17. Bölüm

1.4K 74 25
                                    

Konaktan çıktıktan sonra derin bir nefes almıştım. Arabamı sakin bir yere çekmiştim. Bu saatten sonra çok fazla savaşmam gerekiyordu. Ve ben dayanmak zorundaydım. Valizlerimin hepsi siyah arabama yerleştirilmişti. Arka koltukta bile valiz vardı. Bunların hepsi ayakkabı valiziydi. Bagaja sığmayacağını zaten biliyordum. Arabadan inip arka koltukta ki küçük valizlerimden birini açtım. İçinden bir spor ayakkabı aldım ve giyindim. Nede olsa şuan arabayla Mardin'e gidecektim. Topuklularla rahat süremezdim.

Arabamı tekrar çalıştırıp camımı açıp. Hava gelmesini sağladım. Ardından kendime bir müzik açtım. Ve gaza yüklendim. Ne de olsa Mardin duymalıydı geldiğimi!

Son ses müzikte Diyarbakır-Mardin arası olan yolda fazlaca eğlenerek gidiyordum. Bu benim hayalimdi sanırım. Yani yaşamak istediğim hayat! İstediğim özgürlük. Son gaz boş otobanda devam ederken önüme arkadan gelen bir araba atladı ve beni solladı! Sikeyim birileri oyun istiyordu anlaşılan.

Arabayı tanımıyordum ama diğer şeride geçip yanına yaklaştım. İçine baktığım da bir adam vardı. Bu Kerim di! Hasiktir bu hiç iyi olmadı. Gözümde olan gözlüklerden ve arabanın içinden beni tanıyamayacağını bildiğim için, gaza basıp onu solladım. Ama kerimcik oyun istiyordu. İnatla benimle yarışa girme derdindeydi. Kabul ediyorum bende ona uydum. Beni sollayıp tekrar önüme geçtiğinde sinirlendim. Ve arkasından hızlıca gelip yan şeride geçtim ardından da bir makas atıp, gaza bastım. Müziğin sesini arttırırken, artık onu umusamayıp hızlıca yolumda ilerledim.

Mardin tabelasını görürken gülümsedim. Hamit abi ile akşam görüşecektik. Ama şuan aklımda tek bir kişi vardı! Beyza anneme nolmuştu!

Kabul ediyorum öyle gitmemem gerekirdi belki ya da ona haber vermem gerekir di ama yapamazdım. Umarım ona bişey olmamıştır. Umarım ayakta durabilmiştir.

Beyza annem, anne dediğime bakmayın hâlâ çok Genç. Yıllar evvel İstanbul da okurken bir adama aşık olmuş. Hatta öyle sevmiş ki ailesine rest çekmiş. Mardin'in büyük aşiretlerin den birinin torunu olan bu adam Beyza annemi çok sevdiğini ve ondan asla vazgeçmeyeceğini söylermiş. Yıllar geçmiş. Adamın okulu bitmiş. Artık Mardin'e dönmesi gerekmiş. Beyza annemin ailesi onu asla yollamak istememişler. Bunun üzerine Beyza annem Mardin'e gelmiş. Fakat geldiği gün, çok büyük bir şenlik varmış. Beyza annem nolduğunu anlamamış. Hatta biliyor musunuz öyle saf mış ki sevdiği adama oturduğu yeri bile sormamış giderken.

Soylu bir aileden gelen bu adamı Allah'tan herkes tanıyormuş. Konağı bir şekilde bulup gittiğinde, konakta mevlüt okunuyormuş. Beyza annem nolduğunu sorduğunda. Yeni Ağa'nın bir erkek oğlu olduğunu öğrenmiş. Ve sonra Ağa'nın adını duymuş. Sevdiği adam aslında yıllardır evliymiş. Beyza annem ile ise sadece okurken gönül eğlendirmiş diyorlar. Beyza annem öyle bir yıkılmış ki, gidecek kimsesi yokmuş. Tabi gururlu kadın asla dönmez ailesine, bundan önce bir kaç arkadaşı böyle bir şeyler olduğunu ve şüphelendiklerini söylemiş ama kimseye inanamış. Yapmaz demiş. Yani Beyza annem ve ben saflar gurubuyuz.

Ve Beyza annem, Mardin de kalmış. Sevdiği adamla ise o günden sonra sadece bir kez konuşmuşlar. O adam ona, ben okuyordum ve yeni evlenmiştim. Sense beni çok güzel sevmiştin. Gençlik aşkıydı. Karım beni beklerken ben bu hatayı yapmamalıydım. Şimdi git Beyza, karım bu olayı öğrenip küçük düşmesin. Bir gençlik hastasıydı kusura bakma demiş. Düşünebiliyor musunuz o kadına denilecek laf mıydı bu. Madem karına bu kadar değer verecektin bu kadar ne diye Beyza annemi ümitlendirdin! Değil mi?

Bu olaydan sonra Beyza annem kendini toplayamamış. Ama Mardin de kalmış. Ve  o sırada biz tanıştık zaten. Kendine halinde psikolog olarak hayatına burda devam eden Beyza annem , acaba şuan ne haldeydi. Hiç bilmiyordum. Bana çok kızacaktı. Affetmeyecekti. Çok narin bir kadındı. Ama beni de asla silmezdi!

BERDEL Where stories live. Discover now