. Onu görünce gülümsemem genişledi ve anın etkisi ile Hyunjin'in elini bırakıp Seungmin'e sarıldım. O da aynı şekilde bana sarılırken, ağlamamak için zor tuttum kendimi. Seungmin ile Felix kadar olmasa da iyi arkadaştık, o kısacık sürede bana hep destek çıkmış ve yardım etmişti.

Seungmin inanılmaz bir arkadaştı, tıpkı Felix ve Jisung gibi.

"Ya!"

Hyunjin'in sesini duyduğumda, Seungmin'den ayrılıp arkamı döndüm ve şaşkınca baktım yüzüne. Kaşları çatıktı ve Seungmin'le bana bakıyordu.
Az daha zorlasa alevler çıkacaktı gözlerinden.

The Land Of Blood | Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin