11. bölüm

1.7K 67 12
                                    

Gözlerimi araladığımda odamdaydım. Başucumda Beyza annem uyuyordu. Olanları düşündüm. Ne olmuştu bana öyle. Odadan çıkıp biraz hava almaya karar verdim. Terasa çıkıp oturdum. Güneş yeni yeni doğuyordu. Sessizce gülümsedim. Kendi kendime . Zaten artık benimle mutlu olup beni sevecek birisi kalmamıştı. Kalanlarıda tek tek kaybetmiştim. Önce annemi sonra pelini daha sonra azadımı. Ve en son bebeğimi. Şimdi sıra kimdeydi? Beni tek koşulsuz sevip yanımda kalan Beyza annem mi? Onu da artık tehlikeye atabilir miydim? Onunda hayatı benim yüzümden mahvolamazdı. Onu da kendimden uzak tutmalıydım. Yoksa zarar görecekti. Önceden babam dediğinde inanmaz saçmaladığını düşünürdüm ama şimdi söylediği söz mantıklı geliyordu. Bana sen lanetlisin herkese kötü geliyorsun demişti. Tam 8 yaşındaydım. Doğum günümdü, yada denizle doğum günümüzdü işte kısacası denizin doğum günüydü. Hatırlıyorumda ilk defa bana Özel yapılan pasta Beyza annem tarafından dı.

Ben mutluyum olayım diye sade beyaz bir pasta yapmıştı. Elleriyle . doğum günlerim genelde denizin isteklerine göre şekillenirdi. Yani o nasıl isterse. Mesela pasta hep mavi yada arabalı olurdu. Mavi balonlar. Herşey onun istediği şekilde..

Annem beni süslerdi. Gelen misafirlerle konuşurdum. Ama ben hiç pastayı üflemezdim. Sanki eve gelen misafir çocuğuydum. İzlerdim uzaktan. Annem ağlamamam için tembih ederdi . Eğer ağlamazsam babam beni severmiş. Ben hiç ağlamadım benim doğum günüm kutlanmadı diye. Bir gece akşama kadar odamda beklediğimi hatırlıyorum. Deniz hediyelerini açıyordu. Babam kocaman büyük bir araba almıştı ona. Kıskandım ama babam bana da güzel bir şey almıştır diye düşünmüştüm. Çocuk aklı işte. Hiç uyumadan bekledim. Sabaha kadar. Benim de hediyem gelicek diye . O kadar saftım ki ama çocuk aklı işte. Anneme inanmıştım. Sabah oldu ama ne gelen vardı ne giden . Sabah kahvaltıya aynı kıyafetlerim le inmiştim. Doğum günüm kutlanacak diye . Annem niye üstünü değiştirmedin demişti. Bende anne ben daha pastamı üfleyip hediyemi almadım benim doğum günüm bitmedi ki demiştim. Çok küçüktüm. İdrak edemiyordum o zamanlar.

Denizin üstüme güldüğünü ve doğum günü benim doğum günümdü. Senin ki kutlanmayacak dediğini çok iyi hatırlıyorum. Öyle bir şoka uğramıştım ki . Ben hala benimkide kutlanacak sanıyordum.

Gözlerim terastan gözüken yemek masasına kaydı . Baş koltuğuna babamın oturduğu yere.

Anneme doğru dönüp ağlayarak konuşmuştum. " Anne benim kini niye kutlamadık bende onunla birlikte doğdum. Hani benim hediyem pastam ben daha mum üflememiştim ki " demiştim. Çocuk aklı ya orda önemli olanın mum üflemek hediye almak gibi şeyler olduğunu düşünüyordum. Ama aslında benim hissetmek istediğim şey düşünülmek ve sevilmek miş. İnsan büyüyünce anlıyor.

Babam bağırarak ayağa kalkmıştı. " Ne pastası ne doğum günüsü ulan. Sen lanetlisin lanetli seni bu evde barındırdığıma şükret. Şimdi yıkıl karşımdan hadsiz bir de ağlıyor!" Demişti. Lanetli derin.

Deniz benimle çok dalga geçmişti. Lanetli derin diye. Şaka yapıyorun diyip geçiyordu ama bende travma yaratıyor du. Bazen gerçekten lanetli olduğumu düşünüyordum. Bu evde berbat anılarım vardı şüphesiz. Babamın beni en sevdiği an sanırım denize böbrek verdiğim andı. Hastanede saçımdan öpüp sarılmıştı. Bana doğru olanı yaptın aferim kızım demişti. " Kızım.." ne güzel demişti öyle ya hayatımda ilk defa canım yansada mutluluk tan ölmek üzere olduğumu o gün hissetmiştim. Ne güzeldi baban tarafından sevilmek..

Gözyaşlarım akarken azadı hatırladım. Benim canımın içi. Öyle güzel sevmişti ki beni . Kimseye artık ihtiyacım yok azad olsun yeter diyordum. Öyle iyi bir insandı ki sırf bu bebek rahat büyüsün diye gitmişti. Ben daha fazla arada kalmayayım . Bebeğime iyi bir aile olayım diye. Belkide bebeğiminde benim gibi olmasını istememişti. Belkide babası sevmez diye düşünmüştü. Bilmiyorum. Ama o sırf bu bebek iyi ve rahat büyüsün iyi bir ailesi olsun diye gitmişti. Azad aradan çekilmişti. Peki ya bebek? O niye gitmişti? 

BERDEL Where stories live. Discover now