18. bölüm

1.1K 60 16
                                    

Önümde yumruklar uçuşurken, Azad Palan'ı adamlarım zar zor alıp götürmüşlerdi. Akşam büyük bir davet vardı ve illaki yüzyüze gelecektik. O gittikten sonra Kerim ile abim dediğim adam öz olmasa bile benim için öyle. İçeriye gitmişlerdi. Sanırım Kerim' le bir şeyler konuşacaktı bilmiyorum. O sırada ben de Beyza annem le ilgilenmeye karar verdim. Yanına gidip konuştum.

" Seni fazla korkuttum mu?" Diye sordum. Korkmuş olası çok ihtimaldi. Com sakin bir hayat yaşayan birisi için fazla aksiyon doluydu ve benimle kalmaya devam ederse aksiyondan çıkamazdı.

" Sen... Nasıl böyle oldun? Nasıl bu kadar duygusuz olmayı başarabildin? Nasıl böyle güçlü ve korkusuz olabildin! Sen silahtan ölümüne korkarsın?" Dedi.

" Silahtan korkan kız artık silahın ta kendisi oldu Beyza kadın." Ona gülümsedim ve elinden tutup yerden kaldırdım. " Hadi sen de hazırlan bu akşam her şey çok güzel olacak. " Dedim ve konuşmasına izin vermeden yukarıya yolladım.

Yaklaşık 10 dakika sonra ortaya çıkan Kerim yanıma geldi. Tam karşımda durdu. Evet yüzleşecektik ama bugün değil. 8' li masa da Kerim ile yüzleşecektim. Bana baktı uzunca. Hiç konuşmadı. Sanırım beni inceliyordu. Daha sonra konuştu.

" Diğerleri gibi nasıl yaşadığını falan sormayacağım. Çünkü bu çok sıkıcı bir soru. İyi ki yaşıyorsun ve dış görünüşün ne kadar değişsede bakışların aynı derin." Dedi. Bana derin denmesini artık o kadar yabancılıyordum ki! Alışmıştım Veronikaya. Ve sanki ben hiç derin olmamıştım. Kendimi o eski mutsuz ve halsiz kıza ait hissetmiyordum.

" Derin değil. Öldü o. Veronika ben. Veronika Dean." Dedim ve elimi uzattım. Kerim önce elime baktı sonra sırıttı ve elini uzatıp konuştu.

"Bende earl. 8"li masadan earl bayan Veronika belki tanırsınız." Dedi ve göz kırptı.

HASİKTİR. BOK. bu nerden biliyordu. Ne zaman öğrendi amınakoyayım. Sürpriz yapacaktım ben. Şok olmuş olan ifademi yüzümde belli etmemeye çalışarak hafifçe gülümsedim ve kafama olabilir anlamında sağa sola salladım.

Hamit abi ve Beyza annem de gelince hepimiz çıkrık konaktan. Ben ne kadar kendi arabama binmek istesem de Kerim beyin ısrarı üzerine onun arabasına bindim! Arabada sessiz bir yolculuk yapıyorduk. Yaklaşık 25 dakika sonra bir otele geldik. Buranın alt katında olacaktı davet. Arabadan indiğimizde Kerim kolunu bana uzatmış ve koluna girmemi istemişti. Gülümseyip koluna girdim. Biz yavaş yavaş içeriye girerken gazeteciler de bizi çekiyordu. Hızlı ve afilli bir girişin ardından yavaş yavaş bir kaç davetlinin geldiğini gördüm. Kerim beni onların yanına yönlendirerek ilerletti. Gelen adamla konuşup tanıştık. Daha sonra ise bir masaya geçtik. Kerim yüzüme bakarken dayanamayıp konuştum.

" Ne bakıyorsun öyle bişey mi var ?" Diye sordum. Biraz değişik bakıyordu ve rahatsız olmuştum ister istemez. Bana baktı ve konuştu.

" Ne kadar değişmişsin onu izliyorum." Dedi. Bu iyi bir şey miydi? Kötü bir şey miydi? Anlamaz bakışlarımı ona yollayıp konuştum.

" Ne anlamda?"

" İyi mi kötü bilemem ama hala çok güçlüsün derin. Dış görünüş olarak değişsende gülüşün ve gözlerin aynı." Dedi. Dedikleri beni düşündürürken konuştum.

" Adım derin falan değil. Bunu insanlara daha ne kadar anlatacağım. Adım Veronika. Bana böyle hitap et lütfen."

" Sen benim derinimsin! Ve gözümde hala o kız çocuğu gibisin. Sana öyle hitap edersem..." Deyip sustu. Ne bana öyle hitap ederse. Nolurdu yani etse dimi ama?

" Ne? Bana öyle hitap edersen ne Kerim? Ne olcak yani? Ayrıca yine söylüyorum ben derin falan değilim! O gece öldü o! Anladın mı!? Rica ediyorum bana adımla seslen" dedim bana bakıp gülümsedi.

BERDEL Where stories live. Discover now