13. bölüm

1.6K 70 26
                                    

Mektup ellerimin arasından kayarken okuduklarımı anlam vermeye çalışıyorum fakat herşey o kadsr zordu ki. Azad... Bana bunu nasıl yaptın. Beni kaldırmıştı. Sonradan aşık olsa bile beni kandırmıştı. Keşke yaşasaydı da onu affetmeseydim. Yada kendini bana affetirmeye çalışsaydı. Şimdi ben ona nasıl kin tutarım dimi?

Ben ve bebeğim için karavanı bize bırakmıştı...

Azad bilmiyordu ki benim artık bir yolculuk yapabileceğim bebeğim yoktu. Mektubu Beyza annem bulmuştu. Azad ın öldüğü gün benim odamda . Fakat onunda okumaya vakti olmamış. Beni biraz sakinleştirdikten sonra bu konu hakkında konuştu. Ve bu konuyu başka bir zaman konuşmak  üzere rafa kaldırdık. Genel bir konuşmadan sonra dizinde uyuduğumu hatırlıyorum. Saçlarımı okşuyordu.

Gözlerimi açtığımda taş duvarların arasındayım. Bizim konaktaydım!
Ama nasıl? Odadan çıkmaya karar verdim yavaş hareketlerle odanın kapısını açtım. Dünden beri uykusuzluktan dolayı ara ara uyanmıştım. Ama derin bir şekilde 1 gün uyumuştum. Bu uyku birazda olsa iyi gelmişti. İlaçlar sayesinde rahatça uyuyabiliyordum. Ama hala kendimi toparlayamamıştım. Aynada kendimi görünce tekrardan bir Süzdüm kendimi. Berbat hir haldeydim .

Umursamamaya çalışarak odadan çıktım. Konakta hazırlıklar vardı. Ah şu pelin . Dediğini yaptırıyordu. Merdivenlerden büyük bir yavaşlık la indikten sonra konağın kapısına ulaştım. Kimseye görünmeden çıksam iyi olacaktı derken arkadan pelinin sesi geldi. " Hey derin nereye gidiyorsun" dedi. Yakalanmanın verdiği huzursuzluk la arkamı döndüm.

" Evime ait olduğum yere !" Dedim yanıma yaklaştı ve kolumu tuttu sert hir şekilde değilde yumuşak bir dokunuştu bu. Bir eline bir ona baktım ve ne oldu gibi bir bakış attım.

" Bak seni anlıyamıyorum . Özür dilesemde birşey değişmeyecek biliyorum. Geçen gün dediklerim için kusura bakma bir anlık gafletle söyledim. Bak benim bebeğimin cinsiyeti belli olacak. Anlıyorum kendi bebeğini kaybettin üzgünsün- " sözleri ile gözlerim dolarken konuşmaya başladım.

" Bebeğimi senin abin yüzünden kaybettim atladığın detayları unutma."

" Evet haklısın. Ama ne olursa olsun sen benim bebeğimin halasının. Lütfen rica ediyorum karnımdaki bebeğin hatrı için kal. Sonra istediğini yap." Dedi aslında o an ona bir sürü laf edip. Kalmayabilirdim.

Ama kafamı istemsizce salladım . Karnındaki bebeğin hatırına kalacaktım. Ve gidecektim. Sessizce gidip avludaki koltuğa oturdum. Ve düşünmeye başladım. Herşeyi. Ben dalmış etrafı izlerken. Hazırlıklar tamamlanmış sayılırdı. Ha tabi birde bu sürede sürekli annemin yanıma gelip " afferim kızım sen iyisini yapıp kaldın demesiydi" Allah bazen bazı insanları yaratarak hata yapıyordu. Allah'ın isine karışmak biz kullara düşmez tabi.

Ben odaya çıkmış dinleniyordum. Aşağıdan sesler gelmeye başladı. Misafirler de yavaş yavaş geliyor du. Anladığım kadarıyla.

Üzerime düz siyah kısa kollu bir dizde bir elbise giydim. Gayet sadeydi. Zaten ne süslenicem. Saçlarımı tarayıp dalgalarını düzeltim. Aynadan yüzüme ve vücuduma bakıyordum. Çökük halinden hiçbir değişiklik olmamıştı. Yüzüm de ki yaralar ve izler moru geçmiş yeşile bürünüyordu. Ayağımada düz beyaz babetlerimi giyindim.

Yaklaşık 10 dakika sonra kapı açıldı. İçeri giren denizdi. Yüzüne ne var dercesine bakarken elindeki poşetleri gösterdi . Hiç merak etmiyordum açıkçası elindeki poşetleri. Odanın kapısını kapattı. Arkamı döndüm. Ne yapacağım merak etmiyordum. Yanıma oturdu. Yatağın karşındaki koltukta oturuyorduk. Ve hemen yatağın yanındaki aynadan yansımamızı görüyordum. Sessizliği bozan onun boğazını temizleme sesiydi.
Konuşmaya başladı daha sonra.

BERDEL Where stories live. Discover now