16. BÖLÜM "NEFRET"

77 64 23
                                    

Bazen en ufak şeyin etkisine bile haps olursun. O ufak şey seni çıkmaza sokar ve sen sadece o çıkmaz yolda çırpınıp durursun. Sırf etkisinde kaldığın şeyden kurtulmak için, lakin o haps olduğun çıkmaz seni kendinden bile kurtaramıyacağı bir hal alır. Adı üstünde çıkmaz yol. Belkide oraya haps olmaya mahkumsundur .
En son dayanamayıp seni o çıkmaza sokan kişiye haykırsın....
"BENİ KENDİNDEN KURTAR" diye. fakat o seslendiğin kişi seni duyarmı orası tartışılır mevzularda yer alır ....

İşte şuan tamda böyle his ediyordum. Sanki çıkmaz bı yola saplanmış kurtulmak için çırpınıyordum. Aras bana ne yapmıştı.... onun etkisi altında olmak beni iyiden iye sinirlendiriyordu. Teması değişik tarif edilemeyecek bir şeydi. Açıklaması yoktu, beni etkisi altına almayı becere bilmişti beni kendine haps etmişti ve şuanda tek istediğim şey yüzüne doğru haykırmaktı....

Ayağımın dibinde duran çakıl taşı görünce, eğildim ve avucumun arasına aldım. derin bir nefes içime çektim huzura varmak istercesine.
daha sonrasında gözlerimi ucu ve sonu olmayan mavi denize hidetle fırlattım.

"Aras Topraklı! BENİ KENDİNDEN KURTAR!"

Evet haykırmıştım ama o beni duymuşmuydu peki? hayır. yada o çıkmazdan kurtulmuşmuydum? yine hayır.

Aklıma hücum eden soru işaretleriyle mücadele edemiyeceğimi anladığımda. Yere çöküp sırt üstü uzandım yerdeki kumu umursamadan.

Birkaç dakika öylece gök yüzünü izledim. Artık yavaştan hava kararmaya başlamıştı Aydın'ın kasvetli havası insanın içini titremeye yetiyordu Ocak ayında. Titriyordum tüylerimin diken diken olduğunu his ediyordum soğuk havaya karşı öfkem de dahildi . Okul çıkışında Yare Feritle beraber gitmişti Yüsra ise markete uğramak için yanımızdan erken ayrılmıştı. Gülüm kurstayken ona haber vermeden okulu terk etmiştim. Orda dura bilirmiydim elbette hayır. Aras'ı o halde bırakmış okulu terk etmiştim kim benim yerimde olsa aynı şeyi yapardı tabi herkes kavramına sürtükler dahil değildi...

Saat' 18:00 geldiğini telefon ekkranına gelen bildirimler anladım.
Glen bildirim Gülüm'dendi.

"Kuzum. Neredesin? neden aramalarımıza cevap vermiyorsun? Öldük meraktan mesajımı okuduğun an ara beni lütfen!"

Mesajı okuduğum an yüzüme istemsizce bir gülümseme yerleşti . Benim için endişelenmiş olmalılar ve bunu onlara yaşattığın için kendimden nefret ediyorum. Her seferinde aynı şeyi yapıyorum ne zaman birşeye morelim bozulursa hep toplumdan, sevdiklerimden uzaklaşıp sessiz sakin bir yerde acımı tek başıma yaşardım.
Çünkü öfkemi sevdiklerimden çıkarmak istemiyordum onların üzülmesine katlanaımıyorken birde üzen kişinin ta kendisi olunca kendimden nefret ediyordum.

Bir kaç dakika daha öylece uzanıp Yeni Yeni çıkan birbirlerinden parlak yıldızları izledim. Annem ve babam orda beni izliyorlardı bunu his edebiliyordum. Bu düşüncemi kimseyle paylaşmamıtım bu günüme kadar tabi Ablam ve kardeşlerim hariç.

Çünkü biliyorum kime söylesem gülüp klişe olarak göreceklerdi .ama durum o kadar çok farklıydıki beni ancak ailesini kay bedenler anlaya bilirdi.

*****
Evin kapısını kapatıp yavaş adımlarla mutfağa ilerledim. Saat 22:21 geçiyordu bu saate kadar sahilde öylece uzanmış derin düşüncelerle kendimi yanlız bırakmıştım. Şimdi ise kardeşlerimi rahatsız etmek istemiyorum. uyuyor olmalılardı .

Sırt çantamı Kanape' nin üzerine koyup spor ayakkabılarımı çıkarttım .
Kıravatımı çözerken bir yandan mutfağa giriş yaptım, kurt gibi açtım . Kahvaltı dahil halâ ağzıma tek bir lokma bile almamıştım. Şuanda tek istediğim şey karnımı doyurmaktı.

BENİ KENDİNDEN KURTARWhere stories live. Discover now